Hüseyin Köksal, Yusuf Pazar, Mutlu Saydam, Ömer Kara, Sabahattin Demir, Süleyman Ballan, Elhas Altındere, Selçuk Gökdağ, Mehmet Ali Tosun, Ramazan Erdem ve Oğuz Yelken. 20'li yaşlarının başlarındaydılar. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde zorunlu askerlik görevlerini yerine getiriyorlardı.
Geçtiğimiz Cumartesi gecesi öldüler. Dokuzu, birliklerine PKK'nın düzenlediği açıklanan saldırıda, ikisi saldırganları takip ederken mayın patlaması sonucunda yaşamını yitirdi.
Cenazeleri memleketlerine askeri kargo uçakları içinde gönderilirken aileleri evlatlarının ölüm haberini kapılarına gelen askeri yetkililerden aldı. Henüz acılarıyla dahi yüzleşemeden askerler, siyasetçiler, gazetecilerin sorularına ve teselli sözlerine maruz kaldı.
Hüseyin Köksal'ın askerliğinin bitmesine 5.5 ay, Mutlu Saydam'ınkine 56, Elhas Esendere'ninkine 50 gün kalmıştı. Selçuk Gökdağ dört aylık askerdi. Babası Kemal Gökdağ, oğlunun dört aylık askerken dağa yollanmasına sitem ettiğinde Kocaeli Valisi Ercan Tapaca'nın "Yok yok öyle hesap yapma. Ruhunu şad edecek şeyler lazım" sözleriyle karşılaştı.
Hüseyin Köksal'ın annesi Emine Köksal, "Nasıl dayanırım, giderken bunu düşünmedin mi?", Ömer Kara'nın annesi Elmas Kara "Sen niye öldün oğlum? Sen neyin bedelisin?" diye ağladı.
Süleyman Ballan'ı tek başına büyüten annesi Ünzile Ballan'ı cenazede kimse teskin edemedi. Eşi öldüğü için Ramazan Erdem'i tek başına büyüten baba Mustafa Erdem oğlunun arkasından "Bugün aramasını, sesini duymak isterdim" dedi.
Er Mehmet Ali Tosun'un babası Abdullah Tosun ancak sakinleştirici ilaçla, hekim kontrolünde ayakta durabiliyordu.
Hüseyin Köksal: "Nasıl dayanırım, düşünmedin mi?"
Onbaşı Hüseyin Köksal'ın cenazesi, Ankara'da, Kocatepe Camii'nde düzenlenen törenin ardından Cebeci Askeri Şehitliği'nde toprağa verildi. Askerliğinin bitmesine 5.5 ay kalmıştı. Annesi Emine Köksal, tören boyunca "Yavrum sana doyamadım. Günlerini sayıyordum. Nasıl dayanırım, giderken bunu düşünmedin mi?" diye ağladı.
Yusuf Pazar: "Yavrum, sen böyle mi evine gelecektin?"
Jandarma Çavuş Yusuf Pazar'in (21) cenazesi, Ankara, Kazan ilçesi Asri Mezarlığı'nda toprağa verildi. Annesi Nurdan Pazar oğlunun tabutuna sarılıp "Yavrum, sen böyle mi evine gelecektin. Yiğidimin boyuna bak, nasıl da yiğitti. Anan kurban olsun sana" diye ağladı. Baba Yaşar Pazar ayakta duramadığından cenaze namazını oturarak kılabildi.
Mutlu Saydam: Terhisine 56 gün kalmıştı
Mutlu Saydam'ın ailesi yıllar önce Muş'tan Sakarya'nın Arifiye ilçesi Yukarı Kirazca köyüne göç etmişti. Hüsne ve Sıddık Saydam'ın 10 çocuğundan biriydi. Cenazesini evinde anne, baba ve kardeşleri ağıtlar yakarak karşıladı. Mutlu Saydam, Sakarya'dan askere gidip ölen 117. genç.
Ömer Kara: "Oğlum sen niye öldün?"
Jandarma Uzman Çavuş Ömer Kara'nın (24) cenaze töreni Mersin, Tarsus ilçesi Hacıhamzalı Köyü İlköğretim Okulu'ndaydı. Annesi Elmas Kara oğlunun tabutuna sarılıp "Sen niye öldün oğlum? Sen neyin bedelisin? Bunu bana söyleyin komutanım. Oğluma nasıl kıydınız? Ben oğlumu istiyorum" diye ağladı.
Baba Mehmet Kara ise "Şehit olacağı dün gece rüyama girdi. Devlet teröre bir an önce önlem almalı. Bir an önce akan kanın durdurulması gerekir" dedi.
Sabahattin Derin: 7 aylık askerdi
Er Sabahattin Derin (23) yedi aylık askerdi. Ailesi Muğla, Milas ilçesinde yaşıyordu. Annesi Melek Derin, oğluyla en son 12 Haziran'da, telefonda konuşmuştu: "Bana ne yemek yaptığımızı sordu. Ben de söyledim ve ona 'sen ne yaptın' dedim. Oğlum menemen ve kızartma yaptığını söyledi. 'Kardeşimi benim yerime öp ve onu üzme. Anne, babama ulaşamıyorum bu akşam çıkıyoruz. Nasip olursa 25'ine kadar dönerim' dedi. İki ay sonra izine gelmek istiyordu" diye konuştu.
