KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “demokratikleşme paketi”ni değerlendirdi.
Fırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan Bayık, paketten Öcalan’ın başlattığı süreci boşa çıkaracak ve sabote edecek bir yaklaşım çıktığını belirterek Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) son kredisini tükettiğini belirtti.
“AKP süreç yok gibi hareket ediyor”
“Kürtleri muhatap almayan her adım ve paketin özünde boştur. AKP hükümeti bu paketle son kredisini harcamıştır. Ya AKP çözüm iradesini ortaya koyacaktır ya da Kürtler yeni bir mücadele dönemi tarzı ve yöntemi ortaya koyacaklardır.
“AKP sanki Kürt Özgürlük Hareketi'nin başlattığı bir süreç yokmuş gibi hareket etmiştir. Açıkça ‘Bu görüşmeleri oyalama yapıp istediğim gibi hareket etmek için yapıyorum’ demiştir. AKP hükümetinin böyle yaklaşmasıyla ortada bir süreç kalır mı? Biraz aklı başında olan ve siyasetten anlayan herkes süreç böyle yürümez der.
“AKP her sıkıştığında İmralı’ya heyetler göndermektedir. Bir yıla yakındır çatışmasızlık ortamı bu görüşmeler sonucu gerçekleşmiştir. Kürt Özgürlük Hareketi de AKP hükümeti Kürt Halk Önderini muhatap alacak ve müzakere yapılacak düşüncesiyle çatışmasızlığı sağlamış, silahlı güçlerini önemli düzeyde sınır dışına çıkarmıştır.
“İmralı’daki tartışmalar çerçevesinde üç aşamalı çözüm planı sunulmuştur. Kürt tarafı birinci ve ikinci aşamanın tüm gereklerini tereddütsüz yerine getirmiştir. Ancak AKP hiçbir adım atmamıştır. Bu nedenle PKK 11. Kongresi geri çekilmeyi durdurma önerisi yapmış, KCK Yürütme Konseyi de bu öneriyi kararlaştırıp pratikleştirmiştir. Erdoğan’ın açıkladığı paket PKK'nin geri çekilmeyi durdurma önerisinin ne kadar doğru olduğunu gözler önüne sermiştir.
“Aslında süreç kalmadı”
“Bir süreç ancak iki taraflı sürer. Kürtler üzerlerine düşeni yapacak, ama AKP ciddi yaklaşmayacak! Buna rağmen süreç AKP'nin böyle bir tutumu yokmuş gibi sürecek! Dünyanın neresinde böyle bir şey görülmüş? AKP herhalde bu dünyanın akıllısı ya da kabadayısı değildir. Herkes onun dediğine uyacak ve her söyleneni yapacak değildir.
“AKP, Kürt sorununun çözümünden ve bir süreçten söz edecekse o zaman Kürt tarafını dikkate almak zorundadır. Bu açıdan Kürt Halk Önderinin müzakere koşullarını yaratması ve müzakereye başlaması gerekir. Yoksa süreç AKP tarafından tek taraflı olarak bozulmuş demektir.
“Aslında süreç kalmamıştır; Kürt Halk Önderi acaba çıkmamış candan süreci bir biçimde canlandırabilir miyim düşüncesiyle son olarak üç öneri yapmıştır. Bu Öneriler pratikleşmezse Kürt Özgürlük Hareketi de bu durumu değerlendirir. Kürtlerin kendi kaderlerini AKP hükümetinin insafına bırakması düşünülemez.
“Kürtçe anadili değil yabancı dil statüsünde”
“Bu paket kundırdır. Çünkü içinde Kürtlerin iradesini tanıyan hiçbir şey yoktur. Kürtler Türkiye'de temel bir toplum ve cumhuriyetin kurucusu olarak görülmüyor.
“Özel okullarda anadil eğitimi bile yabancı dil statüsündedir. Anadil statüsüyle ele alınmıyor. Bu paketteki eğitim başlığı ‘Türklerin’ yabancı bir dilde eğitim almaları anlamına gelmektedir. Zaten Başbakan birçok ders Türkçe olacak, dedi. Müfredatın hiçbir özgünlüğü olmayacak.
“Kürtçenin kamu yaşamında kullanım değeri olmadığından daha baştan yaşamsal ve işlevsel olmayan bir özel okul eğitimi olarak kalacak. Zaten bazı AKP kalemşorları “Özel okullarda eğitim olsa da bu da bir süre sonra kurslar gibi rağbet görmez” diyorlar. Yani Çingene gibi yiğitliğini anlatırken hırsızlıklarını ele veriyorlar.
“Kürt iradesi tanınmadığı takdirde sorunu çözme iradesi ortaya konmuş olmaz. Dolayısıyla da bir çözüm paketinden söz edilemez. Aksine çözümsüzlüğü örten bir paket olmuştur. Eski kültürel soykırımcı sömürgeci politikaların üstünü örten bir örtü olarak kullanılacaktır. Böylece AKP'nin Kürt sorununa yaklaşımı bir daha belli olmuştur. AKP hükümeti bu paketle son kredisini harcamıştır. Ya AKP çözüm iradesini ortaya koyacaktır ya da Kürtler yeni bir mücadele dönemi tarzı ve yöntemi ortaya koyacaklardır.” (EKN)