Gözaltındaki Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş, Türk Dil Kurumu’nun (TDK) kadına yönelik ayrımcı kelimelerine karşı başlattığı hukuk mücadelesini kazandı.
Cumhuriyet’in haberine göre Ankara 6. İdare Mahkemesi; “müsait”, “boyalı”, “yollu”, “taze”, “oynak”, “kötü yola düşmek”, “esnaf”, “kötüleşmek”, “serbest” kelimelerinin argo anlamlarının TDK sözlüğünden ve internet sayfasından kaldırılmasına karar verdi.
Aktaş, dava dilekçesinde, “müsait”, “boyalı”, “yollu”, “taze”, “oynak”, “kötü yola düşmek”, “esnaf”, “kötüleşmek”, “serbest” gibi bazı kelimelere yönelik tanımlamaların kadına yönelik şiddeti ve cinsiyet ayrımcılığını arttırdığı ve önyargıları besleyici etkileri olduğunu, bunun Anayasa’nın 10/2 maddesine (Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür) ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtti.
Davayı görüşen Ankara 6. İdare Mahkemesi, kadına yönelik ayrımcı kelimelerin kaldırılması talebini reddeden TDK’nin işleminin iptaline karar verdi.
"Cinsiyetçi ifadelere yer vermemek TDK'nin görevi"
Dilşat Aktaş |
Kararın gerekçesinde, TDK’nin Türkçenin doğru ve güzel kullanılması görevi olduğuna dikkat çekilerek, şöyle denildi:
“Türkçenin söz ve anlam yapısını korumak ve geliştirmek konusunda davalı idarenin asli görevi üstlendiği, bu görevi kapsamında; Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak, dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer vermemesi ve de ‘toplumsal cinsiyetçilik’ bağlamında kadını zorunlu rollere iten, onu aşağılayan ve ikincil gösteren ifadeleri içeren her türlü kelime yapısını kullanmaması gerektiği açıktır. Diğer bir ifadeyle, toplumsal cinsiyetçilik içeren tüm kelime yapılarına çalışmalarında yer vermemesi, davalı idarenin uluslararası ve ulusal normlardan kaynaklanan görevidir.”
Kararda, TDK’nin yeterli açıklama yapmadan cinsiyet ayrımcılığına dayanan argo kelimelerin sözlükten çıkarılmasını reddettiği, bu kelimelerin sözlükte ve internet sayfasında yayımlanmasının maksadının ne olduğunun anlaşılamadığı belirtildi.
Argo eleştirisi
Mahkeme, TDK’nin internet sayfasında Genel Türkçe Sözlük bölümünde argo kelimesinin karşılığının, “Her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken çoklukla eğitimsiz kişilerin söylediği söz veya deyim. 2. Serserilerin, külhanbeylerinin kullandığı söz veya deyim” açıklamasına yer verildiğini anımsattı.
TDK’nin bu tanımında argonun kullanılmaması gereken söz ve deyim olduğunun ortaya konulduğu ifade edilen gerekçeli kararda, şu ifadeler yer aldı:
“Argonun her yerde kullanılmayan yöresel olarak değişiklik gösteren, toplumda geçerli genel dilden ayrı, ama ondan türemiş olan, yalnızca belli çevrelerce kullanılan, toplumun her kesimince anlaşılmayan, kendine özgü bir sözcük, deyim ve deyişlerden oluştuğu dikkate alındığında dava konusu kelimelerin argo anlamlarının, Türkçenin ticari hayatta, kitle iletişim araçlarında, eğitim ve öğretim kurumlarında ve sosyal hayatın diğer alanlarında doğru ve güzel kullanılması hususunda öncü görevi üstlenen Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde ve internet sayfasında yer almasının hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.”
Karara mahkeme heyetindeki tek kadın hakim Güler Kodal muhalefet şerh, düştü.
22 Şubat’ta gözaltına alınan Aktaş’a kararı avukatları kararı bugün iletecek.
Ne olmuştu?
TDK’da yer alan “müsait”, “serbest”, “mal”, “kötü kadın” gibi sözcüklerin cinsiyetçi karşılıklarına yer verildiği daha önce birden fazla kez medyaya yansımıştı.
Hatta TDK, eleştiriler üzerine açıklama yapmak durumunda kalmış, “müsait” kelimesinin tepki gören sözlükteki anlamıyla ilgili “Belki de bir döneme özgü, Moda sözlerdendir” demişti.
Dilşat Aktaş, 2015’te, Halkevleri Genel Sekreterliğini yaptığı dönemde bu sözcüklerin sözlükten çıkarılması için TDK’ye başvurdu. TDK ise başvuruyu reddetti.
Bunun üzerine Aktaş, avukatları Sevinç Hocaoğulları, Sevgi Dutar ve Selin Nakipoğlu aracılığıyla idare mahkemesinde ret işleminin iptali davası açtı. (EA)