Babası Yaşar Derin, oğluyla en son bir hafta önce konuştuğunu anlattı; "Allah kimseye böyle acı vermesin. Oğlum bana verilebilecek en güzel babalar günü hediyesini verdi, beni onurlandırdı. İki oğlumdan birini vatana feda ettim. İkincisini de feda ederim. Ancak Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum; Bu akan kanı durdurun" dedi.
Derin'in cenazesi bugün Milas Asri Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
Süleyman Ballan: Annesi tek başına büyütmüştü
Piyade Er Süleyman Ballan'ın anne ve babası o bebekken ayrılmıştı. Oğlunu tek başına büyüten anne Ünzile Ballan'ı cenazede teskin etmek mümkün olmadı.
Elhas Esendere: Çobanlık yapıyordu
Er Elhas Esendere, Kahramanmaraş, Göksun ilçesi, Ericek beldesi, Haytalar mezrasında çobanlık yapıyordu. Terhisine 50 gün kala öldü. İstanbul'da çalıştığı için üç yıldır oğlunu görmeyen baba Çavuş Esendere, "Kaderde oğlumu böyle karşılamak da varmış. Askere giderken göremedim, onu uğurlayamadım. İzne geldi yine göremedim. Allah'ım bana güç ver, sabır ver" dedi.
Selçuk Gökdağ: Babası "Neden dağa gönderildi?", Vali "Öyle hesap yapma" dedi
Elazığ'ın Palu ilçesinde ölen Selçuk Gökdağ, İzmitliydi. Acemi eğitimini İzmir Foça'da tamamlamış geçen ay komando onbaşı olarak usta birliğine gitmişti. Ailesi ölüm haberini dün sabah 06.30'da evlerine gelen bir albaydan öğrendi.
Baba Kemal Gökdağ, "Yalnız benim oğlum değil, başka evlatlar da askere gidecek. Onlara sahip çıkılsın. 'Oraya gidecek, ölecek' diye düşünmesin kimse. Oğlumun kaderinde askerde şehit düşmek varmış. Ne mutluyum ki oğlum beni şehit babası etti. Ahirette ona madalya takacağım. Herkese bu mertebe nasip olmaz. İnşallah cennette beraber oluruz" dedi.
Oğlunun dört aylıkken dağa yollanmasından dolayı sitem eden baba Kemal Gökdağ'a Kocaeli Valisi Ercan Topaca, "Yok yok öyle hesap yapma. Ruhunu şad edecek şeyler lazım. Bize düşen sizi rahat ettirmek" dedi.
Mehmet Ali Tosun: Ben de bugün oğlumla konuşmak isterdim
Er Mehmet Ali Tosun'un (21) ailesi Aydın, Tepecik beldesinde yaşıyordu. Babası Abdullah Tosun, sakinleştirici ilaçla ve hekim kontrolünde ayakta duruyordu. "Ben de bugün oğlumla babalar gününde konuşmak isterdim. Yavrumun sesini duymak isterdim. İzine çıkıp gelmeyi düşünüyordu. Ama şimdi cansız bedeni geliyor. Terör artık son bulsun. Babalar, analar, ağlamasın" dedi.
Ramazan Erdem: Annesini dört yaşındayken kaybetmişti
Ramazan Erdem'in (20) annesi o dört yaşındayken ölmüş, Türkiye Taşkömürü Kurumu'ndan emekli maden işçisi olan babası Mustafa Erdem, oğlunu yalnız başına büyütmüştü.
Oğlunun ölüm haberini aldığında ''Çocuklarıma hem anne, hem babalık yaptım. Bugün Babalar Günü ama pek bir şey hissedemiyorum. Kolay değil, fakat bir süre sonra yokluğuna alışmak zorundayız. Bugün yanımda olmasını, aramasını isterdim'' diye konuştu.
Oğuz Yelken: "Babalar günü acılar günü oldu"
Oğuz Yelken'in (21) babası İlyas Yelken, ''Babalar Günü benim için acılar günü oldu ama ağlayıp da hainleri sevindirmeyeceğim. Allah hiç bir babaya bu acıyı yaşatmasın. Evlatlarından ayrı bırakmasın. Oğlum vatan için şehit oldu. Acılı bir baba olarak bu gözyaşının dinmesini istiyorum. Ne gerekiyorsa yapılsın ve artık bu olaylar bir daha yaşanmasın. Bitsin artık bu acılar, bitsin" dedi.
Oğlu ile en son Cuma günü görüştüğünü anlatan Yelken, "Görev için dağa çıkacağını söyledi. Allah'a emanet ol oğlum, dedim. Televizyonda Hakkari'de bir birliğe saldırı olduğunu duyunca yüreğime kor gibi ateş düştü. Televizyonu dikkatli bir şekilde takip ettim. Tekeli Hudut Taburu'nun basıldığını duyunca yıkıldım. Eyvah gitti oğlum dedim. Oğlumun öldüğünü o zaman hissettim" dedi. (BB/EÖ)