Bombalar ve çatışma bir gün duracak. Elektrikler ve su gelecek. Musa ailesinin, Gazze'deki başkanlık sarayının yanındaki evlerinin, tamamı İsrail ordusunun hava saldırılarında kırılan camları yenilenecek.
Ama ailenin, yaşları dörtle dokuz arasında değişen dört çocuğunun yaşadığı travma kolayca silinemeyecek. Neredeyse iki haftadır cam yerine koydukları plastiğin arkasından görebildikleri İsrail savaş gemilerinden, üzerlerinden geçen uçaklardan çevredeki binalara yapılan atışların altında yaşıyorlar.
"Bombardıman başlayınca çocuklar ağlıyor ve bağırıyor. Bu bütün gece sürüyor" diyor babaları Raed (35). "Her gece, bütün gece. Bina sallanıyor. Mutfağa taşındık ve orada uyuyoruz. Evdeki en güvenli yer orası. Ama çocuklarım çok korkuyor, yüzleri sararıyor. Silahların gürültüsü çok yüksek. Oyuncaklarla onları oyalamaya çalışıyoruz."
Anneleri Ahlan hamile. "Geve uyurken kabuslar görüyorlar. Devamlı ateş altındayız, çok korkunç. Çocuklara ne diyeceğimi bilemiyorum. Korktuklarını görüyorum ve ben de korkuyorum."
Psikologlara göre, Gazze Şeridi'nde 20 yıldır süren şiddetli çatışmanın, askeri kuleler, uçuşan mermiler, evleri yıkan dozerleri gören çocuklarda yarattığı travma uzun süreli olacak ve Filistin toplumu için yıkıcı sonuçlar getirecek.
2005'te İsrail Yahudi yerleşimcileri Gazze'den çektikten sonra dahi bombalar ve ses duvarını aşan uçakların yarattığı patlamalar Filistinlilerin hayatından çıkmadı.
Gazze'nin önde gelen çocuk psikiyatrlarından Dr. Abdül Aziz Musa Tabet, 20 yıldır sürdürdüğü çalışmaların ardından bölgedeki genç nüfusun yaklaşık yüzde 65'inin post-travmatik stres bozukluğundan muzdarip olduğunu söylüyor.
"Birçok başka travmatik semptom görülüyor; baş ağrısı, sırt ağrısı veya kusma gibi... Konsantre olamamak, panik, tedirginlik..." diyen Tabet "Çocuklarda büyük değişimlere tanık oldum. Daha fazla korkuyorlar, tedirginler. Buradan gitmek istiyorlar. Umutları yok, dünyanın onlar için bir şey yapmayacağını, kendileri için bir şey yapamayacaklarına inanıyorlar" diye ekliyor.
Tabet, bu durumun çocukları uçlara ittiğini belirtiyor. II. İntifada'nın başlangıcında, babası umutsuzca onu İsrailli askerlerin atışlarından korumaya çalışırken vurulan 12 yaşındaki Muhammed El-Dura'nın imgesi Filistinlilerin bilincine kazınmış durumda. Birçok yetişkin için, bu olay İsrail'in çocuklarına farksız davrandığının göstergesi. Psikologlar içinse, birçok çocuk burada oğlunu koruyamayan bir baba görüyor.
Bunun üzerine, çocuklarının önünde İsrail askerlerince dövülen Filistinliler gibi olaylar da eklenince, geleneksel iktidar sistemlerine olan saygı çöküyor. Arkası kesilmeyen ölümler, çocukların "şehit" kültüne sürüklenmesine ve erken yaşta ölümü beklemelerine de neden oluyor.
Tabet, 1990'larda travmatize olan çocukların bugün yetişkin olduğunu hatırlatıyor.
"Şimdi militan oldular. O zaman uyarmıştım, bu çocukların 15 yıl içinde daha öfkeli olacaklarını, savaşçı hale geleceklerini, toplumda şiddetin artacağını söylemiştim. 2007'de Gazze'deki Hamas El-Fetih çatışmasında bunu gördük."
Tabet, "Şimdi yeni bir nesil şiddetle büyüyor. Gelecekleri olmadığı için daha da uçlara gidecekler" diyor.
"Anne babaları çocukların gözü önünde öldürülüyor. Ne bekliyorsunuz ki?" (EÜ)
* Haşim Baluşa Gazze'de, Chris McGreal'sa Kudüs'te bulunuyor. Guardian'da yayınlanan haberi kısalatarak Türkçeleştirdik.