Gazeteci Ahmet Şık, 24 Haziran seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) İstanbul Milletvekili adayı olduğunu açıkladı.
Şık, Cumhuriyet gazetesindeki muhabirlik görevinden de istifa ettiğini duyurdu.
Adaylığını Twitter hesabından duyuran Ahmet Şık, “Sessizlik çemberini kırmak, bu güzel ülkemizi hakikatin ışığıyla aydınlatmak için adayım” dedi.
Adaylık mesajı
Şık, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Hayattaki anlamı sözlüklerdeki karşılığından daha fazla olan sözcükler var. Barış, demokrasi, eşitlik, adalet, özgürlük bir çırpıda aklıma gelenler. İçinde bulunduğumuz karanlıkla birlikte düşününce sanırım sizlerin de aklına bunlar geliyordur.
Hakikat ve hakikati konuşanların düşman ilan edilip yok edilmeye çalışıldığı böylesi zulüm dönemlerinde kıymeti daha iyi anlaşılan umut ve dayanışma sözcüklerini de saydıklarımızın arasına eklemek gerek.
Çünkü umudun da tıpkı umutsuzluk gibi bulaşıcı olduğu ve umutsuzluğu dayanışmayla yok edebileceğimiz zamanlar bunlar.
Çünkü Oruç Aruoba’nın da dediği gibi; ‘Göğümüzü ve yerimizi yeniden kurmamızı gerektiriyor yaşadıklarımız.’
Tam da bu nedenle ülkemize, geleceğimize dair hayallerim var...
Siyasetten bürokrasiye, akademiden medyaya kadar dört bir yana sirayet edip tüm toplumu çürütmeye başlamış olan yalanı alt etmeyi ve ülkemizin hakikatin ışığıyla aydınlanmasını istiyorum.
Çünkü;
Hakikatin bilinmesi herkesi birbirine eşit kılar.
Eşitlik temelinde yükselen adalet insanı özgürleştirir.
Özgürlük varsa demokrasi yerleşik olur.
Ve demokrasi barışın garantisidir.
Yargının iktidara biat ettirilmesiyle gazeteciliğin, siyasetin, tek adam rejimine karşı duran herkesin esir edildiği, bilimsel özerkliğin ayaklar altına alındığı, barışı isteyenlerin bile suçlandığı bir çürümüş düzene karşı demokrasi güçlerinin yan yana durması gerektiğini biliyorum.
Çocuklarımıza yaşanası, huzur içinde nefes alıp verecekleri, geleceği özgürce ilmek ilmek örebilecekleri bir ülke bırakabilmek için ırkçılığın sıradanlaşmasına, ayrımcılık ve nefret tohumlarının ekilmesine karşı bir arada yaşamın mücadelesini vermek zorundayız.
Barış yerine savaş, yaşam yerine ölümü yücelterek eşitlik, özgürlük ve adaleti yok etmeye çalışanların tehdit ve hakaretlerinin daha çok duyuluyor olması, onların güçlü olmalarından değil sessizliktendir.
Bizim düşlerimizde bambaşka bir ülke hayali var. Karanlıktan, kötülükten, zulümden beslenenlerin ufkunun alamayacağı bir ülkenin hayali bu. Yükünü sırtlayacağımız, kurmak için omuz vereceğimiz bir ülke.
Bunun için dayanışmadan doğacak kuvveti açığa çıkararak birlikte mücadele vereceğiz. Her kimden gelirse gelsin şiddetin karşısında durup özlemini çektiğimiz barış, eşitlik, özgürlük ve adaleti mutlaka ama mutlaka hâkim kılacağız. İmkânsızla mümkün olan arasındaki farkı belirleyenin insanın kararlılığı olduğunu biliyoruz. Ve eğer her şey iyi olmamışsa henüz hiçbir şeyin sonuna gelmemişiz demektir.
Umutluyuz.
Umut kendi gerçeğini de yaratır geleceğini de.
Söyledim, tekrarlayayım: Bu ülke yalanın karanlığını değil, hakikatin ışığını hak ediyor. Gazetecilikte olduğu gibi siyasette de temel şiarım, Nazım’ın dediği gibi ‘Annelerin ninnilerinden, spikerin okuduğu habere kadar, yürekte, kitapta ve sokakta’ yalanı yenmek olacak.
İşte bu yüzden milletvekili adayıyım.
Sessizlik çemberini kırmak, bu güzel ülkemizi hakikatin ışığıyla aydınlatmak için adayım.
Halkların Demokratik Partisi’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş ve mücadele arkadaşlarının şahsında tutsak edilmiş tüm siyasetçiler, gazeteciler, öğrenciler ve avukat arkadaşlarımla dayanışmak için adayım.
Özlediği hayat hep yarınlara ertelenmiş halkımızla birlikte bugünü kazanmak için adayım.
Çocuklarımızın düşlerini gerçek kılacağımız bir hayatı çıkarmak için adayım.
Biliyorum ki, hayatı değiştireceksek, bu ancak birlikte başarılacak. Sen’le olacak! Biz olabilirsek olacak.
Yolumuz açık, önümüz barış olsun.”
Ahmet Şık hakkında
1970 Adana doğumlu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nden mezun oldu.
Gazeteciliğe Milliyet gazetesinde stajyer muhabir olarak başladığında üniversitenin birinci sınıfında okuyordu.
1991 ve 2007 yılları arasında Cumhuriyet, Evrensel ve Yeni Yüzyıl gazeteleri ile Nokta dergisinde muhabir, Reuters haber ajansında da foto muhabiri olarak çalıştı.
2005 yılında Radikal gazetesinde çalışırken, Doğan Grubu'na alacak davası açtığı için işten çıkarıldı. Sonrasında çalışmaya başladığı Aktüel dergisinden de açtığı dava gerekçe gösterilerek işine son verildi.
"Dokunan yanar"
3 Mart 2011 tarihinde, Ergenekon Soruşturması kapsamında evinde ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'ndeki odasında yapılan arama sonrasında gözaltına alındı.
5 Mart günü tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkedildi. 6 Mart 2011'de "Ergenekon terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklanarak gazeteci Nedim Şener ile birlikte Metris Cezaevi'ne gönderildi.
Polis evinden alırken “Dokunan yanar” demişti.
Aynı soruşturmada OdaTV muhabiri İklim Kaleli Bayraktar, OdaTV Ankara Temsilcisi Mümtaz İdil, OdaTV'nin Koordinatörü Doğan Yurdakul, gazeteci Müyesser Yıldız, gazeteci Sait Kılıç, Aydın Bıyıklı, Coşkun Musluk gözaltına alındı. Dava OdaTV davası olarak adlandırıldı.
Şık, 12 Mart 2012 tarihinde Nedim Şener'le birlikte tahliye oldu.
Cumhuriyet davası
Şık, 29 Aralık 2016 günü, “bir tweetle ilgili” olarak gözaltına alındı, 30 Aralık 2016’da İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, Şık'ı "FETÖ ve PKK propagandası yaptığı" iddialarını öne sürerek tutukladı.
Şık, 9 Mart 2018’de tahliye edildi.
TIKLAYIN - Cumhuriyet Davası Kronolojisi
TIKLAYIN - Ahmet Şık ve Murat Sabuncu Hakkında Tahliye Kararı
TIKLAYIN - Ahmet Şık: Sevinçli Değil Öfkeli Olmanızı Tercih Ederim
(EKN)