Fotoğraf: AA arşiv
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu.
20 Ocak 2020’den beri Anadolu’yu gezdiklerini söyleyen Akşener, karşılaştıkları ekonomik tabloyu şöyle anlattı:
“Kimse dertlerinden kafasını kaldıramıyor”
“Memleketimizi il il, ilçe ilçe geziyoruz. Esnaflarla oturuyoruz, çocuğunun geleceği için endişelenen annelerle konuşuyoruz. AK Parti'nin işe alım merkezi olan mülakatların yaşattığı mağduriyetlere şahit oluyoruz.
“AK Parti iktidarı bizden sadece paramızı, kaynaklarımızı çalmadı; umudumuzu, hayallerimizi de çaldı. Anadolu artık o eski Anadolu değil! Tanımadığı yüzlere bile gülümseyen, sabahları dükkanı umutla açan o Anadolu yok artık.
“Çünkü artık hiç kimse; gülümsemek için bir sebep bulamıyor. Çünkü artık hiç kimse dertlerinden kafasını kaldıramıyor. Çünkü artık insanlarımız güne nasıl başladığını değil, günü nasıl bitireceğini düşünüyor.
“Kirasını, kredi kartını, elektriğini, suyunu, taksitlerini, tarlasına atacağı gübrenin parasını, traktörün mazotunu, hayvanının yemini, ilacını, nasıl denkleştirip, ödeyeceğini düşünüyor.
“Hayat tarzınıza kadar uzanan kirli bir el”
Akşener, gençlere de şöyle seslendi:
“Ak Parti iktidarının, ülkemizi içine soktuğu bu sarmaldan, en çok da siz etkileniyorsunuz. Önünüzdeki, fırsatlarla dolu koskoca bir ömrün, heyecanını hissetmeniz gerekirken; her birinizin yüzünde, derin bir hüzün görüyorum. Bu hüzün, Karabük’te; işlettiği kafede, borçlarla boğuşan gencimizin hüznüyle, aynı hüzün.
“Bu hüzün, Mardin’de tableti olmayan, internete ulaşamayan, 10 yaşındaki Enes’in hüznüyle, aynı hüzün. Bu hüzün, Malatya’da KPSS’den 81 puan almış olmasına rağmen, tekstil fabrikasında çalışan, genç kadının hüznüyle, aynı hüzün.
“Bu hüzün, Tokat’ta yemek ve yol masrafından sonra, elinde, arkadaşlarıyla, bir kahve içecek parası bile kalmayan, gencimizin hüznüyle, aynı hüzün.
“Bu hüzün, Erzurum’da geceleri, başını yastığa koyduğunda, uyuyamayan, geleceğinden endişe duyan, 16 yaşındaki evladımızın hüznüyle, aynı hüzün! Bu hüzün, Ordu’da 90 liralık kitap parasına, 20 liralık defter parasına dertlenen Atakan’ın hüznüyle, aynı hüzün.
“Bu hüzün, Bursa’da aldığı 16 bin lira krediyi, 27 bin lira olarak, nasıl ödeyeceğini düşünen, gencin hüznüyle, aynı hüzün.
“Mahkûm edildiğiniz bu hazin tablo yetmiyormuş gibi; bir de üstüne, gençliğini hakkıyla yaşamamış adamların, boş nasihatlerine, üst perdeden ayarlarına ve buyurgan tavırlarına, maruz kalıyorsunuz.
“Kimi zaman hayat tarzınıza, kimi zaman bakış açınıza, kimi zaman gururunuza, hatta telefonunuza kadar uzanan, kirli bir el ile, mücadele ediyorsunuz.
“Kızgınsınız, öfkelisiniz. Çok haklısınız. Kendinizi, camdan duvarlara sıkışmış, gençliğiniz sizden çalınmış gibi hissediyorsunuz. Çok haklısınız. Hamasi sözlere, boş vaatlere inanmıyor, bugün yaşadıklarınız için de bizleri suçluyorsunuz. Çok haklısınız.” (AS)