Kürdistan Topluluklar Birliği’ne (KCK) bağlı Halk Savunma Merkezi (HSM) Komutanı Murat Karayılan, bu sabah çözüm süreciyle ilgili açıklama yaptı. Karayılan, ateşkesi bozma gibi bir niyetlerinin olmadığını ancak askeri operasyon yapılması halinde yaşanacak bir çatışmanın bu süreci bozabileceğini söyledi.
Karayılan ilerleyen günlerde Kürt Özgürlük Hareketi’nin tutumunun bir deklarasyonla açıklanacağını da ekledi. Karayılan, Fırat Haber Ajansı’na (ANF) yaptığı açıklamada özetle şunları söyledi:
“Hükümet adım atmadı”
“Kuzey sahasındaki bütün arkadaşlar Ekim’e kadar geri çekilmeyi bir talimat olarak aldılar. Verilen talimat böyleydi. Sürecin başarısı için üzerimize düşen görevleri yerine getirdik ve süreci devam ettirdik.”
“Gerçekten Türk devleti halkımızın varlığını ve iradesini kabul etse, inkar siyasetini bıraksa ve Önderliğin başlangıçta bize ve kendilerine gönderdiği mektuptaki çerçeveye göre adım atsaydı biz kalıcı bir çözümü geliştirmek için hazır durumdaydık.”
“Gerilla güçleri geri çekilirken Türk devleti ve AKP hükümeti çözüme dönük güven verici hiçbir adım atmadı. Tersine savaşa hazırlık anlamına gelen pratik uygulamalar geliştirildi ve bu da ciddi kuşkular yarattı.”
“Türk devleti ve AKP hükümeti, güven veren hiçbir adım atmadığı gibi, tersine kuşku arttırıcı çabalar sergilemiştir. Bu kuşkulu ortamın oluşması çok önemli bir durumdur. Tabi kimse çocuk değil. Buna karşı geri çekilmenin ağırlaşması da doğal bir durumdur.”
Terörle Mücadele Yasası
“Bu Terörle Mücadele Yasası, terörle mücadele yasası değil Kürtlere karşıtlık yasasıdır. Bu sürecin gelişmesi için üzerine sorumluluk almış birinci kişi Önder Apo’dur. Onun üzerinde bile tecrit devam ediyor; avukatları bile kendisiyle görüşemiyor.”
“Devletin Kürt sorununda gerçekten ne düşündüğü ve nasıl bir zihniyet taşıdığı bu süreçte açığa çıktı. Bu süreçte belki bazı devlet kademelerinde belli düzeyde bir değişim olmuş olabilir ama AKP hükümetinin zihniyetinde sorunun çözümüne dönük değişimin pek yaşanmadığını görüyoruz.
“Süreç kritik bir aşamadadır. Zaten geri çekilme durduruldu. Bu kararı almaya devlet bizi mecbur etti. Sorumlu AKP hükümetidir. Eğer yarın bu süreç bozulursa sorumlu biz değiliz.”
Üç başlıkta çözüm
“Çözümün gelişmesi için Önderlik bir kez daha bir çerçeve önerdi. Bu çerçeveye göre, öncelikle diyalog süreci müzakereye dönüşmeli, görüşmeler bu temelde yeni bir formatla sürdürülmelidir.”
“Bununla birlikte üç başlık halinde şunları ifade etti: Birincisi, bundan sonra görüşmelerde bağımsız, gözlemci bir tarafın da olması gereklidir. Müzakerede kararlaştırılanları kim yerine getirmezse onları uyaran bir güç lazımdır.”
“İkincisi, sorunun çözümü için gerekli yasal ve anayasal değişimler geliştirilmelidir. Ve sonuncusu da görüşme sürecinin başarısı için Önderliğin koşullarının değişmesi gerekmektedir. Bu üç önemli konuda adım atılır ise süreç ilerleyebilir. Aksi durumda süreç tümüyle tıkanma noktasına gelir.”
Yasal ve Anayasal adımlar
“Erdoğan diyor ki, ‘bu paket kimsenin talebi üzerine yapılmamıştır.’ Zaten bu paket çözüm paketi değil, çözüm sürecini boşa çıkartma paketidir. Bu paket onların zihniyetini ele vermiştir. Onların zihniyetinde çözüm olmadığı açığa çıkmıştır. Onların zihniyetinde Kürtlerin kabulünün olmadığı açığa çıkmıştır.”
“Bundan sonra hükümet çözüm için yasal ve anayasal adımlar atmalı. Kürt sorunu ayaküstü oluşturulmuş paketlerle tek taraflı çözülemez. Bu şekilde olan paketler boştur. Kürt sorununda devlet yasaları değiştirmeli ve anayasal bir çözüm getirmeli.”
Anadilde eğitim, yerel yönetim
“Kürdistan’da anadilde eğitim hakkı olmazsa ve devlet iki dilli olmazsa nasıl çözüm olacak? Eğer Kürt dili üzerindeki yasaklar devam ederse nasıl çözüm olur ki?”
“Önderlik başta olmak üzere, soykırıma karşı direnen, insanlık mücadelesini yürüten herkes özgür olmazsa çözüm nasıl gelişecek?”
“Eğer Kürt halkı kendi kendini yönetmezse, şehirlerini kendisi yönetmezse nasıl çözüm olacak? Çok açık ki, Türk devletinde zihniyet düzeyinde temel değişiklikler yaşanması gerekiyor.” (AS)