*İzmir Büyükşehir Beldiye Başkanı Tunç Soyer
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, başkanlığı süresince gerçekleştirdikleri ve gerçekleştirecekleri faaliyetleri anlattı. Daha önce Seferihisar Belediye başkanı olan Tunç Soyer, 31 Mart 2019'daki yerel seçimde yüzde 58 ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanmıştı.
Gönül Soyoğul'un Gerçek İzmir'de yaptığı söyleşide İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer açıklamalarda bulundu.
"Gerçekçi ol, imkansızı iste"
*Gönül Soyoğul ve Tunç Soyer
Tunç Soyer'in değindiği noktalar şöyle:
"İyi iş yapıyoruz, düzgün çalışıyoruz, iyi iş üretiyoruz. Yaklaşık 170 bin gıda paketi dağıtmışız İzmir’in en yoksul mahallelerinde… 170 bine yakın paket, ortalama 4 kişilik haneler diye düşünürseniz İzmir nüfusunun yüzde 15’nden fazla bir nüfusa tekabül ediyor. Biz bu insanlara dokunuyoruz. Hem de her şekilde. Et göremeyen mutfaklara et sokuyoruz, yüzlerce yerli tohum yetiştiriyoruz, küçükbaş hayvancılığı destekliyoruz, çocuklara süt götürüyoruz, gençler için inovasyon merkezi açıyoruz.
"Her zaman büyük hedefler koymuşumdur önüme. Hep de 'Gerçekçi ol, imkansızı iste’ derim, gençlere de bunu söylerim. Bir şey söyleyeyim: Son 50 yılda kişi başı düşen milli gelir, hatırlayın 70’lerde 2 bin-3 bin dolarlardaydı. O dönem tüm Doğu bloğu ülkeleri hepimiz aynı seviyedeydik. 50 yılda onların geldiği yere bakın, bizim geldiğimiz yere bakın. 8 bin dolarlardayız. 3 binden 50 yılda gelebildiğimiz yer 8 bin dolar. Ne oldu? Onlar nereye gitti? Biz nerede kaldık? Neden? Topraklar bereketini mi yitirdi, güneş mi battı, yağmurlar mı kurudu? Ne oldu? Yeraltı kaynaklarımız mı tükendi? Hayır hepsi duruyor. Tamamen yanlış siyasal tercihler!
"Demokrasi özgürlüğün, yaratıcılığın önünü açan bir şey"
"Yani kişi başı 60 bin dolar niye olmasın bu memlekette? Önündeki engel ne? Finlandiya’da 65 bin dolara çıkartan şey ne? Doğal kaynaklar mı buldular, turizm mi patladı, tarım mı coştu? Ne oldu? Sadece demokrasi! Ve demokrasi özgürlüğün, yaratıcılığın önünü açan bir şey. O zaman hayal kurmaya başlıyorsunuz. Varsın o hayallerin bir kısmı büyük olsun. Varsın bir kısmı gerçekleşmesin. Ama o hayalleri kurmaktan vazgeçerseniz o zaman ‘O 8 bini nasıl 9 bin yaparım’ telaşıyla geçiriyorsunuz tüm bir ömrü…
"MetroPoll’ün yaptığı bir araştırma var. Orada 3 büyükşehirin belediye başkanının hem kendi kentlerindeki hem Türkiye’deki beğenilme oranlarını tespit etmişler. Üstelik ben Sencar Hoca (MetroPoll Araştırmanın sahibi) ile de konuştum; ‘Araştırmayı 3 bin küsur denekle yaptık, yüzde 1 küsurlarda bir yanılma payı var, çok doğru bir şey çıktı ortaya’ dedi. Tabloyu kısaca şöyle söyleyeyim; Türkiye’deki en yüksek beğeni düzeyi Mansur Bey yüzde 49.6, Ankara’daki beğeni düzeyi 51.9. Ekrem Bey’in Türkiye’deki beğenisi yüzde 47.1, İstanbul’daki 61.8. İzmir’in Türkiye’de beğeni oranı yüzde 29.8, İzmir’deki beğeni yüzde 78.2…
"Yaptığımız çalışmalarının karşılığını buluyor"
"Bu mesela benim tahmin etmediğim kadar yüksek bir oran. Ben bu kadarını beklemezdim. Ama bunun altında başka veriler de var. Örneğin AKP’liler yüzde 50’nin üzerinde beğeni ifade etmiş. Bu da AKP seçmeni için şaşırtıcı bir şey. Biraz önce dedim ya, biz 170 bine yakın haneye dokunmuşuz diye, bunlar bittikten sonra orada bir çalışma daha yaptık. Dedim ki; bunları bir sandık sonuçlarıyla karşılaştıralım, biz en yoksul mahallelere gidiyoruz ama kime oy vermiş acaba bu insanlar… Çıkan tablo AKP’nin yüzde 50’den fazla oy aldığı yerler, HDP’nin, MHP’nin çok oy aldığı yerler, CHP’nin yüzde 20’nin altında kaldığı mahalleler tamamı.
