Mersin Akkuyu'da yapılması planlanan nükleer santral sahasında ÇED raporu olmadan başlanan ve orman arazine taşan inşaat suç duyurusunun ardından durdu. Mersin Nükleer Karşıtı Platform, şimdi de yer lisansının iptali için dava açtı.
"İnşaat makinesi ve işçiler yok"
bianet'e konuşan Mersin Nükleer Karşıtı Platform (MNKP) sözcüsü Sabahat Arslan, Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS) şirketinin iş makinelerinin inşaata girmediğini ve tüm işçilerin işten çıkartıldığını öğrendiklerini aktardı.
"Geçtiğimiz Pazar günü (2 Şubat'ta) inşaat alanında inceleme yaptık. Köylüler suç duyurularımızdan sonra bir haftadır iş makinelerinin inşaat alanına girmediğini söyledi. Ayıca inşaatta çalışan bütün işçiler işten çıkarılmış."
Geçen hafta MNKP ve Mersin Barosu, nükleer santral sahasında ÇED raporu olmadan başlanan ve orman arazine taşan inşaat ile ilgili suç duyusunda bulunmuştu. Bilirkişi raporunda da bu iddia doğrulanmıştı. Şirket yetkilileri ise "Santral inşaatı değil, taş ocağı açtık" demişti.
Yer lisansına iptal davası
MNKP, bugün Akkuyu Nükleer Santralinin inşaatının başlayabilmesi için 1976'da verilen ve güncellenen "Akkuyu Yer Lisansının " bilimsel koşullarına göre onaylanmadığını belirterek iptali için dava açtı.
Akkuyu Nükleer Santrali projesinin yapımına, 1976'da sosyal, ekonomik ve teknik koşullarına göre verilen yer lisansı ile izin verilmişti. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) 6 Aralık 2013'te lisansı güncellemişti.
"Deprem riski yüksek"
MKNP, iptal gerekçelerini şöyle açıkladı:
"Akkuyu o tarihlerde teknik donanım yetersizliği nedeniyle deprem riski açısından Türkiye’deki en güvenli bölgelerden birisi ilan edilmişti. O zaman deprem raporuna imza atan Prof. Dr. Ahmet Ercan bugün Akkuyu bölgesine Türkiye'de depremden en fazla etkilenecek bölgeler arasında olduğu nedeniyle itiraz ediyor.
"Kaza riski yüksek"
"Yer lisansını onaylayan Prof. Dr. Tolga Yarman bugün nükleer santrale itiraz ederek dünyada Fukuşima felaketinden sonra nükleer santral kazalarının milyonda birden yüzde 1'e çıktığını belirtiyor.
"Tarım ve hayvancılık var"
"1976 yılında Akdeniz kıyısında nüfus yoğunluğu seyrekti. Bugün nüfus çok kalabalık, tarım çok gelişmiş. Özelikle Silifke, Aydıncık, Bozyazı ve Anamur'da sera tarımı Akdeniz tarım ihracatında çok önemli bir yer alıyor. Balıkçılık insanların en önemli geçim kaynağı. Turizm de gelişti.
"Kuraklığı arttıracak"
"1976'da atmosferik koşullar uygun bulunmuştu. Bugün başta kentimiz ve ülkemizin bir çok bölgesi kurak bir kuşağa girdi. Nükleer santral bölgemizin atmosferik yapısını altüst edecek ve yayacağı kimyasallar ekosistemi bozarak açığa çıkacak su buharı kuraklığı daha da artıracak."
Akkuyu nükleer santral projesi için Rusya ile Türkiye arasında anlaşma imzalanmıştı. Santralla ilgili Akkuyu NGS'nin hazırladığı ÇED raporu hala Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan yanıt bekliyor. Onay alırsa 2016’da santral inşaatı başlayacak. İlk enerji de 2020’de üretilecek. (NV)