* Fotoğraf: Uluslararası Af Örgütü - Arşiv
Uluslararası Af Örgütü, "Dayanılmaz yaşam koşulları: Suriye'nin kuzeybatısında yerinden edilenlerin yaşadığı kamplarda ekonomik ve sosyal haklara yetersiz erişim" başlıklı bir rapor yayınladı.
Söz konusu rapor, Suriye'nin kuzeybatısında, ülke içinde yerinden edilenler ve bölge sakinlerinden oluşan en az 4 milyon kişiye Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yardım ulaştırılmasını sağlayan son koridorun süresinin dolacağı 10 Temmuz Pazar günü yaklaşırken geldi.
Af Örgütü bu takvimi hatırlatarak bir açıklama yayınladı ve BM Güvenlik Konseyi üyelerinin süreyi uzatması gerektiğini belirtti.
Çağrıyla birlikte kamuoyuna duyurulan raporda, "Suriye hükümetinin, yerinden edilen kişilerin ekonomik ve sosyal haklara erişimini engellemesi veya kısıtlaması sonucunda, kamplarda vahim koşullarda yaşayan insanların son derece savunmasız olduğuna ve hayatta kalabilmek için tamamen uluslararası yardıma bel bağladığına" ilişkin ayrıntılara yer verildi.
Uluslararası Af Örgütü, Şubat ile Mayıs 2022 arasında, başta İdlib'de olmak üzere kamplarda yaşayan insanların yeterli barınma, su, hijyen ve sağlık hizmetlerine erişimini inceleyen raporu için araştırma yaptı.
Bölgede yerinden edilen kişilere ek olarak insani yardım ve sağlık çalışanlarını kapsayan toplam 45 kişiyle görüşmeler gerçekleştirildi.
* Kaynak: ABD Dışişleri Bakanlığı / İnsani Bilgi Birimi (2014)
"Kalıcı bir çözüm öngörülmüyor"
Uluslararası Af Örgütü'nün raporuna göre, yüzde 58'i çocuk olmak üzere 1 milyon 700 bin civarında insan kuzeybatı Suriye'deki kamplarda yaşıyor ve yakın bir tarihte kalıcı bir çözüm öngörülmüyor. Bu kişilerin çoğu yıllardır çadırlarda, su ve hijyen koşullarına sınırlı erişimle veya erişemeden yaşıyor. Bu durum da suyla taşınan hastalık riskini artırıyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Vekili Diana Semaan, "Yerinden edilen kadınlar, erkekler ve çocukların çoğu altı yıldan uzun süredir Suriye'nin kuzeybatısında mutlak sefalet koşullarında yaşıyor" diyerek şu değerlendirmede bulundu:
"Suriye yetkililerinin, geldikleri yerlerde süregelen ihlalleri nedeniyle eve dönme umutları oldukça zayıf; ancak kalmak da dayanılmaz ölçüde şiddetli koşullarda yaşamak ve hastalık ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet riskiyle karşı karşıya olmak anlamına geliyor.
"Suriye hükümeti ülkenin kuzeybatı bölgesinin kontrolünü kaybettiğinden beri elektrik ve su ikmalini kesiyor, yardımları engelliyor ve kamplara, sağlık tesislerine ve okullara saldırarak hizmet sağlama yükümlülüğünü insani yardım örgütlerine bırakıyor.
"Kuzeybatı Suriye'de yeterli insani yardım sağlamak için mevcut sınır ötesi mekanizmanın süresini uzatmak dışında etkili bir çözüm yok. BM Güvenlik Konseyi'nin bu mekanizmanın yetkisini 10 Temmuz'da sona ermeden önce yenilemesi zorunludur."
Barınma, ısınma, su ihtiyacı
Raporda, kuzeybatı Suriye'deki kamplarda barınma, ısınma ve suya erişim konusunda yaşanan sorunlar özetle şöyle sıralandı:
Kuzeybatı Suriye'de ülke içinde yerinden edilen nüfusun yarısından fazlası 1.414 kampta, uluslararası hukuk gereğince yaşanabilir konut hakkına aykırı olarak, genellikle sağlam kapıları veya kilitleri olmayan ve bölgeye özgü aşırı soğuk ve sıcağa karşı yalıtım sağlamayan tek odalı çadırlarda yaşıyor.
"Ülke içinde yerinden edilenler çoğunlukla ortak kullanılan tanklarla su alabiliyor ancak aldıkları miktar, ihtiyaçlarının yarısından azını karşılıyor. Yalnızca yüzde 40'ı çalışır durumdaki umumi tuvaletlere erişebiliyor.
"Kamplarda yaşayanlar, Uluslararası Af Örgütü'ne, her kış ısınmak, çadırlarını ve eşyalarını kuru tutmak ve şiddetli yağışlar, sel baskınları ve çamurlu yollar hareketlerini engellediği için su getirmek ve tuvaletlere erişebilmek gibi günlük işlerini yapmakta zorlandıklarını belirtti.
"Ayrıca, kış boyunca ısınmak için çadırın içinde odun, plastik ve her türde yanıcı malzemeyi kullanıyorlar. Bu durum 2022'de en az 68 yangına yol açtı.
"Görüşülen sağlık çalışanları, kamplardaki çadırların bulaşıcı hastalıkların yayılmasında rol oynadığını ve sağlık açısından risk oluşturduğunu söyledi. Su ve kanalizasyon arıtma kalitesinin yetersiz olması nedeniyle suyla taşınan hastalıkların da yayıldığını belirttiler."
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet
Uluslararası Af Örgütü araştırmacılarına konuşan İnsani yardım çalışanları ayrıca "aşırı kalabalık, mahremiyetin olmaması, kampların etrafının çitle çevrilmemesi, çadırları kilitleme imkanının olmaması ve karar alma süreçlerinden dışlanmalarının, kadınları ve kız çocukları aile üyeleri, kamp yönetimi ve sakinleri, yabancılar ve insani yardım çalışanları tarafından uygulanan şiddet dahil olmak üzere toplumsal cinsiyete dayalı farklı şiddet biçimlerine maruz bıraktığını" ifade etti.
Bir insani yardım çalışanı, "Kuzeybatı Suriye'de, özellikle de kamplarda toplumsal cinsiyete dayalı şiddet namına bildiğiniz ve aklınıza gelen ne varsa mevcut. Buna erkek aile üyelerinin sözlü tacizi ve fiziksel şiddeti, tecavüz ve cinsel sömürü de dahil" dedi.
"Bir insani yardım çalışanı da şunları aktardı: 'Kadınlar ortak banyolara gruplar halinde veya bir yakınlarını yanlarına alarak gidiyor. Gece yalnız gitmeye korkuyorlar. Bu nedenle kendilerine eşlik edecek kimse yoksa geçici bir tuvaleti kullanıyor veya sabaha kadar tutuyorlar'."
Yardım ve sağlık hizmetlerine erişim
Rapora göre, "Suriye hükümeti, silahlı çatışmalar başladığından beri bölgedeki sağlık sistemine saldırıyor ve tıbbi yardım ulaştırılmasını engelleyerek milyonlarca insanın sağlık hakkına darbe vuruyor."
Geçen yıl uluslararası yardımların azalması da ayrıca kuzeybatı Suriye'de yaşayanların ve ülke içinde yerinden edilen kişilerin yaşam koşullarını ciddi ölçüde baltalayarak personel, ilaç ve ekipman yetersizliğine yol açmış ve operasyonel kapasiteleri düşürmüş durumda. (SD)