* Fotoğraf: Muhammed Yaylalı - Ankara / AA
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sánchez Amor, Türkiye ziyaretinin ardından Ankara'daki AB Delegasyonunda açıklama yaptı.
Açıklamasında, ziyaretinin amacının, 28 Şubat’ta Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’nda sunacağı Türkiye’ye ilişkin yıllık raporun hazırlıkları kapsamında çeşitli alanlardan yetkililerle bir araya gelmek olduğunu söyledi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş konusunda almış olduğu kararların uygulama konusunda bir isteksizlik olduğunu, bunun da Türkiye'nin imajını olumsuz etkilediğini dile getiren Amor, AB'nin bu davalara ilişkin yaptığı yorumların Türkiye yargısına müdahale olarak söylenmesinin doğru olmadığını düşündüklerini belirtti.
AP Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sánchez Amor yıllık rapor hazırlıkları kapsamında, 20-25 Şubat tarihlerinde Türkiye'yi ziyaret etti. Hükümet, Meclis, düşünce kuruluşları, uluslararası örgütlerden üst düzey yetkililerin yanı sıra siyasi parti ve sivil toplum temsilcileri ile görüştü.
Sánchez Amor, Osman Kavala’nın tutuklu yargılandığı Gezi davasının 21 Şubat’taki duruşmasına katıldı, Boğaziçi Üniversitesinden öğretim görevlileri ve öğrencileri ziyaret etti. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile görüştü.
Bugünkü açıklamasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmamasını eleştirdiğini ifade etti:
“AİHM kararları uygulanmıyor”
“Ocak 2020 yılında bilgi toplamak amacıyla gerçekleştirdiğim son ziyaretten bu yana AB-Türkiye arasında bazı zorluklar aşıldı ve şu anda daha pozitif bir ortam mevcut. Bu fırsatı değerlendirerek karşılıklı güvenin yeniden tesis edilmesini sağlamalıyız.
“Yüksek düzeyli bir takım diyalog toplantıları gerçekleştirildi. Askıya alınanların yeniden başlatılması ve bu görüşmelerin daha fazla politika alanını kapsayacak şekilde genişletilmesi taraftarıyım.
“Öte yandan katılım sürecinin merkezinde yer alan hukukun üstünlüğü ve insan hakları meselelerinde ne yazık ki herhangi bir iyileşme görülmedi. Avrupa Parlamentosu için Türkiye ile bir pozitif gündem oluşturulması önündeki en büyük engel budur.
“Osman Kavala davası devam etmekte olan bu sorunun güzel bir örneğidir. Türkiye’deki resmi makamların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayarak kendi hukuk sistemlerine saygı göstermemelerini bir kez daha eleştirdim.
Gümrük Birliği’ne “insan hakları” şartı
“Türk halkı son derece zorlu ekonomik şartlarla mücadele ediyor. Türkiye ile AB arasında üst düzeydeki ekonomik entegrasyon ışığında, Türkiye’deki bazı muhataplarımız Gümrük Birliği’nin acilen güncellenmesi gerektiğini ifade ettiler.
“Bu bağlamda Türkiye vatandaşlarına ve AB’ye somut yararlar sağlayacak her türlü fırsatın değerlendirilmesini destekliyorum. Ticaret ilişkilerimizdeki mevcut sorunlara ilişkin belirli bir ilerleme kaydedilmesi şartıyla bu alanda görüşmelere başlanması için başka bir önkoşul olmamalıdır.
“Ancak hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı alanında ilerleme olmadan Avrupa Parlamentosu’nun Gümrük Birliği’nin güncellenmesine nihai onay vermeyeceğini tüm tarafların akılda tutması gerekir.
“Avrupa yanlısı tutum memnuniyet verici”
“Ziyaretim sırasında çeşitli siyasi partilerle görüşmelerde bulunarak mevcut siyasi ortamın nabzını tutma imkânına sahip oldum. İktidar partisi de dâhil olmak üzere, Türkiye'deki tüm büyük siyasi partiler Avrupa yanlısı tutumlarını tekrar teyit ettikleri için ayrıca memnuniyet duyuyorum.
“Son olarak, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri harekâtı konusunda, çeşitli toplantılarda yetkili Türk makamlarının Ukrayna'nın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne verdikleri açık desteği memnuniyetle karşıladım ve bu konudaki güçlü takdirlerimizi dile getirdim. Önümüzdeki zorlu günlerde dış politika ve güvenlik politikasında güçlü AB-Türkiye işbirliğinin önemini vurgulamak isterim. ” (AS)