Aralarında Savaş Buldan, Behçet Cantürk, Haci Karay'ın da bulunduğu 19 kişinin zorla kaybedilmesi ve öldürülmesine ilişkin açılan Ankara JİTEM Davası'nın yedinci duruşması Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi’nden avukatlar ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) temsilcisi avukatlar ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi yöneticileri katıldı.
Duruşma savcının bir önceki verdiği mütalaayı tekrar etmesiyle başladı.
MA’nın haberine göre; duruşmada ilk sözü alan avukat Sertaç Ekinci, geçen duruşma okunan mütalaa ile duruşma zaptına işlenen metnin farklı olduğunu belirtti ve değişen mütalaaya karşı ek süre talep etti.
Bunun üzerine Savcı, “mütalaada bir noktalama işaretinin dahi değişmediğini” söyledi ve mütalaayı tekrar okudu.
Savcı, “sanıklar hakkında verilen beyanların çelişkili olduğuna ve yeni bir delil elde edemeyecek kadar süre geçmesinden dolayı sanıklar hakkında beraat” talep etti.
Dava avukatları ise; mütalaaya karşı süre ek talep etti. Mahkeme heyeti avukatların süre talebini “mahkemeyi uzatmaya yönelik” olduğunu belirterek reddetti.
TIKLAYIN-Ankara JİTEM Davası: #PekiFailiKim?
Avukatlar “ek süre talebinin” reddedilmesi üzerine mütalaaya karşı söz aldı.
Mahkemenin 10 yıldır karar vermesi için uğraştıklarını belirten avukat Eren Baskın, şöyle konuştu: “Hepimizin tek amacı 19 kişinin akıbetini sormak. Gerçeği, adaleti sokaklarda arayacağız bundan sonra. Arjantin Kolombiya gibi ülkelerde faili meçhul cinayetlerle bağlantılı kişileri yargıladı ve cezalandırdı. Burada da yine beraat kararı verilecek. Savcının mütalaasını kabul etmiyorum. 30 yıldır babam eve gelmiyor. 30 yıldır katilini yakalayamadık. Bizim mücadelemiz burada bitmeyecek. Her Cumartesi günü Tansu Çiller’in ‘Oturur oturur giderler’ dediği Cumartesi Anneleri ile beraber mücadele edeceğim. Burada vazgeçmiyoruz, bundan sonrada elimizden gelen her şeyi yapacağız.”
TIKLAYIN-"Bu Davanın Bir Numaralı Sanığı Devlet"
Mahkemenin altından kalkamayacağı düzeyde dosya olduğuna dikkat çeken avukat Ekinci ise; “Size verilen yetkiler burada faili meçhul cinayetleri aydınlatabilecek düzeyde değil. Savcı çelişkiler olduğunu ifade ediyor ama ben bir çelişki göremiyorum. Mütalada uzi marka silahlardan hiç bahsedilmiyor. Kutlu Adalı cinayeti de bu uzi markalı silahlarla işlendi Sedat Peker açıkladı bunu. Beraat talebi genel hukuk kurallarına aykırıdır, mahkemeden beraat talebinin reddedilmesi gerekmektedir” dedi.
İddia makamının mütalaasının sanıkların savunması gibi göründüğünü vurgulayan avukat Nuray Özdoğan. “Mütalaanın içeriği açısından tüm delillerin tartışılmadığı ortada. İddia makamının takdirine karışamayız fakat delilleri tartışması gerekir. Soruşturma kovuşturma aşamasından beri eksiklikler ve yanlışlıklar var. Bizim ağır insan hakları ihlali olduğuna dair iddiamıza yanıt vermenizi istiyoruz kararda. Deliller sanıklarla yüz yüze tartışılmadı. Sanıkların pozisyonları kim oldukları göz ardı edilmeden yargılama yapılamaz. Mağdurun hakkı yokmuş gibi yargılama yapılmasına itirazımızı yapacağız. Mütalaa karara varmaya uygun bir mütalaa değil. Madem çelişki var sanıkları ve tanıkları getirir yüzleştirirsin. Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Daha sonra söz alan sanık avukatları ise; savcının mütalaasına katıldıklarını dile getirerek, sanıklarını beraatini talep ettiklerini belirttiler.
Kararını açıklayan mahkeme tüm sanıkların beraatine karar verdi.
TIKLAYIN-Ankara JİTEM Davasında Tanık: Ölüm Listelerini Bizzat Gördüm
Ne olmuştu?
Metni okumak için fotoğrafa tıklayın.
Hafıza Merkezi’nde yer alan bilgilere göre, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce 30 Eylül 1999’da uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da arasında bulunduğu 1990’lı yıllarda Ankara’da zorla kaybedilen veya yasadışı keyfi infaz edilen 19 kişiye ilişkin ilk soruşturma 2013 yılında başlatıldı.
20 Eylül 2013’te zamanaşımı riskinden dolayı Abdülmecit Baskın cinayetiyle ilgili iddianame düzenlenirken, 20. Aralık 2013’te düzenlenen yeni iddianameyle şu isimlerin öldürülmesi de iddianameye dahil edildi: Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Haci Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan ve Faik Candan.
Davanın sanıkları: Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven, Muhsin Korman.
Sanıklar, “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçundan Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor.
3 Temmuz’daki son duruşmada tanık olarak dinlenen dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş 1990’lı yıllarda “terörle mücadele” adı altında birçok suç işlendiğini dile getirdi.
İş insanlarının öldürülmesinin Tansu Çiller’in o dönem “elimizde PKK’ye yardım eden iş adamları listesi var” sözleri sonrasında yaşandığını söyleyen Savaş, “cinayetleri işlemek için ölen PKK militanlarının silahlarının kullanılması idealdi” dedi.
(RT)