Soğuk havaya ve kara rağmen Agos gazetesinin önünde toplananların ortak talebi, cinayetin sorumlularının ortaya çıkartılmasıydı. Katılımcılar, üç yıllık mahkeme sürecinde gerçek sorumluların bulunması ve cinayetin karanlıkta kalan noktalarının aydınlatılması için gereken adımların atılmadığına dikkat çektiler:
Özcan Alper (yönetmen): Üç yılda sadece öldürenlerin yargı önüne çıkartılması, öldür emrini verenlere dokunulmaması Türkiye'de hukuktan bir şey beklemeyeceğimizin göstergesi. Hrant Dink davası yargının değil, bizlerin sahiplenmesiyle ancak sonuçlanabilir. Cinayet sonrası açıklamalar, yargı süreci demokrasinin içler acısı durumunu bir kere daha gözler önüne serdi.
Özgür Doğan (yönetmen): Kar yağışına rağmen insanların üçüncü yılda da burada olması umutlanmak için bir sebep. Dink cinayetinin üstündeki karanlık perdenin kalkması bu kararlılığın, inadın eseri olacaktır.
Aynur Doğan (müzisyen): Israrla buraya gelmek, adalet istemek gerekiyor. Bu ısrar hemen olmasa bile bu karanlığı aydınlatmaya vesile olacaktır.
Nihan Güldal (öğrenci): Burada olmaya devam etmeliyiz. Mecburuz. Çünkü bu ülkede adalet istiyorsak, başkaları da benzer şeyler yaşamasın istemiyorsak, Dink'i bu kaldırımda yalnız bırakmamalıyız.
Kerem Bala (öğrenci): 19 Ocak'ların artık bu ülkede eşitlik isteyenler, demokrasi ve adalet talep edenler için başka bir anlamı var. Bu kalabalığın biraradalığı Dink'i öldürenleri ortaya çıkartmak için inatla buluşacak, haykıracak. "Hepimiz" diyerek cümleler kurmaya devam etmeliyiz. Dink'i bu yaşatacak.
Nurcan Çalışkan (işsiz): Buradayız çünkü gerçek katillerin yakalanmasını, devletin bu cinayeti aydınlatmasını istiyoruz. Abdi İpekçi'yi öldürenin yalnızca Mehmet Ali Ağca olmadığını bildiğimiz gibi Hrant Dink'in gerçek katillerinin de Erhan Tuncel'ler, Yasin Hayaller olmadığını biliyoruz.
Selim Atikkan (öğrenci): Karanlıklar aydınlatılsın istediğim için buradayım.
Canan Kızıltan (öğrenci): Adalete inancımı yitirmek istemediğim için buradayım. Davada halen gerçek bir gelişme yaşanmadı. Birileri unutmamızı bekliyor, biz de unutmayacağımızı gösteriyoruz.
Güzel Şahin (Şehit ve Tutsak Aileleri): Haksızlığa karşı durmak için buradayım. Katillerin kim olduğunu biliyoruz ve bunu herkese göstermek gerekiyor.
Tuğba Coşkun (reklamcı): Dava sürecinde yaşananlara karşı durmak, öfkemizi göstermek, bu cinayetin sorumlularının cezalandırılmasını bir kez daha istemek için buradayız. "Kafes Planı"ndan, Hrant Dink Operasyonu'ndan söz ediliyor. Her şey göz önündeyken hiçbir şey olmamış gibi davranılamaz.
Ahmet Tekin (bilgisayar mühendisi): Davayı gazetelerden izliyorum ve olayların aydınlatılacağına ilişkin umudum giderek azalıyor. Sessiz kalmamak, Ermeni kardeşlerimizin ve Dink ailesinin acısına ve öfkesine ortak olmak istedim.
Zeynep Öztürk (ev kadını): Katillerin cezasız kalmasına izin vermeyeceğimizi göstermek için buradayım. Sorumluların yargılanması, cezalandırılması ve karanlıkta kalan tüm noktaların aydınlığa çıkartılmasını istiyorum. Ancak ondan sonra birbirimizin yüzüne gerçekten utanmadan bakabiliriz.