Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Çanakkale’de düzenlediği dört gün süren “Adalet Kurultay”ı bugün sona erdi.
26 Ağustos'ta başlayan Kurultay'ın sonuç bildirgesini Kemal Kılıçdaroğlu okudu. Kılıçdaroğu, sekiz başlıkta sorunları ve çözüm önerilerini sınırladı, beş maddede Kurultay'ın mesajlarını paylaştı.
CHP Genel Başkanı, "Adalet Yürüyüşü ve Adalet Kurultayı daha şimdiden bir büyük demokrasi, adalet ve huzur hareketine dönüşmüştür. Bu hareket çıkış hattının hareketidir. Bu hareket farklılıklar üzerinden değil ortak noktalar üzerinden tarif edilen bir harekettir. Ortak noktalar demokrasi, adalet ve huzur talebidir. Bu talepleri olan herkese yer vardır.Kayıtsız kalma. Seyirci olma" dedi.
"Adalet Kurultayı diyor ki"Kılıçdaroğlu'nun okuduğu bildiride şu ifadeler yer aldı: "Adalet Kurultayı diyor ki; "1. Adalet mücadelesi meşrudur Devlet, yurttaşlarını huzur, güven ve refah içerisinde yaşatmakla yükümlüdür. Bunun yolu adaletten geçer. Adaletten sapan iktidarlara karşı halkın hak, hukuk, adalet ve özgürlük mücadelesi meşru bir mücadeledir. "2. Adalet hakkı temel bir haktır Herkes adil bir siyasal-toplumsal düzende yaşama hakkına sahiptir. Devlet kişinin ekonomik, toplumsal ve siyasal düzenden adaletli olarak pay almasını ve yönetime katılma olanaklarını sağlamakla yükümlüdür. "3. Bugün Türkiye’de adalet hakkı sistematik olarak ihlal edilmektedir. "Mahkemede adalet yok""Mahkemeler bağımsız ve tarafsız değildir. Millet mahkemelerden umudu kesmiş, siyaset yargıya hakim olmuştur. Hakimler hukuka değil iktidarın beklentilerine göre karar vermektedir. Siyasi planların parçası olarak milletvekilleri tutuklanmakta, bu yolla aslında milli irade hapsedilmektedir. "Çözüm: Derhal bağımsız ve tarafsız yargı inşa edilmeli, yargıya güven tesis edilmeli, tutuklu milletvekilleri serbest bırakılmalıdır." "Devlette adalet yok""Devlette liyakat sistemi çökmüştür. Liyakat yerine sadakat, layık olan yerine sadık olan tercih edilmektedir. Kayırmacılık ve yolsuzluk yerleşik usul haline gelmiştir. Devlet kapıları ve imkânları yetenekli ve başarılı olanlara kapalı, arkası güçlü, sırtı kalın olanlara ise açıktır. Yükselmenin yolu başarıdan değil rüşvet ve torpil düzeninden geçmektedir. Devlet parti devletine dönüşmüş, kuvvetler ayrılığı yok edilmiş, fiilen tek adam rejimi tesis edilmiştir. 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi milletin inancı ve kararlılığı ile engellenmiştir. Ancak ardından iktidarın 20 Temmuz Darbesi ile yeni bir darbe hukuku oluşmuş, can ve mal güvenliği kalmamıştır. "Çözüm: Kuvvetler ayrılığı esasına dayalı, denge ve denetleme mekanizmaları olan demokratik devlet oluşturulmalı, hukuk düzeni darbe hukukundan temizlenmeli, liyakat sistemi kurularak halkın devlete güven duyması ve kaliteli kamu hizmeti alması sağlanmalıdır." "Seçimde adalet yok""Seçimlere hile karışmıştır. Mühürsüz seçimle millet iradesine tecavüz edilerek, gayrimeşru bir anayasa oluşturulmuştur. Seçim barajı ve siyasi parti düzeni milli iradenin tam olarak parlamentoya yansımasını engellemektedir. Adaletsiz seçim kampanyalarıyla kamu kaynakları tamamen iktidar lehine kullanılmaktadır. Oysa demokrasinin yolu adaletli seçimden geçer. Seçim adaleti olmadan milli irade olmaz. "Çözüm: Demokrasi ve milli iradenin hâkim olması için adil ve meşru bir seçim düzeni oluşturulmalı, sivil toplumun etkin denetimine imkan tanınmalıdır." "Geçimde adalet yok""Gelir bölüşümü adaletsizdir. Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu bir düzen hakimdir. İşsizlik ve geçim sıkıntısı halkın en büyük sorunudur. Ekonomi hukuki güvence altında değildir. Belirsizlik ve keyfilik girişim özgürlüğünü yok etmektedir. "Çözüm: Sosyal devlet tesis edilerek gelir adaleti sağlanmalı, refah paylaştırılmalı, hukuk güvenliği altında ekonomi rahatlatılmalıdır. "İnançta adalet yok""Ülkede totaliter tek adam rejimi kurulmuştur. Siyasal olarak tüm yetkileri tek elde toplayan rejim şimdi kültürel egemenliği de ele geçirme peşindedir. Bu rejim bireyin nasıl düşüneceğini, nasıl yaşayacağını, ne giyeceğini, ne konuşacağını, neye inanacağını tek merkezden belirleme çabasındadır. Bu amaçla yaşam tarzına ve inançlara müdahaleci, tek tipçi uygulamalar