1980'li ve 90'lı yılların veri depolama araçları olan disketler (floopy disc), bugünlerde İngiliz sanatçı Nick Gentry'nin sanatına kaynak oluşturuyor.
1980 kuşağının bir üyesi olan sanatçı, kasetçalarlar ve disketlerle büyüdüğünü, disketlere oyun kaydedip arkadaşları ile paylaştığını söylüyor. Oyun kaydetmek için kullandığı o 3,5 inçlik plastik disketler ise şimdilerde sanatçıya esin kaynağı oluyor.
Disketlerden ortaya bir sanat çıkaran ve "Neden herkes düz beyaz bir tuval kullanmalı ki? Bunu düşündüğümde, bir sanat eserini farklı yorumladığımı anladım. Bunu da çalışmama, panoma uyarladım" diyen Gentry’nin, alternatif bir dışavurum ve sanat anlayışı içinde olduğu görülüyor.
Fırça ve boya kullanmadan önce disketlerin renklerine göre düzenleme yapan sanatçı, önce portreleri için disketlerle renk geçişlerini belirliyor sonra da onları panoya yapıştırarak, tuvalini hazırlıyor.
Nick Gentry, "Burnun üç boyutlu görünmesini istiyorum. Yani burası açık ve şurası da gölgeli olmalı. Burnun altı da biraz koyu olmalı. Proporsyonlar uymalı" diye konuşuyor.
Bir resim için 100 disket
Bir resim için yaklaşık yüz disket gerektiğini söyleyen sanatçının amacı ise internet teknolojilerindeki gelişmenin baş döndürücü hızına dikkat çekmek.
Nick Gentry, "Teknolojiyi seviyorum, etrafım onunla çevirili. Yeni teknolojilerle çalışıyorum ancak geçmişte kullandığımız teknolojilerden de vazgeçemiyorum. Sanırım benden daha genç olanların böyle bir bağ kurmaları mümkün değil" diyor.
Sanatçının eserleri şimdiye kadar ABD ve Avrupa’da sergilenmiş. Bununla birlikte yılda yaklaşık 40 adet disket resim tasarlıyor. Alıcıları arasında dünyanın çeşitli yerlerinden koleksiyoncular ve San Francisco Modern Sanatlar Müzesi var
2006 yılında Londra sanat ve tasarım okulu Central Saint Martin'den mezun olan sanatçı, atölyesi için Londra'nın East End adlı banliyösünü seçmiş. Bunun nedeni ise banliyönün birçok göçmene ve farklı yaratıcı kişiliğe ev sahipliği yapması.
Gentry’i Amerikalı bir galeri sahibi internet üzerinden keşfetmiş. Bu sayede artık sanatıyla geçimini sağlayabiliyor
En büyük yardımcısı sosyal ağlar
Günümüz teknoloji ve sosyal ağları olmasaydı, Nick Gentry'nin disket resimleri de olmazdı. Dünyanın farklı yerlerinden kişiler ona disketlerini yolluyorlar. İşbirliği haline gelen bu süreç Gentry’nin en büyük yardımcısı.
Birçok kişi disketleriyle birlikte, disketlerin içinde ne olduğunu belirten küçük notlar, mektuplar da yazıyor. Ancak Gentry disketlerin içindekilere hiç bakmamış. İçeriğin, eserlerinde bir sır olarak kalmasını istiyor. Sanatçı, boyadan sonra disketlere son bir cila atıyor.
Nick Gentry, "Sanatçı ile eserleri izleyenler arasındaki mesafeyi kaldırmaya çalışıyorum. Bir galeride dolaştığınızda sıklıkla bir mesafe görürsünüz. Bunu kapatmaya çalışıyorum. İnsanların eserlerime yakınlaşması için sınırları kaldırıyorum. Çalışmalarım böyle oluşuyor" diyor. (İŞ/HK)