İnsan Hakları Derneği (İHD), 666. F Oturması’nda ağır hasta mahpus Kemal Ertürk’ün serbest bırakılması için Beyoğlu’ndaki İstanbul şubesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
25 yıllık mahpus Kemal Ertürk; Wernicke Korsakoff, Tip 2 Diyabet, Hipertansiyon, görme bozukluğu, dizlerde menüsküs, bel fıtığı, hemoroit, midede ülser ve gastrit hastası. Ayrıca Ertürk’ün kas ve eklemlerinde istemsiz hareketler ile hemoroide bağlı kanama ve ağrı şikâyetleri bulunuyor.
Ertürk’ün tedavi ve bakım imkânlarından yoksun bir şekilde hapiste tutulmasının sağlık ve yaşamına ağır tehdit oluşturduğuna dikkat çeken İHD, Ertürk için gecikmeksizin tedavi maksadıyla infaz erteleme kararı verilmesini ve serbest bırakılmasını talep etti.
2024 yılının hapishaneler özelinde ağır hak ihlalleriyle geçtiğini vurgulayan İHD, şartlı salıverilme süresi dolan mahpusların tahliyelerinin İdare ve Gözlem Kurulları tarafından usulsüzce engellendiğini ve tecrit tipi yeni hapishaneler ile mahpusların sağlığa erişim ve tedavi haklarının sistematik olarak ihlal edildiğine dikkat çekti.
Ayrıca İHD, tutuklu insan hakları savunucuları Nimet Tanrıkulu ve Hatice Onaran’ın serbest bırakılması talebini yineledi.
Cezaevi "unutmuş"
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde tutulan Ertürk’ün kardeşi, İHD’ye Ertürk’ün cezaevinde yaşadığı sağlık ihlalini şöyle anlattı:
Kardeşim hapishane koşullarına bağlı olarak bir çok hastalığa yakalandı ve hastalıkları iyileşmediği gibi gittikçe ağırlaştı. Hemoroit ameliyatı günümüzde rutin ameliyatlar arasında görüldüğü halde, ilk ameliyat olduğu zamanlar kadar olmasa da kardeşimin halen devam eden kanama ve ağrıları söz konusu. Kardeşimin bu rahatsızlığına dair yaptığı başvurular sonucu tekrar endoskopi ve kolonoskopi istenmiş ve 13 Kasım 2024 tarihine randevu alınmıştır. Fakat randevu günü cezaevi yönetimi tarafından “unutulmuş” denilerek hastaneye götürülmedi ve tedavi süreci geciktirilmiş oldu. Tabii bu ilk değildi, 25 yıllık hükümlülük sürecinde defalarca bu tarz hak ihlallerine uğradı.
Yakın zamanda kardeşim bir hastane sürecinin nasıl işlediğini anlattı. Muayeneye götürüldüğünde odaya kelepçesiz girdiğini ve doktorun itirazıyla kelepçenin tekrar takılması üzerine muayene olmadan geri getirildiğini söyledi. Uzun hapishane sürecinde daha önce de kelepçe dayatmalarını ve hak ihlallerini defalarca duymuş ve dinlemiş bir mahpus yakını olarak, yüreğimin nasıl kanadığını anlatacak kelime bulamıyorum. Biz aile olarak kardeşim Kemal dahil olmak üzere bütün hasta tutuklu ve hükümlülere ceza içerisinde ceza uygulamalarına son verilmesini ve en temel insani haklarından biri olan tedavi süreçlerinin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Kamuoyunun yanımızda olup sesimizi duymalarını ve duyurmalarını, kardeşim Kemal Ertürk’ün tedavisi için serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
(EC)