* Fotoğraf: Binnur Ege Gürün – Ankara / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, seçimden önce PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yazdığı mektupla ilgili, “Sanki seçime dönük olarak biz bunu organize ettik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında parti genel merkezinde toplanan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) sırasında basın toplantısı düzenleyen Çelik’e bir gazeteci “Seçimden 3 gün önce bir akademisyen İmralı'ya gitti, teröristbaşıyla görüştü. Bu görüşme için talep kimden geldi, süreç nasıl işledi, gidişine kim izin verdi ve sonrasında mektup nasıl sızdı?” diye sordu.
Çelik, “bu kişinin görüşmek için başvurduğunu ve başvurusunun normal kanuni mekanizmalar içinde gerçekleştirildiğini, daha sonra da görüşmenin yapıldığını” söyledi.
Anadolu Ajansı 20 Haziran akşamı yayınladığı haberinde, Öcalan’ın 23 Haziran’daki İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde HDP’ye “tarafsızlık çağrısı” yaptığını iddia etti. HDP de bu haberin ardından partinin “İstanbul seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişikliğin söz konusu olmadığını” açıkladı.
Öcalan'ın 18 Haziran tarihli mektubu, Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kemal Özcan tarafından açıklanmıştı.
“Sanki seçime dönük olarak biz bunu organize ettik”
Ömer Çelik, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Teröristbaşı tarafından bu mesaj bu şahsa verilmiş ve bir şekilde bu ortaya çıkmış anladığım kadarıyla. Burada şöyle bir şey yapılıyor, sanki seçime dönük olarak biz bunu organize ettik, buradan bir medet umduk gibisinden.
“Halbuki bunun yayınlandığı, bu tartışmanın ortaya çıktığı günlerde bile terörle ilgili tutumumuzu en yüksek şekilde söylüyorduk.”
Bu tartışmanın yapıldığı sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Teröristbaşıyla diğerleri arasındaki kirli ilişkileri, iktidar çatışmasını gösteren bir tablo bu” şeklindeki sözlerini hatırlatan Çelik, şöyle konuştu:
“Dolayısıyla buradan herhangi bir gayrimeşru beklenti içinde olsak, o zaman bu dili kullanmayız. Biz teröre karşı tutumu net olan bir siyasi kadroyuz. Terör örgünün içindeki bu kirli ilişkileri tabii ki Türkiye'deki pek çok tartışma gibi yakın bir şekilde takip ediyoruz.
“Bahsettiğiniz bu görüşmeyi, sanki biz buradan bir siyasi rant elde etmek istiyoruz gibi sunanlar ve eleştirenler, ne hikmetse bu olayın öncesinde terör örgütü liderlerinden pek çoğu, gerek Kandil'den gerek çeşitli yerlerden, farklı farklı terör örgütlerinden kendi siyasi süreçlerine dönük destekler gelirken buna karşı sessiz kalıyorlardı.
“Bu tutumu sürdürenler, bizim teröristbaşı dediğimiz, örgüt içerisinde çatışma ortaya çıkmıştır, iyice belirginleşmiştir şeklindeki bir yaklaşımla Cumhurbaşkanımızın, Genel Başkanımızın değerlendirdiği bir konuda, siyasi bir rant bekliyormuşuz gibi bir tutum içerisinde giriyorlar. Bu kendi, başlı başına çelişki.
“Bahsedildiği gibi siyasi rant elde etmek isteseydik, daha sessiz ve daha farklı bir üslupla bu meseleyi geçiştirirdik. Halbuki bu meseleyi daha farklı, daha sessiz ve daha yumuşak bir üslupla geçiştirenler, bizim net bir şekilde koyduğumuz bu tavrı eleştirmeye kalkıyorlar.”
“TRT Kürdi, kirli ilişkilerin açığa çıkmasına imkan verdi”
Bu görüşmeden bir gün sonra Osman Öcalan'ın TRT Kürdi'ye röportaj vermesine ilişkin soruyu da şöyle yanıtladı:
“Bu örgüt içindeki kirli ilişkiler ve benzeri konularla ilgili olarak TRT Kürdi'nin bir muhabirine bahsettiğiniz şahıs bir beyanat vermek istiyor. Bu ve benzeri beyanatlar, geçmişte de çeşitli yayın organlarında görüldü, çeşitli yayın organlarına yapıldı. Sonuç olarak ortaya ne çıkmıştır? Bu terör örgütü içindeki kirli ilişkilerin nasıl olduğu ortaya çıkmıştır.
“Bu terör örgütüyle bağlantılı siyasi parti arasındaki ilişkilerin, Kandil'le olan ilişkilerin nasıl kirli pazarlıkların ürünü olduğu ortaya çıkmıştır. 'Demokrasi, tecrit' diyen, 'tecrite son vereceğiz' diyerek konuşanların aslında nasıl birtakım istismar faaliyetleri içerisinde olduğu ortaya çıkmıştır.
“TRT Kürdi, burada bu röportaj vasıtasıyla bu kirli ilişkilerin açığa çıkmasına imkan veren bir tutum ortaya koymuştur. Bu, geçmişte başka yayın organları tarafından da yapılmış bir faaliyet, neticede terör örgütünün bu kirli ilişkilerinin berraklaşmasına yol açan bir yayın faaliyeti olmuştur.” (AS)