yerleşmektedir. "Çözüm: Yaşam tarzı ve inançlara müdahale edilmemeli, özgürlükler korunmalı ve genişletilmeli, camiye, kışlaya, adliyeye ve okula siyaset sokulmamalı, tarikat, cemaat ve inanç grupları iktidar odağı ve ortağına dönüştürülmemelidir. "Eğitimde adalet yok""Eğitimden bütün paydaşlar şikayetçidir. Ne öğretmenler, ne öğrenciler, ne de veliler memnundur. Müfredat bilimsel değil ideolojik esaslara göre hazırlanmaktadır. Atatürk ve Cumhuriyet gibi ortak değerlerimiz unutturulmak istenmektedir. Herkes tek tip okula mahkum ve mecbur edilmektedir. "Çözüm: Aklı ve bilimi esas alan, ortak değerlerimizi çoğulculuk ekseninde koruyan, fırsat eşitliğini sağlayan bir eğitim reformu yapılmalı, eğitim hem bireysel hem de toplumsal olarak yoksulluktan kurtulmanın en önemli aracı olmalıdır." "Yaşamda adalet yok""Türkiye’de toplumsal yaşam eşitsizlik, kutuplaşma ve çatışma ekseninde devam etmektedir. Siyasi iktidar her geçen gün kamplaşma ve kutuplaşmayı derinleştirmekte, ötekileştirme ve çatışma üzerinden iktidar üretme siyaseti gütmektedir. Bu durum toplumsal yarılmayı artırmakta, uzlaşma alanlarını daraltmaktadır. Bir yandan terör, bir yandan kutuplaşma siyaseti bir arada yaşama kültürünü tahrip etmektedir. Kadın, genç, çocuk ve dezavantajlı gruplar eşitsiz yaşam koşullarına terk edilmektedir. Toplumun huzuru kalmamıştır. "Çözüm: Çatışma, kutuplaşma ve ötekileştirme siyaseti terk edilmeli, ayrılıklar uzlaşma dili ve yöntemleriyle ele alınmalı, huzur siyaseti inşa edilmelidir." "Medyada adalet yok""Medya ağır bir baskı altındadır. Fiili bir sansür söz konusudur. Gazeteciler tutuklanmakta, gazetecilik yargılanmaktadır. Dürüst ve objektif gazetecilik ateşten gömlek giymeye dönmüştür. Devlet kaynaklarından beslenen havuz medyası eliyle operasyonel medya yaratılmıştır. Muhalefet operasonel medya eliyle hizaya sokulmak istenmektedir. "Çözüm: Medya üzerindeki hukuki, fiili, mali ve manevi baskı kaldırılmalı, tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya kuvvetler ayrılığı sistemi içinde dördüncü kuvvet olarak görülüp anayasal güvence altına alınmalıdır. "Kayıtsız kalma""4. Adalet Kurultayı bir kolektif demokratik güç yaratmıştır "Adalet yürüyüşü ile korkunun yerini cesaret, çaresizliğin yerini umut almıştır. Bu Kurultay ise buna bir kolektif demokratik güç mahiyeti kazandırmıştır. Katılımcılar tek adam rejimi karşısında çaresiz ve yalnız olmadıklarını hissetmişlerdir. "Bugün güçlünün hüküm sürdüğü, güçsüzün süründüğü bir düzen vardır. Bu düzen değişmelidir. Bu düzeni adalet ve huzur talebi ekseninde oluşacak kolektif demokratik güç değiştirecektir. "5. Demokrasi, adalet ve huzur hareketi doğmaktadır "Adalet Yürüyüşü ve Adalet Kurultayı daha şimdiden bir büyük Demokrasi, Adalet ve Huzur Hareketine dönüşmüştür. Bu hareket çıkış hattının hareketidir. Bu hareket farklılıklar üzerinden değil ortak noktalar üzerinden tarif edilen bir harekettir. Ortak noktalar demokrasi, adalet ve huzur talebidir. Bu talepleri olan herkese yer vardır. Kayıtsız kalma. Seyirci olma. Bir tuğla da sen koy." |
4 gün 8 panel 77 çalıştay
Kurultay'ın dördüncü günündeki ana oturumların konuları "Devlette adalet" ve "Medyada adalet"ti. "Devlet'te adalet" konulu panelin konuşmacıları İlhan Kesici, Ertuğrul Yalçınbayır, Yüksel Yalova, Levent Tüzel, Gürcan Dağdaş, Abdülbaki Erdoğmuş'tu.
Oktay Ekşi'nin yönettiği "Medyada adalet" panelinde ise Ahmet Takan, Prof. Dr. Doğan Tılıç, Milli Gazete'den Mustafa Kurdaş ve Cumhuriyet karikatüristi Musa Kart konuşacak söz aldı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına göre Adalet Kurultayı kapsamında sekiz panel, 77 çalıştay yapıldı. 679 kişinin konuşma yaptığı toplantılarda yaklaşık 240 saat kayıt yapıldı. Bu kayıtlar daha sonra yayınlara dönüşecek.
Adalet heykeli
* Fotoğraf: chp.org.tr
Adalet Kurultayı'nın yapıldığı Kocadere Kamp Alanı protokol giriş kapısı yanında, tasarımını Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in yaptığı, Adalet Heykeli sergilendi.
Adalet Kurultayı'na katılanlar bir plakete isimlerini yazdırıp, tuğlaya yapıştırarak heykelin bıraktılar. Kılıçdaroğlu da son günün sabahında adının yazılı olduğu tuğlayı buraya koydu. (BK)
* Manşet fotoğrafı: Ali Atmaca / Çanakkale / AA