Fotoğraf: Almanya Federal Savcılığı binası
Haberin İngilizcesi için tıklayın
DW Türkçe'nin haberine göre Federal Adalet Mahkemesi (BGH) tarafından haklarında tutuklama kararı çıkarılan Türkiye yurttaşı Özgül E. ve İhsan C. ile Almanya yurttaşı Serkan K. Almanya'da "yabancı terör örgütü" olarak kabul edilen yasaklı DHKP-C'ye üye olmaktan yargılanacaklar.
Federal Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Özgül E.'nin 16 Mayıs'ta Heidelberg'de, Serkan K.'nın 17 Mayıs'ta Hamburg'da, İhsan C.'nin ise 18 Mayıs'ta Bochum'da gözaltına alındıkları belirtildi.
Federal Başsavcılığın açıklamasında DHKP-C'nin "Avrupa'yı terörist faaliyetlerini finanse etmek, militan sağlamak ve eğitmek, silah ve diğer askeri teçhizatı temin etmek üzere 'cephe gerisi' olarak kullandığı" iddia edildi.
Operasyonun politik saikleri
Federal Başsavcılığın sanıkların 2003'ten bu yana yaklaşık 19 yıllık geçmişlerine ilişkin iddialar ileri sürdüğü açıklamada Almanya'daki uğraşlarıyla ilgili olarak verdiği bilgiler arasında bir konser düzenlemek, bağış toplamak, haftalık bülten yayınlamak gibi genel siyasal etkinlikler dışında bir "terörist" faaliyetten söz edilmiyor.
Bu yöndeki suçlayıcı bilgiler daha çok Federal Savcılığın yargı alanı dışında Türkiye'de, veya Hollanda'da gerçekleştirildiği ileri sürülen etkinliklerle ilgili.
Sanıkların Ocak 2017'den itibaren örgütün "Almanya sorumlusu" olarak görev yaptığı belirtilen Savcılık açıklamasında, herhangi bir şiddet eylemi ya da bu türden bir eyleme hazırlıkla ilgili somut iddiaların da yer almadığı görülüyor.
Hükümet yanlısı Sabah gazetesi de İngilizce web yayınında "Uzun zamandır Ankara tarafından terörist grupları barındırmakla suçlanan Almanya'nın yeni tutuklamalarla Türkiye'nin 'sırtını sıvazlar' göründüğü"nü yazdı.
Federal Savcılık açıklamasına göre en az 5 yıldır izlenmekte olmalarına karşın sanıkların Erdoğan hükümetinin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine yönelik vetosunu kaldırmak için ileri sürdüğü NATO ülkelerindeki "teröristlerin yakalanması ve Türkiye'ye iadesi" şartının ortaya atılmasından bir kaç gün sonra tutuklanması, operasyonun adli tutarlılığına ilişkin kuşkuları ve arkasındaki politik saiklere ilişkin soru işaretlerini de gündeme taşıyor. (AEK)