Fotoğraf: MA
İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi (İÜDÜG), üniversitelerdeki liyakatsız atamalara karşı "Demokratik, özerk ve özgür üniversite" sloganıyla eylem yaptı.
İstanbul Üniversitesi ana kapısı önünde yapılan açıklamada, "Kayyuma hayır, üniversite iradesine evet" yazılı pankart açıldı.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre; açıklamada ilk olarak 2015 yılında en yüksek oyu alarak rektör seçilen ancak göreve başlatılmayan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Raşit Tükel, konuştu.
"Kayyımları kabul etmiyoruz"
Tükel, üniversitelerin bilim üretme üzerine kurulu ortak alanlar olduğuna belirterek, "Üniversiteyi üniversite yapan noktalar vardır, bunlardan biri bilimselliktir. Bir de akademik özerklik vardır. Bunun içerisinde öğrenciler, idare, personeller yer alır. Üniversiteler siyasi güç altında yönetilemez" dedi.
Boğaziçi'ne atanan kayyım rektör Melih Bulu'yu iktidar ve sermayeye yakın bir parti üyesi olduğunu ifade eden Tükel, "Biz demokratik üniversiteyi savunuyoruz. Okullarımıza ve iradelerimize atanan kayyımları kabul etmiyor Boğaziçi'nde direnenlerin de yanında olduğumuzu hatırlatıyoruz" diye konuştu.
"Her gün yeni bir utanç yaşanıyor"
Ardından İÜDÜG adına basın metnini okuyan İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Görkem Doğan, Türkiye'nin evrensel utanç listesine her gün başka bir hak ihlali eklediğini söyledi ve ekledi: "Bunun son örneği Türkiye yükseköğreniminin en önemli kurumlarından, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşandı.
"Üniversitenin kapısına kelepçe vurularak, Türkiye toplumsal belleğine bir travma olarak silinmez bir iz bırakıldı. Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım atama kararı, sosyal ve kültürel iktidar olamamanın öfkesinin üniversitelerden alınmak istendiğinin göstergesidir.
"İhlaller ekonomik duraklama getirecek"
Üniversitelere yönelik müdahalelerin bilimsel üretimin önüne engel olduğunu belirten Doğan, şöyle devam etti: "Üniversiteleri, parti üniversitesi haline dönüştürme çabaları boşadır.
"Akademik özerklik, akademik özgürlüğün güvencesidir. Üniversite özerkliğini hiçe sayan bir anlayışın evrensel bir karşılığı yoktur. Üniversitenin iç dinamiklerinin, bileşenlerinin korunması, gözetilmesi; akademik üretimin en önemli koşullarından biridir.
"Tarihte kanıtlanmıştır ki akademik özgürlüğün ve üniversitenin özerkliğinin ihlali, entelektüel gerilemeye ve bunun sonucu toplumsal ve ekonomik duraklamaya yol açar" (RT)