İki yıla yakındır Çanakkale El Emeğini Değerlendirme Vakfı'nda (ELDER) çalışıyor. Kadının insan hakları eğitiminden geçerek hayatına yeni bir yol çizmeye çalışıyor.
...Ki bir gece eve sarhoş gelen kocasının fiziksel şiddeti sonucu hastanelik oluyor.
Rabia: Sarhoş geldi ve bıçakladı
bianet'e konuşuyor Rabia.
"Şu anda hastanede yatıyorum" diyor: "Sarhoş eve gelip önce küfür, sonra da dayak atan kocam hızını alamayıp bıçakladı beni."
Rabia 21 yıllık evliliği boyunca sürekli şiddet gördüğünü söylüyor.
"İlk şiddete uğradığımda üç aylık hamileydim. Sonra şiddetin dozu artarak sürdü" diyen Rabia "Çocuklarım büyüdükten sonra şiddet biraz azaldı. Çünkü onlar 'Yapma baba' diye engelliyorlardı" diyor.
İki kızını tek başına büyütüp evlendirmiş
Rabia'nın iki kızı var. 21 ve 19 yaşlarında. Her ikisi de artık evli olan çocuklarını çok güç koşullarda büyütüp, evlendirdiğini söylen Rabia'nın yanında kızları ve ELDER'li arkadaşları bulunuyor.
"Kocan seni neden dövdü" diyor soruyorum.
"Hiçbir nedeni yok. Her zaman olduğu gibi. Eve sarhoş geldi. Bağırdı, çağırdı, küfür etti ve sonra da bıçakladı. Midemi delmiş. Ameliyat oldum."
"Daha önce şiddete uğradın mıydı?" soruma da verdiği yanıt olumlu.
"Uğradım. Karakolluk oldum, ama karakol hiç ilgilenmiyor ki!.. Bir akşam tutup salıyorlardı."
Hafif şiddet. Göz patlatma!..
Daha önceki uğradığı şiddeti hafif olarak nitelendiriyor Rabia. Şiddetin hafifi nasıl olur bilemiyorum ama, uğradığı şiddetin sonuçlarını şöyle anlatıyor::
"Dövüyordu. Çok ağır olmuyordu. Bir keresinde gözük patladı. Bir keresinde de dudağım. Dişlerim kırıldı."
Kocası karakolda pişmanlığını dile getirip "Ben karımı seviyorum" diyormuş her keresinde.
Rabia "Bir defa yine beni dövdüğünde karakol savcılığa sevk etmiş, oradan da mahkemeye gitmiştik. O zaman kaçıp, gitti. Gemilerde çalıştı. Bende artık geri dönmez diye mahkemeyi geri aldım. Altı ay sonra geri döndü" diyor.
Koca bu kez tutuklu
Rabia karakolun bu kez kocasını bırakacağını sanmıyor. "Artık için içine bıçaklama girdi. Şu an zaten tutuklu.Ceza alır" diyor.
"Neden şiddete 21 yıldır katlandın?" diye sorduğumuzda da, her şiddete uğrayan kadının verdiği yanıtla karşılaşıyoruz: "Çocuklarım için katlandım."
Bu kez boşanmakta kararlı.
"Bugün bıçakla yaralayan yarın öldürmeye bile teşebbüs eder. Artık bir arada olacağımızı zannetmiyorum."
Şiddet ve işsizlik
Kocasının şiddetinin gerekçesini alkole bağlıyor Rabia. Tabii bir de işsizliğe.
"İşi yok. İlk evlendiğimizde belediye de memur kadrosunda çalışıyordu. Sonra istifa etti. Bugüne kadar doğru dürüst sigortalı bir işte çalışmadı. İstifa ettikten sonra hep gemilerde çalıştı. İki çocuğumu ben evlendirdim. Biri şimdi doğum yapacak."
Rabia artık çocuklarının tepki gösterdiklerini söylüyor:
"Şu şiddet, eziyet çekilmez" diyor kızları. "Allaha şükür kızlarımın evliliğinde şiddet yok" diye teselli buluyor.
Düşü olmayan kadın olur mu?
Rabia'nın bir düşü, kendine ait bir hayali yok. "Kendin için ne isterdin?" dediğimde bu kanıya varıyorum.
Tek tesellisinin kızlarının mutluluğu.
Öyle ya hiç hayal kurmayan, düşleri olmayan kadın olur mu? Rabia öyle kadınlardan biri.
Daha doğrusu düşleri ve hayalleri şiddet görmüş, umudunu tüketmiş bir kadın.
"İnsan ne istemez ki? Güzel bir evliliği, mutlu bir yuvası olsun ister. 21 senedir hiç gün yüzü görmedim ki.
Truva festivalinde şiddete karşı yürüdü
ELDER'le bir komşusu sayesinde tanışmış Rabia:
"Komşum ELDER'liydi. Orada çalışıyordu. Bende size katılmak istiyorum dedim. Bir buçuk senedir onlarla çalışıyorum. Stand açıp kolye küpe, bileklik, yüzük yapıp, satıyorum. Takı üzerin standım var."
Rabia'nın 10 gün kadar önce ELDER'in katıldığı Çanakkale'de düzenlenen Truva Kültür ve Sanat Festivali'ndeki kortejde "Önce Ailede Barış" yazılı pankartla, yüzünde şiddete uğrayan kadınları temsilen taktığı maskeyle yürümüş.
Ne trajikomik bir öykü değil mi? 10 gün önce aile içi şiddete karşı yürü, 10 gün sonra neredeyse kocanın bıçaklamasıyla ölümden dön.
"O korteje eğlenmek, şiddete dikkat çekmek için katılmıştım. Hiç aklıma böylesi bir şiddete uğrayacağım, haber olacağım gelmemişti" diye konuşuyor. (AD/EÖ)