15. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bu yıl da Anneler Günü'nü içine alıyor; 10-17 Mayıs tarihleri arasında Ankara'da yapılacak festival, anne-çocuk ilişkilerini ve üç kuşak kadının birbirine aktardıkları deneyimleri filmlerle tartışmaya açıyor.
Festivalin en iddialı filmlerinden "Prensesim" (My Little Princess, 2011), Fransa sinemasının gözbebeği Isabelle Huppert'in başrolde oynadığı kışkırtıcı ve çok tartışılacak bir yapım. Huppert'e Hindistan'ta Mumbai Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülü getiren film, yönetmen Eva Ionesco'nun kendi yaşamından izler taşıyor ve 1970'lerin Paris'inde geçiyor. Anne sevgisi arayan bir kız çocuk ile, ondan bir arzu nesnesi yaratmak pahasına kızının fotoğraflarını çeken bir annenin öyküsü bu. Yönetmen Ionesco'nun annesi de o yıllarda kızının çıplak fotoğraflarıyla Paris'in sanat çevrelerini sarsmıştı.
Festivalde çok ilginç ve düşündürücü bir film daha var: İsveçli yönetmen Tova Mozard'ın "Sahnede Üçümüz" (The Big Scene, 2011) adlı filmi. Bir zamanlar Bergman'ın idaresindeki Stockholm Kraliyet Tiyatrosu sahnesinde annesi ve anneannesiyle birlikte ilişkilerini sorguluyorlar. Bu üç kuşak kadın adeta bir çocuğun aşırı sevgiyle yıprattığı Viktorya dönemine ait oyuncak bebek koleksiyonunu andırıyor.
Anneanne, anne ve kız çocuk üçgenine İsrail'den bakan başarılı sinemacı Maya Dreifuss, "Ziyaret Saati" (Visiting Hours, 2005) adlı filmiyle üç kuşak kadını bir yüzleşme hikayesinde bir araya getiriyor.
Festivalin Üç Kuşak başlıklı bölümünde gösterilecek bir diğer film, Rusya'dan genç kuşağın başarılı temsilcilerinden Aleksandra Strelyanaya'nın "Kuş Yemi" (Bread for Bird, 2010) adlı filmi. Kuş Yemi, deneyimleri birbirinden tamamen farklı olan nesiller arasındaki diyaloğa tanıklık ediyor.
Bölümün son filmi ise İspanya'dan. Silvia Gonzales Laa'nın "Orada Ol" (Be There, 2010) adlı filmi kızının güvenini yeniden kazanmak isteyen bir annenin öyküsünü anlatıyor. (ÇT)
* Filmlerin gösterim yerleri, saatleri ve festival programının tamamı için tıklayınız.