Sultanahmet 4. Ağır Ceza Mahkemesi, stajyer doktor Ayşe Yılbaş'ı öldürdüğü iddiasıyla eşi Astsubay Kıdemli Çavuş Hüseyin Güneş Özmen'i yargılamaya devam etti.
Duruşma savcısı, sanık Özmen'in eşinin çalıştığı okula Yılbaş'ı öldürme niyetiyle gelerek cinayeti tasarlayarak işlediğine kanaat getirerek, sanığın Ceza Yasası'nın (TCK) 82/1-a maddesi uyarınca ve "kasten ve tasarlayarak insan öldürmek" gerekçesiyle cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme sanık avukatlarına süre tanıdı
Mahkeme, Özmen'in avukatı Bahri Bayram Belen'in duruşmaya katılmaması nedeniyle vekaleten sanığı temsil eden avukatın talebiyle savunma yapılması için ek süre tanıdı. Mahkeme, yargılamaya 28 Temmuz (Salı), saat 10.00'da devam edileceğini açıkladı.
Yılbaş'ın avukatlarıysa, davanın geldiği aşamada yeni savunma hakkı tanımaya ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle bu talebe karşı çıktılar.
Eyüboğlu: Bunun adı tasarlayarak insan öldürmedir
Bugünkü duruşmada söz alan Ayşe Yılbaş'ın avukatlarından Meriç Eyüboğlu, Özmen'in eşini staj yaptığı okula konuşmak için değil, öldürmek için geldiğini söyledi; bunun da "tasarlayarak öldürme" şeklinde bir hukuki sonuç doğurduğunu dile getirdi.
Cinayet öncesinde de sanığın eşi ve onun annesini de öldürmekle tehdit ettiğini ve bundan dolayı da iki yıl hapis cezasın çarptırıldığını dile getiren Eyüboğlu ekledi:
"Sanık Özmen, Yılbaş'ın çalıştığı okula gelmeden telefonundaki aranan numaraları silmiş; maktule defalarca ateş ettikten sonra nabzının hala attığını gördükten sonra ateş etmeye devam etmiş. Yılbaş'ın can çekiştiğini izlemiş. Cinayet gayet soğukkanlı bir şekilde, kendini savunamayan birine karşı, canice hislerle ve tasarlayarak işlenmiş. Maktule on dört mermi sıktıktan sonra da tıbbi müdahaleyi engellemeye çalışmış. Sanığın ceza indiriminden de yararlanmamasını talep ediyoruz."
Yılbaş'ın avukatı davanın uzamasından yakındı
Eyüboğlu, yargı süreciyle ilgili bianet'e, "Dosya tamamlanmış durumda, yani bitmiş bir dosya. Elbette ki savunma hakkına saygı duyuyoruz, ancak avukatın gelmemesini iyi niyetli bulmuyorum" dedi.
Avukat Meryem Turan da sanığın "akli dengem yerinde değil" söylemlerle mahkemeyi oyaladığını savundu: "Kesinlikle haksız tahrik ve iyi halden söz edemeyiz. Bu davada ağırlaştırılmış müebbet verilmeyecek de ne zaman verilecek?" dedi.
Feminist Kolektif: Tesadüf değil erkek şiddeti
Adliye yakınında bir açıklama yapan Feminist Kolektif'ten 50 kadar kadın, "Ayşe Yılbaş aramızda, unutmadık", "Kadın cinayetleri politiktir", "Tesadüf değil erkek şiddeti", "Bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun", "Erkek vuruyor, devlet koruyor", Yaşasın kadın dayanışması, yaşasın feminist mücadelemiz" şeklinde sloganlar attı.
Yılbaş'ın cinayet öncesi savcılığa yaptığı şikayetlerlere karşılık bulmadığını vurgulayarak, "Ayşe'yi öldüren sadece eşi değil. Kocalara, eski kocalara, babalara, ağabeylere bu gücü veren erkek egemen sistemdir, patriyarkadır. Bu sistem erkeklerin bizi 'namusu', 'onuru', 'gururu' olarak görmeleri için elinden geleni yapıyor. Bizim erkeklere sadece bağımlı olmamızı değil, erkeklere ait birer 'şey' gibi görünmemizi de sağlıyor" dedi.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Nöroloji servisinde stajyer doktor olan Yılbaş'ı boşanmak istediği eşi Özmen 22 Şubat 2008'de staj yaptığı hastanede öldürmüştü.
Beş ay boyunca Adli Tıp Raporu gelmedi
Yılbaş Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Nöroloji servisinde stajyer doktordu. Yılbaş boşanmak istediği eşi Astsubay Kıdemli Çavuş Özmen tarafından 22 Şubat 2008'de staj yaptığı hastanede öldürülmüştü.
Dava süreci 7 Mayıs 2008'te başlamıştı. Yaklaşık beş ay boyunca Özmen için Adli Tıp Kurumu'ndan akli dengesinin yerinde olup olmadığına dair rapor beklenmişti.
Yılbaş cinayetiyle ilgili görülen davada kronolojik olarak süreci okumak için tıklayınız. (EG/EÖ)