Özyeğin Üniversitesi Edebiyat Bölümünden Dr. Ali Serdar'ın Barış İçin Akademisyenlerin "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalaması sebebiyle "Terör örgütü propagandası" iddiasıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davadaki beyanını yayınlıyoruz.
Sayın Hakim,
Savcının iddianamesinde dile getirdiği tüm iddiaları reddediyorum.
Bildirinin “PKK/KCK terör örgütünün alenen propagandası mahiyetinde olduğu ya da terör örgütünün cebir şiddet veya tehdit içeren yöntemlerinin meşru gösterecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı” iddiaları dayanaktan yoksundur.
Ben bildiriyi açık olarak şiddetin sona ermesini istediğim ve barışı savunduğum için imzaladım. Hala da bu bildirinin bunun ötesinde niyetleri, imaları olduğunu düşünmüyorum.
Bu bildiri, iddianamede söz edilen çözüm sürecini ve çatışmasızlık ortamına geri dönülmesini talep etmektedir ki bu süreç bizzat devlet tarafından başlatılmış ve sürdürülmüştür.
İnsanların öldürülmediği bu sürecin devam ettirilmesini devletten talep etmek bir TC vatandaşı olarak benim en doğal hakkımdır.
Yine vatandaşı olduğum devletin eylemlerine yönelik eleştirilerimi de bir başkasının özgürlüğüne kısıtlama getirmeden, bir kişi ya da kurumu hedef göstermeden ve şiddete başvurmadan dile getirmekte özgürüm; bu hak bana Anayasamız, yasalarımız ve taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalarla tanınmıştır.
Dolayısıyla hiç kimse bir başkasının istediği gibi düşünmek zorunda değildir ve ben bu bildiride dile getirilen eleştirilerin; cebir, şiddet ve tehditle ilişkilendirilmesinin zorlama bir iddianın ötesinde geçerli olmadığını düşünüyorum.
Ben bu bildiriyi sivil kaybının sona erdirilmesi ve barış ortamına geri dönülmesi gerektiğine inandığım için imzaladım. (AS/TP)