CHP’nin çağrısıyla olağanüstü toplanan mecliste konuşan AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, AKP’nin iktidar olmak için sınırları zorlamadığını, HDP’nin ise barajı geçmek için çözüm süreci karşıtlarıyla çalıştığını söyledi.
Aydın’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Burada sayın cumhurbaşkanımıza, başbakanımıza, hükümetimize, AK Parti hükümetimize söylediklerinizin kaçta kaçını PKK’ya söyleyebiliyorsunuz Allah aşkına? Biz iktidar olmak için sınırları zorlamadık. Milli iradeye saygı göstereceğimizi ifade ettik. Ama siz barajı geçmek için, statükocularla, paralelle, çetelerle tüm çözüm süreci karşıtlarıyla bir araya geldiniz.
“Burada özellikle HDP, Türk vatandaşı 10 bin IŞİD’liden bahsetti. Sordum soruşturdum, 1000 ile 1300 arasında Türk vatandaşı var. Arzumuz hiçbir vatandaşımızın hiçbir terör örgütüne girmemesi.
“Çözüm süreci silahın hak araması olmaktan çıkarılmasıdır”
“1925 – 61 yılları arasında 16 rapor hazırlanmış. 87 – 2000 yılları arasında 54’ü aşkın rapor hazırlanmış. 83’ten sonra AK Parti’ye kadar 14 ayrı hükümet geçmiş. AK Parti’nin aslında yaptığı şey tekçi mühendislik projelerinin dışına çıkmaktır. Özetlemek gerekirse, kürt sorunu ve diğer iç meselelerimizin çözümünün hepimize ait olanının, hepimize ait kılınmasından geçtiğinin farkındayız. Çözüm süreci ise silahın hak araması olmaktan çıkarılmasıdır. Silahı terk ederek, siyasete yönelmektir.
“Devletin dönüşümünü konuşabilmemiz için silahın aradan çıkması lazım. Ancak PKK terör örgütü saldırılarını sürdürdü. Sadece 7 Haziran’dan bu yana 657 terör eylemi gerçekleştirilmiş.”
“Çözüm süreci için tek başına iktidarı istedik”
“Operasyonlar ile erken seçim arasında bağlantı kurmaya çalışıyorlar. AK Parti seçimin faturasını Kürtlere çıkararak, savaş üzerinden yeniden iktidara gelme hesapları yapıyor diye söylemlerle kamuoyu oluşturma gayreti içindeler. Evet, tek başına iktidarı istedik. Çözüm sürecinin devamı için bunun gerek olduğunu söyledik. Yine cumhurbaşkanımızı neden hedefe koyuyorsunuz? Çözüm sürecini başlatan lider oldu da onun için.
“Örgütün ateşkesin ve çözüm sürecinin bittiği ilan eden onca açıklamalarını, eylemleri hiç gündeme getirmeden, hükümetin ateşkesi bitirdiği şeklindeki algı operasyonları birilerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kimi isimler, polislere yönelik katliamı doğru bulmadıkları yönünde açıklama yaptılar. Ama doğrudan PKK’ya laf söylemediler. Bir fail var, o da PKK terör örgütüdür. Defalarca söyledik, bugün bir kez daha haykırıyorum burada. Hükümetimiz ile DAEŞ arasında ilişki kuran yalancı müfterilerdir. Bunlar haksız mesnetsiz yalan itiraflardır.
“Bölgedeki bütün devletler, halklar ve örgütler DEAŞ koduyla yeniden formatlanmaya zorlanmakta, herhangi birinin yenilmeyeceği bir denklem için en organize örnek sunulmaktadır. Türkiye 10 Ekim 2013’ten bu yana 1600 kişiyi sınır dışı etmiş, 15 binden fazla kişiye giriş yasağı koymuş.
“Bir köşe yazarı çıkıp sayın Cumhurbaşkanımızı hedef gösterdi. Erdoğan karşıtlığı gözlerini kör ettiği gibi maalesef vicdanları da yok etmiş. Buna rağmen tek bir delili ortaya koymadan Türkiye’yi suçlamak küresel güçlerin figüranı olmaktır. Biz hem ülkemizde hem bölgemizde terör istemiyoruz, düzen istiyoruz, çözüm istiyoruz.” (ÇT)