Anayasa Mahkemesi, 4+4+4 diye bilinen 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un iptal isteminin neden reddedildiğini açıkladı.
Resmi gazetede yayımlanan gerekçeli kararda, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin Hayatı derslerinin, ortaokul ve liselerde isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulmasını öngören kuralın iptal istemi üzerine şu değerlendirme yapıldı.
“Laiklik ilkesi, doğup geliştiği Batı’da, dinin toplumsal ve kamusal alandan tamamen dışlanması sonucunu doğurmamış, dini ihtiyaçların karşılanmasına yönelik devlet politikalarını beraberinde getirmiştir. Devlet okullarında ve özel okullarda öğrencilere din eğitim ve öğretiminin verilmesi bu politikaların başında gelmektedir.”
Laikliğin devlete negatif ve pozitif yükümlülükler yüklediğini vurgulayan kararda bu yükümlülükler de şöyle anlatıldı.
“Negatif yükümlülük, devletin bir dini ya da inancı resmi olarak benimsememesini ve bireylerin din ve vicdan hürriyetine zorunlu nedenler olmadıkça müdahale etmemesini gerektirmektedir.
“Pozitif yükümlülük ise devletin, din ve vicdan hürriyetinin önündeki engelleri kaldırması, kişilerin inandıkları gibi yaşayabileceği uygun bir ortamı ve bunun için gerekli imkânları sağlaması ödevini beraberinde getirmektedir.”
Lozan referansı
Gerekçeli kararda Lozan Antlaşması'na da atıfta bulunuldu.
Loazan Antlaşması’nın "Azınlıkların Korunması" başlıklı üçüncü faslında "Türkiye'de yaşayan gayrimüslim azınlıkların hukukunun düzenlendiği" hatırlatıldı.
Gerekçede, şu ifadelere yer verildi:
"Dava konusu kural, Lozan Antlaşması'nın hükümleriyle birlikte değerlendirildiğinde, din eğitimi ve öğretimi konusunda diğer dinlerin mensuplarına ayrımcılık yapılmadığı anlaşılmaktadır.
“Kişilere din ve vicdan özgürlüğü alanında seçenekler sunan, toplumu oluşturan bireylerin bu alandaki yaygın ve müşterek ihtiyaçlarının karşılanmasını kolaylaştıran tedbir ve uygulamalar laiklik ilkesine aykırı görülemez.
“Nitekim hemen her ülkenin din eğitim ve öğretimi, hakim dine belli bir ağırlık vermekte, diğer dinler karşısında çoğunluk dininin mensuplarına bazı öncelikler tanımaktadır.
“AİHM de objektif ve gerekli olduğu takdirde bu farklı muamelenin Sözleşmeye aykırılık teşkil etmeyeceğini belirtmiştir."
AİHM'in Türkiye ile ilgili 2007’de verdiği bir karar da hatırlatıldı.
“AİHM, Hasan ve Eylem Zengin/TÜRKİYE(2007) kararında da, devletin laik niteliğine karşın İslam’ın Türkiye’de çoğunluk dini olduğu gerçeği karşısında, ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi’ müfredatında diğer dinlere kıyasla İslam dinine daha fazla yer ve öncelik verilmesinin, tek başına çoğulculuk ve objektiflik ilkelerinden sapma anlamına gelmeyeceğini belirtmiştir.”
Gerekçede nihai olarak, "Bu açıklamalar ışığında, dava konusu kuralın diğer dinlerin mensupları aleyhine bir düzenleme getirmediği, dolayısıyla Anayasanın 10. maddesinde korunan eşitlik ilkesine aykırı olmadığı anlaşılmaktadır" değerlendirmesi yapıldı.
CHP kanunun bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açmıştı. (YY)
Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararına buradan ulaşabilirsiniz.