DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, dokuzuncu gününe girilen orman yangınlarına ilişkin yaptığı açıklamada “Her felaketin ardından ülkemizin nasıl bir yıkım ile karşı karşıya olduğunu tekrar tekrar görüyoruz” dedi ve hükümetin politikalarını eleştirdi.
Türkiye’nin felaket üzerine felaket yaşadığını belirten Çerkezoğlu “Ekonomik kriz, salgın, deprem, sel baskınları derken şimdi de ülkemiz yanıyor. Orman yangınlarıyla doğamız, geleceğimiz, yurdumuz kül oluyor” diye konuştu.
TIKLAYIN - Manavgat'taki yangın 9. gününde: Tahliyeler sürüyor
Çerkezoğlu AKP’nin neoliberal politikalarının, yaptığı özelleştirmelerin ve güttüğü piyasacı anlayışın insanı, doğayı, yaşamı ve Türkiye’yi korumaktaki yetersizliğine vurgu yaparak “İktidarın yarattığı enkaza tanıklık ediyoruz” dedi.
Çerkezoğlu “Devam eden orman yangınları rantçı, piyasacı bir anlayışın ülkemiz ve geleceğimiz için en hakiki ‘beka’ sorunu olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Dünyada Covid-19 salgınının yaralarını sarmaya yönelik nakdi desteklerde en alt sıralarda olan, iktidarın halka destek vermek yerine sermaye teşvik dağıtmayı tercih ettiği ülkemizde, ormanlar yanarken de aynı tercihlerin yakıcı sonuçlarını gördük” ifadelerini kullandı.
"Ülkeyi yönetenler sorulara cevap vermiyor"
Çerkezoğlu ardından orman yangınları söndürülemezken halkın sorduğu hiçbir soruya ülkeyi yönetenlerin cevap vermediğini belirtti, “Yanıt alana kadar, hesabı verilene kadar bu soruları sormak bir yurttaşlık görevidir” dedi ve şu soruları sordu:
- Ülkeyi yönetenlerin yurtdışı gezilerine onlarca özel uçakla gittiği, lüks uçak filolarının iktidarın hizmetine sunulduğu, insansız hava aracı üretmekle övünen, aya gitme projeleri ilan edilen bir ülkede, yangın söndürme uçağı olmamasının açıklaması nedir?
- Orman Bakanlığı tarafından çürümeye terk edilen Türk Hava Kurumu uçakları yerine dışarıdan uçak kiralama ısrarının nedeni, kendi uçağını çürütüp dışarından uçak kiralama motivasyonunun gerekçesi nedir?
- Böylesi bir afet anında bile, partizanlık yapmanın, yerel yönetimlerle diyalog kurmaktan kaçınmanın, "ormanların korunması ve yangınlarla mücadeleye ilişkin belediyelerin sorumlu olduğu” gibi gerçek dışı bir beyanda bulunurken bile belediyelerle işbirliğine gitmemenin, hatta Belediye'nin yangına müdahalesini "güvenli bölge” gerekçesiyle engellemenin bir izahı var mıdır?
- Bilim insanları iklim krizi nedeniyle, sıcaklıkların ve yangınları arttıracağına dikkat çekmiş iken, ekstra önlem neden alınmamış, yangınla mücadeleye daha fazla kaynak ayrılmamıştır?
- Orman muhafaza memurları ve orman işçileri başta olmak üzere personel yetersizliğine dair uyarılara neden kulaklar tıkanmıştır?
- Yangınlardan sonra verilen sözlere ve Anayasa'nın 169'uncu maddesine aykırı olarak, daha önce yanan ormanlara neden yapılaşma izni verilmiş, küllerin üzerine lüks otellerin yükselmesine göz yumulmuştur?
- Herhangi bir demokratik hak arama eyleminde hızla organize olan ve çoğunlukla hakkın kullanımını engelleyen devletin çeşitli zor aygıtlarının, yangına müdahaledeki gecikmelerinin ve yetersizliklerinin nedeni nedir?
- Yurttaşlar canını, malını ve ormanlarını korumak için canhıraş mücadele ederken, orman yangınlarının olduğu bölgelere neden yüzlerce araçtan oluşan konvoylarla gidilerek trafik kilitlenmiş, miting kürsülerinden ve otobüslerden ne gerekçeyle çay atılmıştır?
- Orman alanlarının imara açılmayacağına dair sözler yine çiğnenecek midir? Yanan orman ve tarım alanlarının madenlere tahsisine son verilecek midir?
- 10. Halkın haber alma hakkını kısıtlamanın, yangına dair haberleri RTÜK aracılığıyla engelleme girişimlerinin yangını söndürmeye katkısı nedir?
"Türkiye'yi yeniden var edeceğiz"
Halkın sorularına yanıt vermenin, yangın, sel, deprem, salgın hastalık gibi afetlere karşı daha fazla kaynak ayrılarak önlem almanın, ormanlardaki madenciliği ve yapılaşmayı durdurmanın ve halkın yaralarını sarmanın asli olarak ülkeyi yönetenlerin sorumluluğunda olduğunu belirten Çerkezoğlu şöyle devam etti:
“Bu vesileyle yangınların söndürülmesi için zor koşullar altında mücadele veren tüm emekçilere, üyelerimize ve canı pahasına dayanışmayı büyüten yurttaşlara teşekkür ederiz.
“Dayanışmayı büyütmek kadar sorumluluğunu yerine getirmeyenlerden hesap sormak da boynumuzun borcudur. Özelleştirmelerle, sermaye yanlısı politikalarla talan edilen, insanı ve yaşamı koruyan tüm kuralları çiğnenen, tüm kurumları enkaza dönen bu ülkeyi emek ile, akıl ile, bilim ile küllerinden yeniden var edeceğiz!” (HA)