* Fotoğraf: Emin Sansar - Ankara / AA
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bugün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesini eleştirdi.
Akşener, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı'na karşı Danıştay’da dava da açmıştı. Dava dilekçesinde, 20 Mart 2021 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 3718 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın yürütmesinin, öncelik ve ivedilikle davalı idarenin savunması alınmaksızın durdurulması talep edildi.
Partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarının keyfi yönetim anlayışının Türkiye'ye olan maliyetinin her geçen gün arttığını belirterek, "İnsan haklarında artıyor, kadın haklarında artıyor, demokrasi için artıyor, ekonomi için artıyor, çevre için artıyor. Sayın Erdoğan’ın attığı her düşüncesiz adım, milletimizin aleyhine çalışıyor" dedi.
Akşener, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla otizmli Cemil Akşemsettinoğlu'nu ve annesi Nevin Aktulga'yı kürsüye konuşma yapması için davet etti.
“Ağbal’ı neden görevden aldın?”
Bu aralar 7'den 70'e herkeste bir tedirginlik olduğunu savunan Akşener, ekonomiyle ilgili şunları söyledi:
“‘Eyvah, yoksa damat geri mi dönüyor?’ sorusu, her mecrada dillendirilmeye başlandı. 2,5 yıl boyunca bu kürsüden, damat bakanın ekonomiyi yönetemeyeceğini anlattım. Başarısızlıklarla dolu 2,5 yılın sonunda, nihayet bu hatadan dönüldü. Öyle başarısız bir 2,5 yıl geçti ki, bugün biri, damat bakan ile ekonomi kavramını, aynı cümle içinde kullansa, dolar fırlıyor.
“Kendisinin ekonomi yönetimi kariyerinde; hazinenin 128 milyar dolarlık rezervi erimiş, Türk Lirası pula dönmüş, işsizlik artmış, faiz artmış, enflasyon artmışken; bu işi beceremediğini, defalarca kanıtlamış bir insanın, tekrar bu konularla anılmasını bile, son derece saçma ve sakıncalı buluyorum. Ama maalesef, Sayın Erdoğan, saçmalama konusunda, çıtayı uzaya çıkardığından, maalesef kesin konuşamıyorum.
“Altı ayda bir Merkez Bankası Başkanı değiştirerek, ekonomi yönetilmez. Merkez Bankası Başkanı’nın bir gece kararnamesiyle görevden alındığı bir ülkede, istikrardan bahsedemezsin. Eski başkan Sayın Ağbal’ı, faizleri artırdığı için görevden aldın değil mi? En azından, kamuoyuna böyle yansımasına izin verdin ama nedense, yeni gelen başkanın ilk beyanatı, yüksek faiz politikasını, sürdürmekten yana oldu.
“Ben de şimdi doğal olarak, sormak istiyorum: Madem yeni başkan, faiz düşürmeyecekti, o zaman, Sayın Ağbal’ı neden görevden aldın? Bu gece yarısı operasyonu sonucunda, Türk Lirası dolar karşısında yüzde 15’e yakın değer kaybetti. Madem yeni başkan, aynı politikaları sürdürecekti, o zaman, neden bizi bir gecede yüzde 15 fakirleştirdin? Bu sorunun cevabı aslında basit. Görülüyor ki; Merkez Bankası Başkanı değişikliğinin gerekçesi, ekonomi değil. Milletin refahı, esnafın, çiftçinin sorunları hiç değil. Türkiye, AKP içindeki çekişmelere, siyasi hesaplaşmalara kurban ediliyor.”
“Yasak Ramazan’da mı aklınıza geldi?”
Akşener, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında Ramazan ayında toplu iftarların yasaklanacağını hatırlattı.
Bunun doğru bir karar olduğunu belirten Akşener, "Peki bu fevkalede duyarlı arkadaşlara sormak istiyorum, sizin lebalep kongrelerinizdeki keyfiniz Allah'ın sofralarından daha mı kıymetliydi?” diye sordu.
“Kongrelerinize yasak getirecek bir durum yoktu da mübarek Ramazan'da mı aklınıza geldi? İşletmeler yeniden kapanacak. Genel merkezimize gelen bir restorancı anlattı. Diyor ki; Her açma ve kapama bize 35 bin liraya mal oluyor. Aldığımız yiyecek, et, sebzeyi ya dağıtmak ya da çürürse atmak zorunda kalıyoruz.
“Bir yandan pandemi kurallarına uymayan vatandaşlarımıza ceza kestiniz, bir yandan kongrelerinizde oluşan kalabalıkla övünmekten geri durmadınız. Sonra ne oldu? Ankara'daki salonda toplanan korona elçileri Türkiye'nin dört bir yanına dağıldı. Bu suçun asıl failine kesilen cezayı kim kesecek? Allah nasip edecek, iktidara geleceğiz, biz keseceğiz."
“Bu tehditler kadınlara sökmez”
"Salgınla mücadelede durum aynı, hukukta, ekonomide, insan haklarında durum aynı. Kendileri çalıp, kendileri oynuyorlar.
"Böyle olmasa İstanbul Sözleşmesi'nden çekilebilir miydiler? Buradan çok net vurgulamak istiyorum, şunu herkes bilsin ki o sözleşme hala geçerlidir. Burası Muz Cumhuriyeti değil, benzetmeye çalıştığın üçüncü dünya ülkelerinden de değil. Böyle şımarıklık olmaz. Cuma namazı sonrası çıkmış, 'Ne önünü ne arkasını kimse karıştırmasın' diyor. Bak sen, emrin olur ağam.
“Bu tehditler kadınlara sökmez. Dayağa boyun eğmemiş kadınlar, senin tehditlerine hiç boyun eğmez. O iş kadınlar bitti demeden bitmez Sayın Erdoğan." (AS)