Akdeniz Üniversitesi'nden İhraç Edilen Barış Akademisyenlerinden Mesaj Var
Akdeniz Üniversitesi'nden KHK ile ihraç edilen sekiz imzacı akademisyen yayınladıkları videoda barış taleplerine sahip çıktı, mücadeleye devam edeceklerini ve geri döneceklerini söyledi.
Akdeniz Üniversitesi’nden Kanun Hükmünde Kararname ile görevden alınan Barış Bildirisi imzacısı sekiz akademisyen bir video ile mesajlarını yayınladı.
Akademisyenler, barış taleplerine sahip çıktı, mücadeleye devam edeceklerini ve geri döneceklerini söyledi.
22 Kasım’da Resmi Gazete’de yayınlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarılan 242 akademisyenden 15’i Barış İçin Akademisyenler’in Bu Suça Ortak Olmayacağız bildirisi imzacısıydı.
"Mücadelemize devam edeceğiz
Doç. Dr. Süleyman Ulutürk (İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi / Maliye Bölümü / Maliye Teorisi Anabilim Dalı): Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde20 yıldır öğrencilerime bilimsel bir eğitim vermeye çalışıyorum. Savaşın olmadığı bir dünya olsun diye Barış Bildirisine imza attım. Bunun için bizi üniversitemizden uzaklaştırdılar. Ama biz üniversitemizden uzaklaşmadık, ayrılmayacağız. Mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz.
"Daha güzel bir dünya için imza attım"
Yrd. Doç. Suzan Yazıcı (Edebiyat Fakültesi /Gerontoloji Bölümü): Dokuz yıldır Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü’nde öğrencilerime kaliteli, hakettikleri bir eğitimi vermeye çalışıyorum. Daha güzel bir dünya için Barış Bildirisine imza attım. Bu sebeple dün itibariyle akademiyle ilişkim koptu. Ancak akademiden ayrılmayacağım. Hep birlikte mücadeleye devam etmek üzere hazırım.
"Suç işlediğimizi düşünmüyoruz"
Prof. Nursel Şahin ( Tıp Fakültesi / Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü / Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı): 26 yıldır Akdeniz Üniversitesi’nde nitelikli tıp eğitimi ve iyi hekimlik alanında tıp eğitimine katkıda bulunmaya çalışıyorum.
Kürsümüzü ve öğrencilerimizi bizden alarak bizi cezalandıramazlar. Biz suç işlediğimizi düşünmüyoruz. Barış talebini sonuna kadar sürdüreceğiz. Birlikte mücadele ve dayanışmayla.
"Barış talebi hekimin yükselteceği en önemli talep"
Yrd. Doç. Dr. Hafize Öztürk Türkmen (Tıp Fakültesi / Temel Tıp Bilimleri Bölümü / Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı): 16 yıldır tıp fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Öğrencilerimiz bizim her şeyimiz. Onlara iyi hekimlik değerleri ve onurlu insanlar olarak mesleklerini yürütmeleri yönünde eğitim veriyoruz.
Barış talebinin bir hekimin yükselteceği en önemli talep olduğunu düşünüyorum. Bir akademisyenin de bunu dile getirmesi kadar doğal ve sorumluluk gerektiren bir iş olduğunu düşünüyorum.
Eğer barış istemek suç olarak addedilecekse ben bu suçu işlemeye devam edeceğim. Dayanışma içinde, savaşa karşı olan, demokrasi isteyen, barış isteyen bütün çevrelerle birlikte bu suçu işlemeye devam edeceğimi düşünüyorum.
“Üç kez döndüm, dördüncüde de döneceğim”
Prof. Erdal Gilgil (Tıp Fakültesi / Dahili Tıp Bilimi Bölümü / Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı): 23 yıldır Akdeniz Üniversitesi romatoloji bilim dalında profesörüm. Geçmişimi bilenler bilir; daha önce üç kere üniversiteden ayrılmama sebep oldular, hepsinde geri döndüm.
Ben üniversiteyi, üniversitemi çok seviyorum. Dördüncüde yine döneceğim. Hiç kimse bizi yıldıramaz. Mücadelemiz devam edecek.
"Barışı savunmak ödevimiz"
Doç. Mustafa Cumhur İzgi ( Tıp Fakültesi / Temel Tıp Bilimleri Bölümü / Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı): En önemli halk sağlığı sorunlardan biri savaş olduğuna göre barışı savunmak, barışı istemek hekim olarak bizim ödevimizdir.
Bu nedenle barış mücadelesi, barış isteğimiz ve haklar mücadelesi hep devam edecektir. Tüm herkesi bu dayanışmaya çağırıyoruz.
“Mevcut kötülük son bulacak”
Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık (Turizm Fakültesi/Gastronomi ve Mutfak Sanatları / Gastronomy and Culinary Arts): Akdeniz Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nde öğretim üyeliği yaptım sekiz yıldır.
Mevcut son KHK ile görevime son verildi. Bunun nedeni, ülkemizde mevcut çatışma ve savaş koşullarının, insan haklarına yönelik her türlü ihlalin ve hukuksuzluğun son bulmasını talep eden bir bildiriye imza atmış olmam.
Nihayetinde inanıyorum ki bu ülkede mevcut kötülük son bulacak. Bunu ancak bir kötülük hali olarak tanımlayabiliyorum; yaygın bir kötülük, sistematik bir kötülük.
İnanıyorum ki bu ülkenin dirliği, düzenliği, esenliği barış içinde yaşamamıza bağlı. Çatışmacı ve savaş dilinin politikaları ile beraber son bulması gerekiyor. Ben yine akademik hayatıma olabildiği ölçüde yazarak, çizerek, düşüncelerimi kamuoyuyla paylaşarak devam edeceğim.
