*Manşet: MA
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla her hafta düzenledikleri oturma eyleminin 693’üncüsü Koşu Yolu Parkı'nda gerçekleşti.
Bu hafta 24 Mayıs 1994’te Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde gözaltında kaybedilen Selim Örhan, Hasan Örhan, Cezayir Örhan hikayesi paylaşıldı. Açıklamayı İHD Diyarbakır Şube yöneticisi Fırat Akdeniz yaptı.
Akdeniz, Örhanlar dosyasında etkin bir soruşturma yapılmadığını ve dosya zamanaşımına uğradığını söyledi:
"Bolu Komando Tugayı’na bağlı askeri birlikler tarafından 6 Mayıs 1994 tarihinde Diyarbakır Kulp İlçesi Deveboyu Mezrası’na baskın yapılarak imama minareden köylülerin cami önünde toplanması için anons yaptırılır. Askerler tarafından cami önünde toplanan köylülere evlerinin yakılacağı ama öncesinde eşyalarını toplamaları için izin verildiği söylenir. Ancak köylülerin eşyalarını taşıması tamamlanamadan evler ateşe verilir.
"Askerler götürdü"
"24 Mayıs 1994 tarihinde askerler tekrar köye gelir. O sırada köyde bulunan 46 yaşındaki Selim, 40 yaşındaki Hasan ve 17 yaşındaki Cezayir Örhan’ı askerler yanlarında götürürler. 'Onları nereye götürüyorsunuz?' diye soran ailelerine askerler 'Yolda bize rehberlik edecekler, sonra bırakacağız, merak etmeyin' cevabını verirler.
"Salih Örhan ertesi gün Zeyrek Jandarma Komutanlığına giderek kardeşleri Selim ve Hasan ile yeğeni Cezayir'i sorar. Zeyrek Jandarma Komutanı Ahmet Potaş, Kulp'a götürüldüklerini söyler. Örhan bu sefer Kulp Jandarma Komutanı Ali Ergülmez ile görüşür ancak Ali Ergülmez konuya ilişkin bilgisi olmadığını söyler.
Fotoğraf: İHD
"İşkenceye götürüldüğünü görenler var"
"Bölgedeki karakollardan cevap alamayan Salih Örhan, Kulp Cumhuriyet Başsavcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığına, OHAL Valiliğine, Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı'na, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına resmi başvurular da bulunur. Selim Örhan Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde görevli savcı Mustafa Atagün’e ifade verir.
"Selim Örhan’ın anlattıkları karşısında çok sinirlenen savcı ‘Devletin insanların kaybolmalarına neden olduğunu nasıl iddia edebilirsin?’ diyerek onu azarlar. Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltına alındığına, önce Serik karakoluna ardından Lice jandarma karakoluna son olarak da bir kısmı işkencehaneye çevrilen Lice Yatılı Okulu’na götürüldüğüne dair tanıklık edenler olur.
"AİHM tazminata mahkum etti"
"Ancak Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 8 Haziran 1994 tarihinde başlattığı soruşturmada, gözaltı kayıtlarında Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın adlarının yer almadığı gerekçesiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verildi.
"Tüm girişimleri sonuçsuz kalan Örhan Ailesi, İHD Diyarbakır Şubesi avukatları aracılığıyla AİHM’e başvuru yapar. 6 Kasım 2002 tarihinde AİHM, Türkiye’yi Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltında kaybedilmesinden sorumlu tutarak tazminata mahkûm etti.
"2003 yılında Mehmet Selim ve Hasan Örhan'a ait kemikler Kulp'a bağlı Bağcılar köyü yakınlarında bir toplu mezarda bulundu. Cezayir Örhan’a ise hala ulaşılamadı.
"Savcılık kemiklerin kaybolduğunu söyledi"
"İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda kimliklendirme çalışması yapılan Selim ve Hasan Örhan’a ait kemikler 16 Temmuz 2004’te postayla Kulp Savcılığı’na gönderilir. Ancak defnetmek için kemikleri isteyen aileye Savcılık kemiklerin kaybolduğu bilgisini verir.
"Aile ve İHD’nin altı yıllık arayışının ardından Örhanlara ait kemiklerin, aynı toplu mezardan çıkan 6 kişiyle birlikte topluca kimsesizler mezarlığına gömüldüğü anlaşıldı.
"Faillerin tespiti ve yargılanmaları için her ne kadar savcılığa başvuru yapılmışsa da dosyada etkin bir soruşturma yapılmamış ve dosya zamanaşımına uğradı." (RT)