Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet arayışlarının 817. haftasında 12 Eylül’de kaybedilen Hayrettin Eren’i akıbetini sordular.
Bu haftanın açıklamasını Hayrettin Eren’in yeğeni Işık Su Eren yaptı. Eren, “817. haftamızda ‘çiçeklerle donatacağı bir mezar’ hayali gerçekleşmeden aramızdan ayrılan Elmas Eren’in, ‘Oğlumu istiyorum, adalet istiyorum’ diyen çığlığını, çocukları ve torunları ile birlikte sesimize ekliyoruz” dedi.
Işık Su Eren, amcasının kaybedilişini şu sözlerle anlattı:
“Sosyalist kimliği ile bilinen 26 yaşındaki Hayrettin Eren, İstanbul’da yaşıyordu. 12 Eylül darbe koşullarında hakkında arama kararı vardı. 21 Kasım 1980 tarihinde otomobili ile İstanbul Saraçhane’ye gitti. Burada buluştuğu arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Hayrettin, arkadaşı ve otomobili önce Karagümrük Karakoluna, oradan da Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
"Hayrettin, Gayrettepe Siyasi Şube’nin bodrum katında ağır işkence altındayken, kapıda bekleyen annesine 'Gözaltında böyle biri yok' denildi. Emniyetin bahçesinde duran otomobili gösterip, 'Oğlumun arabası burada kendisi nasıl yok?' diye ısrar eden Elmas Eren tartaklanarak dışarı atıldı. Bundan sonra Hayrettin’in arabası da kaybedildi.
"İşkencedeyken gören çok tanık var"
"Hayrettin Eren’i gözaltına alınırken, karakolda tutulurken ve siyasi şubede işkencedeyken gören çok sayıda tanık vardı. Ancak buna rağmen gözaltına alındığı inkâr edildi.
"Sıkıyönetim Savcılığı’na yapılan suç duyuruları sonuçsuz bırakıldı. Aradan geçen 40 yılda hukuk işletilmedi. Hayrettin Eren’in akıbeti gizlendi, onu kaybedenler cezasız bırakıldı. Dosyayı canlandırmak için girişimlerde bulunmayı sürdüren Eren Ailesi üç kuşaktır Hayrettin’i ve adaleti arıyor.
"Bizi oyalamaktan vazgeçin"
"Hayrettin Eren’in gözaltında kaybedilişinin 40. yılında devleti yönetenlere sesleniyoruz: Demokrasi – Adalet Reformu diyerek toplumu ve bizleri oylamaktan vazgeçin. Önce adalet arayışını suç sayan zihniyetinizi değiştirin. Türkiye’nin taraf olduğu uluslarası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerinizi yerine getirin.
"Cezasızlığa son vererek, adaleti sağlayacak bütünlüklü politikaları hayata geçirin. Toplumun ve bizim adalet talebimizi duyun ve adliyelerin kapılarını artık adalete açın. Hayrettin Eren’in akıbetini açığa çıkarma ve sorumluların cezalandırılmasını sağlama görevinizi yerine getirin.
"Hayrettin Eren ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 118 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanından vazgeçmeyeceğiz.”