Fotoğraf: AA
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sözlerine Maraş Katliamının yıldönümünü anarak başlayan Akşener, "Memleketimizde kavgayı ve nefreti körükleyenlere, bir daha fırsat tanınmasın" dedi.
"Asgari ücret artışı, 4 ayda eriyecek"
Akşener özetle şöyle konuştu:
"Ülkemizin şartlarını göz önüne alarak, önerimizi geliştirdik, iktidarla paylaştık. Dedik ki; asgari ücreti, 4 bin lira yapın. Devlet eliyle, 555 lira vergi muafiyeti sağlayıp, işverenin yükünün, bir kısmını da omuzlayın. Sonuçta ne oldu? Asgari ücret, 4253 lira oldu. İşveren maliyetinin, 450 liralık kısmını da, devlet üstlendi. İşçilerimiz de, zam oranını olumlu buldu. Yani, İYİ Parti'nin makul siyaset anlayışı sayesinde, kazanan milletimiz oldu. Demek ki neymiş, muhalefete kulak verildiğinde, kıyamet kopmuyormuş. Demek ki neymiş; muhalefete kulak verildiğinde, iyi şeyler oluyormuş.
"Hep söylediğim gibi, bizim çözümlerimiz, projelerimiz, miri maldır. Alsınlar kullansınlar. Yeter ki milletimize faydası olsun. Yalnız; milletimizin bu kazancının, ne kadar süreceğinden endişe duyuyoruz. Bu yüzden, bazı önemli itiraz noktalarımız, ve bazı tamamlayıcı önerilerimiz var. Şimdi bu arkadaşlar, belli ki farkında değiller ama, kendi elleriyle yol açtıkları, yüksek enflasyon yüzünden, açıklanan asgari ücret artışı, 4 ayda eriyecek. O yüzden biz, İYİ Parti olarak; üç ayda bir, asgari ücrete güncelleme yapılmasını, ve çalışanımızın emeğinin, enflasyona karşı korunmasını öneriyoruz.
"Gerçekten refah artışı istiyorsanız..."
"Ayrıca; daha önce söyledim, şimdi de tekrar ediyorum: Verimliliği arttırmadan yapılan, enflasyon sarmalı neticesinde gelen ücret artışları, refahı arttırmaz. Üstelik hane halkı, özel sektör, ve kamunun, mali dengelerinde de bozulmaya neden olur. İktidarın izlediği mevcut yol, çok kısa bir süre içinde, enflasyonu arttırarak asgari ücret zamlarını eritir.
"Buradan iktidardakilere seslenmek istiyorum. Eğer gerçekten bir refah artışı sağlamak istiyorsanız işe; hayat pahalılığını azaltmakla, yani enflasyonu düşürmekle başlayın. Eğer gerçekten bu millete nefes aldırmak istiyorsanız işe; ilçe ziyaretlerimde kulağıma, "15 gündür yemek pişiremedim" diye fısıldayan, kadınları dinleyerek başlayın. "Şükür fakirin ekmeğidir" diyerek sabreden, Anadolu insanını görerek başlayın. "Siftah yapmadım" diyen esnaf sayısını, dikkate alarak başlayın."
"Sevimli hayalet gibi, orada değilmiş"
"Maalesef Sayın Erdoğan, milletimizin dertlerini bırakıp, Afrikalı gençlerin dertlerinin peşine düşmüş. Biliyorsunuz kendisi, birkaç gün önce Afrikalı gençlerle buluştu. Mozambikli bir genç kızın sözleri, Sayın Erdoğan'ı derinden etkilemiş... Ne demiş o genç? "Daha adil bir dünya istiyorum." demiş. Hiç reklam kokmayan bu hareketten, Sayın Erdoğan da, derinden etkilenmiş. Pek bir duygulanmış... Yani; "Adil bir düzen" isteyen, milyonlarca gencimizi, itip kakan, hatta hızını alamayıp, terörist ilan eden, gerçek bir gönül insanı, adeta bir sevgi pıtırcığı olan Sayın Erdoğan; Afrikalı bir genç kız, daha adil bir dünya isteyince, çok duygulanmış... Yazıııık. Kıyamam... Ekonomi yangın yeri. Sayın Erdoğan, Mozambikli gençlerin derdine düşmüş... Şu ciddiyetsizliğe bir bakar mısınız? Milletine yabancılaşmış, şu yönetim anlayışına bir bakar mısınız?
"Artık çocuklar bile yorgun"
"Bu garip tavır yetmiyormuş gibi, kendisi, iki gün önce de çıktı ve bir açıklama yaptı, dedi ki; "Başbakanlığım döneminde, döviz rezervini, 135 milyar dolara çıkardık, ama daha sonra, bir düşüş yaşandı. Ben o sırada yoktum, Cumhurbaşkanıydım." Evet, yanlış duymadınız, aynen böyle dedi. Arkadaş, "sevimli hayalet Casper" misali, o sırada orada değilmiş... Şu ibretlik psikolojiye bir bakar mısınız?
"İki gündür saray medyasında, davul zurna eşliğinde, kutlama yapmayı biliyorsunuz. Madem kur düştü, madem artık uçuyoruz; o zaman hemen, doğal gaz ve elektrik fiyatlarını düşürün. Madem bu, büyük bir ekonomik başarı; o zaman, bu başarının nimetlerinden, şu zor kış şartlarında, milletimiz de yararlansın. Buyurun, hodri meydan.
"Emekliler, kadınlar çok yorgun! Senin yüzünden, artık çocuklar bile yorgun! İnsanlarımızın sabretmeye gücü de, mecali de kalmadı. Ayıptır günahtır. Bu büyük millete, böyle zulüm yapılır mı? Düşün artık bu milletin yakasından! Yazıktır günahtır."
(AÖ)