"Kısacası biz bu insanlara dokunmuşuz. Buradan besleniyorum ben çok net. Başka bir gıdam yok! Yaptığımız çalışmanın karşılığını bulmasından daha büyük bir ödül olamaz!
"Belediye başkanlığı muazzam bir güç"
"Belediye başkanlığı muaazzam bir güç. Hayatı dönüştürme, iyileştirme konusunda o kadar büyük bir gücünüz var ki, bu muazzam bir şey. Bu, insanı uyutmayan bir şey! Yarın ne yapabilirim, sonra ne yapsam, daha neler yapılabilir, buradan nasıl bir şey çıkartabiliriz ortaya… Bu muazzam bir şey. O nedenle asla yorulmuyorum, asla moralimi bozmuyorum.
Soyer, 1 yıl 3 aydır süren başkanlığı boyunca fark ettiği bir değişimi şöyle aktarıyor:
"Benim öncelikle İzmir’de keşfettiğim şey, yeni keşfettiğim, belki de daha fazla keşfettiğim şey; İzmir’deki dayanışma kültürü oldu. Şunu belki de hiçbir kentli kendi kentinde bu kadar çok yapmıyor; kentlilik bilinci. Kentlilik bilinci var İzmir’de… Yani kentine sahip çıkmak, kentini korumak ve kentiyle beraber kendini tanımlamak. Herkes İzmir’i seviyor İzmir’de ve laf söyletmek istemiyor İzmir’e. Bu çok hoş bir şey.
"Hep kendimi acemi olarak görmeye gayret ettim"
"Çok başarılı bulmuyorum tabii kendimi. Ben kimseyle rekabet içine girmedim. Hep kendimle rakip oldum. Kendimin eksiklerini gördüm, kendimin yanlışlarını gördüm, kendimi olgunlaştırmaya çalıştım. O nedenle tabii ki çok hatam, çok eksiğim var ama ben kendimi hep bir ‘acemi’ olarak görmek isterim. Bir Zen rahibin nefis bir lafı var, benim mottolarımdan biri, diyor ki; ‘Bir ustanın zihninde pek az, aceminin zihninde pek çok olasılık vardır.’ Ben kendimi hep acemi görmeye gayret ettim. ‘Tamam oldu ustalaştık, hele bir de şimdi büyük koltuk var büyükşehir, artık her şeyi en iyi ben yaparım, en iyi ben bilirim.’ Asla böyle bir derdim olmadı. Hatalarımdan ders çıkartıyorum ama o acemi ruhu korumaya gayret ediyorum! Çünkü oradan çıkıyor ne çıkarsa, onu öğrendim hayatım boyunca. Kısacası hatalarım çok ama bunları tedavi edecek iradem var!
"Benim için onların barış imzacısı olmaları umrumda değil"
Soyer, 3 barış imzacısı akademisyeni kadroya katmasıyla ilgili de şunları söyledi:
"Ben o zeminde bunlarla tartışmak istemiyorum. Bunlar, kullandıkları o ayrışmacı dilin tuzağına düşmek gibi geliyor bana! Tam da bu nedenle çekiyoruz biz İzmir olarak. Sen AKP’lisin, sen CHP’lisin, sen HDP’lisin, hem MHP’lisin… Ben niye bunu öne çıkartayım? Ben neden bunun bir parçası olayım? Ben tam tersine İzmir’e ne faydası olabilir, İzmir’e ne katkısı olabilir diye düşünüyorum. Temizlik işçisi, kadın olursa daha çok katar diye düşündüğüm için kadını alıyorum, kadın şoför bu toplumdaki şeyi değiştirir diye düşündüğüm için alıyorum. Onun siyasi fikri beni hiç ilgilendirmiyor. Bu arkadaşlarımız da çok iyi akademisyenler. Sosyoloji, siyaset bilimi, toplum bilimi konusunda çok donanımlılar. Benim için onların barış imzacısı olmaları veya başka bir şey umurumda değil! Ben faydalı olacaklarını düşünüyorum. Büyükşehir Belediye Başkanı olarak benim parametrem bundan ibaret!
Kemeraltı İzmir'in kaldıracı olacak
Soyer, halihazırdaki projelere dair de şunları söyledi:
"Kemeraltı meselesinde hiç vazgeçmiş değiliz. Kemeraltı bu şehrin kaldıracı olacak! Havra Sokak ile başlıyoruz. En kısa sürede Havra Sokağın aydınlatması, döşemesi, tezgahları vs her şeyini elden geçireceğiz ve yepyeni bir Havra Sokak yaratacağız ve devam edeceğiz. Bunda hem dünya bankasından kaynak bulacağız, hem o katlı otoparkı yıkacağız, İkiçeşmelik’i taşıyacağız. Hepsini yapacağız. O ilk hayalini kurduğumuz Kemeraltı Projesi’ni hayata geçireceğiz!
(SO)