Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Van depreminin ardından iktidarı kaybetmek pahasına dahi olsa çıkartacağını söylediği Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesini öngören kanun tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası (ŞPO) yaptığı açıklamada, kamuoyunda oluşan tepkiye rağmen, Meclis komisyonlarında yeterince tartışılmadan, korku yüklü TV reklamlarıyla desteklenerek kabul edilen yasasının amacına hizmet etmekten uzak olmasının yanı sıra, insan haklarına, anayasaya ve hukuk devleti ilkelerine açıkça aykırı düzenlemeler içerdiğini belirtti.
Açıklamada, bir yandan riskli yapı ilan edilen yapıların yıkıldığı, diğer yandan yeni riskli yapıların üretiminin sürdüğü, afet riski gerekçe gösterilerek tüm kentlerin rant aktarım alanı haline dönüştürüldüğü belirtildi. Ayrıca, yaşamın gerçek sigortası orman, mera, sulak alan, kıyı, tarım alanları gibi doğal varlıkların talana açılacağı ifade edildi.
ŞPO, Cumhurbaşkanı'na seslenerek yasayı onaylamamasını talep etti.
Yasaya dair eleştiriler
* Temel insan haklarından biri barınma hakkının savunulması ve dayatılan anlaşmaya karşı çıkılması cezalandırılacak. Bu hukuk kurallarının yerini mafya kurallarının alması demek.
* Yasa hükümlerinin gerektiğinde sağlam yapılara da uygulanabilmesine ilişkin endişe verici düzenleme açıkça Anayasaya aykırı.
* Riskli alanlardaki yapılara verilen kamusal hizmetlerin durdurulmasına ilişkin düzenleme, barınma sorunlarının çözümüne ilişkin kararlarla desteklenmediği sürece bu alanlarda yaşayanlar açısından kabul edilemez, insan haklarına ve sosyal devlet ilkesine aykırı.
* Altyapı maliyetlerinin konutları yıktırılanlara ödetilmesi, yoksul kesimlerin borç miktarını büyütecek.
* Yetkinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na verilmesi, yerleşmelerin asıl sorumlusu olan yerel yönetim birimlerinin devre dışı bırakılmasına neden olacak.
* Kamunun elinde kalan son araziler de elden çıkarılacak, kamusal fakirleşme yeni bir boyut kazanacak.
* Hazine dışındaki kamu kurumlarına ait taşınmazların da, üstelik bu alanların riskli alanda olma koşulu da aranmadan Bakanlığa tahsis edilmesi sonucunda, kentlerimizin rantı yükselen merkezi bölgelerindeki kamu tesislerine (okul, hastane vb.) yönelik talan süreci hız kazanacak.
* Tüm kıyılarda, tarım ve zeytinlik alanlarında, meralarda, orman alanlarında ve hatta sit alanlarında yaygın bir talanın önü açılacak.
* Afet açısından herhangi bir risk taşıma olasılığı bulunmayan mera alanlarının devrini ve satışını kolaylaştıran düzenleme ile hayvancılık ve korunması gereken doğal değerler ağır darbe alacak.
* İmar Kanunu ve bu kanun uyarınca çıkarılmış olan ve uyulması zorunlu teknik ve sosyal altyapı standartlarına uyulmaması daha az yeşil alan, okul, sosyal ve kültürel tesis demek. (NV)