"Öğrencilerimize döneceğiz"
Prof. Taha Karaman (Tıp Fakültesi / Dahili Tıp Bilimleri Bölümü / Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı): Tıp fakültesinde uzun süredir çalışıyorum. Benim oradaki esas işim öğrenci, araştırma görevlisi yetiştirmek. Bir anlamda insanla işim. Bu işten dolayı son derece gurur duyuyorum. Bundan sonra da insan yetiştirme işini dürdürmeyi düşünüyorum.
Üniversiteden kopartılmamızın en temel nedeni barış temalı bir bildiriye imza atmaktı. Öyle bir ülke olduk ki barış temasıyla insanlar korkutulur konumda. Bu mücadelemiz bitmeyecek. Sonuna kadar sürdüreceğiz. Tekrar öğrencilerimize döneceğiz. Zaten kopmayacağız ki öğrencilerimizden. Üniversite dışında bile olsak insanlardan kopmayacağız. Bu mücadele hep sürecek. (BK)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı "boykot"a "ayrıştırıcı söylem" muamelesi yapacakmış
2 Nisan tüketim boykotu fikri dalga dalga yayılırken İstanbul C. Başsavcılığı boykotu "halkın bir kesiminin ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleme" suçu ilan eti. Ticaret Bakanı da "ticareti zarar görenleri çağrıda bulunanlara tazminat davası açmaya" çağırdı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "tüketim boykotu" çağrısı yapanlar için re'sen (kendi kararıyla) soruşturma başlattı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı "sosyal medya yayın organlarında halkın bir kesiminin ekonomik etkinlikte bulunmasını engellemeye yönelik, kamuoyunda 'boykot' çağrıları olarak bilinen ayrıştırıcı söylemler" için soruşturma başlatıldığını duyurdu.
"Senin kahveni içmeyeceğim" demek "halkı kin ve düşmanlığa tahrik"miş
Savcılık kendi kararıyla başlattığı soruşturmada "boykot çağrısı yapanlar ve bu söylemleri yayan şahıslara nefret ve ayrımcılık ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlaması yöneltti.
Tepkilerin ve soruşturmaların hedefi Özgür Özel
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane'de 7 gün süren protestoların son gününde, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına karşı ülke çapında baş gösteren tepkileri yansıtmayan TV kanallarını ve bu kanalları verdikleri reklamlarla ayakta tutan özel sektör ve kamu sanayi ve finans kuruluşlarını boykot çağrısında bulunmuştu.
Üniversite öğrencileri, Saraçhane buluşmaları sonrasında Maltepe'deki büyük mitingin ardından 2 Nisan'da halkın tüketimden gelen gücünü rejime ve rejimin gözdesi holdingler ve TV kanallarına göstermek üzere tüm ülkede tüketim boykotu çağrısında bulunmuşlardı.
Özel bugün yaptığı açıklamada "Öğrencilere, annelere, babalara, kardeşlere yapılan bu zulme karşı gençlerin başlattığı tüketim boykotunu gönülden destekliyorum. Herkesi bu boykota katılarak tüketimden gelen güçlerini kullanmaya davet ediyorum. Millet, devletin gerçek sahibidir. Devleti milletin karşısına diken bir avuç cuntacı kaybedecek, millet kazanacak. #2nisantüketimboykotu" dedi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik yurttaşları Özel'i boykota çağırdı
Özel'in boykot çağrısına destek vermesini AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "Türkiye’yi topyekun tehdit etmek" olarak niteledi. Çelik, Özel’i "toplumsal hayatı bölmeye uğraşmak"la suçladı ve bu kez kendisi, vatandaşları "bu sahte siyaseti ve saldırgan siyasetçileri boykot[a]" davet etti.
Ticaret Bakanı Bolat: "Ticareti yolunda gitmeyen boykotçuları mahkemeye versin"
Ticaret Bakanı Ömer Bolat da 2 Nisan'daki tüketim boykotu çağrıları için, "ticaretinde maddi kaybı olanları boykot çağrısı yapanlara karşı tazminat davası açmaya" çağırdı.
Özgür Özel: "Zulme karşı gençlerin başlattığı tüketim boykotunu gönülden destekliyorum"
CHP Genel Başkanı, sosyal medya hesabından yayımladığı açıklamayla üniversite öğrencilerinin çağrıda bulunduğu #2nisantüketimboykotu'nu "devleti milletin karşısına diken bir avuç cuntacı"ya rağmen gerçekleştireceklerini duyurdu.
Özgür Özel #2nisantüketimboykotu!na desteğini açıkladı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, üniversite öğrencilerinin anonim olarak çağrıda bulundukları #2nisantüketimboykotu'na tam destek açıkladı.
"Herkesi tüketimden gelen güçlerini kullanmaya" çağırdı
Özgür Özel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşında "Öğrencilere, annelere, babalara, kardeşlere yapılan bu zulme karşı gençlerin başlattığı tüketim boykotunu gönülden destekliyorum. Herkesi bu boykota katılarak tüketimden gelen güçlerini kullanmaya davet ediyorum." dedi.
19 Mart Darbesine karşı en ön safta direnerek geleceklerine sahip çıkan üniversite öğrencilerinden 301’i hukuksuzca tutuklandı ve bayramı ailelerinden ayrı geçiriyorlar.
Öğrencilere, annelere, babalara, kardeşlere yapılan bu zulme karşı gençlerin başlattığı tüketim boykotunu… pic.twitter.com/AlqUJMgeSr