Haberin Kürtçesi için tıklayın
Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24) bünyesinde çalışmalarını sürdüren Expression Interrupted’ın hazırladığı ‘İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi’ raporlarının beşincisi yayımlandı.
Dava ve açık kaynak takip çalışmaları sonucunda elde edilen verilere dayanan rapor, 2022’nin ilk üç ayını kapsıyor.
Raporda, cezaevindeki gazeteci sayısındaki düşüşe rağmen hız kesmeden süren soruşturma ve davalar nedeniyle gazeteciler üzerindeki yargısal baskıların azalmadığı belirtildi.
Raporda yer alan verilere göre, sene başında 58 olan cezaevindeki gazeteci sayısı Mart sonu itibarıyla 56’ya düştü.
Yılın ilk üç ayında üç gazeteci cezalarının infazının tamamlanması üzerine tahliye olurken Yargıtay tarafından cezası onanan bir gazeteci ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Yine yılın ilk çeyreğinde gazetecilerin sanık olarak yargılandığı 101 dava görüldü. Bu davalarda beşi yabancı ülke vatandaşı 173 gazeteci yargılandı. Sonuçlanan davalarda 16 gazeteciye bir müebbet ve toplam 65 yıl 7 ay 27 gün hapis cezası, 42 bin 500 TL tazminat ve 7 bin 80 TL adli para cezası verildi. 17 gazeteci ise beraat etti.
Yargılamalarda önceki dönemlerde olduğu gibi terör suçlamaları başı çekerken terör suçlamalarının ardından en sık kullanılan suçlamalar ise “kamu görevlisine hakaret” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” oldu.
Aynı dönemde ayrıca yedi gazeteci hakkında sekiz yeni dava açıldı. Üçü haber takibi esnasında olmak üzere toplam 16 gazeteci gözaltına alınırken 11 gazeteci hakkında da soruşturma başlatıldı.
Saldırılar: Bir gazeteci öldürüldü
Rapora konu dönemde gazetecileri hedef alan saldırılar bir gazetecinin ölümüne yol açtı. Ses Kocaeli gazetesi imtiyaz sahibi Güngör Arslan uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetti. Saldırıya ilişkin açılan soruşturmada 10 kişi gözaltına alındı. Biri yurt dışında olmak üzere en az altı gazeteci ise fiziksel saldırılara maruz kaldı.
Gazetecilere yönelik saldırılara ilişkin açılan davalarda ise cezasızlık endişeleri öne çıktı. Gazeteci Levent Gültekin’e saldırı davasında sanıklar cezaevine girmezken Yavuz Selim Demirağ’a üç yıl önce düzenlenen saldırıya ilişkin açılan davada mahkemeler arasında yaşanan yetki uyuşmazlığı nedeniyle ilerleme kaydedilemedi.
bianet eski muhabiri Beyza Kural’ın 2015’te maruz kaldığı polis şiddeti nedeniyle açılan davada, sanık polislerden N.D.’nin savunması ancak dördüncü duruşma öncesinde Diyarbakır’daki bir mahkemede alınabildi.
AİHM'e rağmen gazetecilere “Cumhurbaşkanına hakaretten” ceza
Basın ve ifade özgürlüğü alanındaki baskılar Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerini de etkiledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala başvurusunda verdiği ihlal kararının uygulanmaması Türkiye’nin, Avrupa Konseyi tarihinde hakkında ihlal süreci başlatılan ikinci ülke olarak kayıtlara geçmesine neden oldu.
Raporda, AİHM’nin geçtiğimiz yıl Vedat Şorli davasında “Cumhurbaşkanına hakaret” yargılamalarına karşı verdiği ihlal kararının 2022’nin ilk aylarında kesinleştiği hatırlatıldı. Ancak AİHM’nin ihlal kararına rağmen rapora konu dönemde 12 gazeteci “Cumhurbaşkanına hakaret” (TCK 299) suçlamasıyla yargılandı.
Gazeteciler Sedef Kabaş ve Sultan Eylem Keleş bu suçlamadan mahkûm edildi. 49 gün tutuklu kalan Kabaş, yargılama sonunda 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstinaf mahkemesi, Evrensel gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cem Şimşek’e “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla verilen hapis cezasını onarken, dokuz8 haber Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Biçici bu dönemde aynı suçlamadan beraat eden tek gazeteci olarak kayıtlara geçti.
Rapora konu dönemde Anayasa Mahkemesinin, Cumhuriyet gazetesine Basın İlan Kurumunun (BİK) tarafından verilen ilan kesme cezasının basın ve ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna hükmeden kararı ile gazeteci Cemil Uğur’un bireysel başvurusunda verdiği ihlal kararı basın özgürlüğünün korunmasına yönelik kazanımlar olarak kayıtlara geçti. Benzer şekilde, Yargıtay da Evrensel gazetesine bir haber nedeniyle verilen ceza kararını bozdu.
RTÜK ve BİK yasakları: RTÜK’ten 2 milyon 776 bin TL’lik ceza
Evrensel ve Yeni Asya gazetelerine yönelik BİK tarafından verilen resmi ilan yayımlama yasağı sırasıyla Eylül 2019 ve Ocak 2020’den beri sürüyor. Yeni Asya, ilan gelirlerinden mahrum bırakılması ve artan girdi maliyetleri nedeniyle Şubat ayında sayfa sayısını sekize düşürdüğünü duyurdu.
Rapora konu dönemde BİK Genel Kurulunun bir süredir boş olan temsilciliklerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla 12 kişi atandı. Bu 12 kişinin arasında RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç da yer aldı.
RTÜK ise para ve yayın durdurma cezalarının yanı sıra medya kuruluşlarının yayın politikalarına hükümetin siyasi öncelikleri doğrultusunda giderek artan müdahale girişimleriyle de gündeme geldi. RTÜK, Sedef Kabaş’ın tutuklanmasına neden olan ifadeleri sebebiyle Tele 1 TV’ye ağır para ve yayın durdurma cezası verdi. RTÜK, benzer bir cezayı gazeteci Ayşenur Arslan’ın Türk Mukavemet Teşkilatı’na yönelik sözleri nedeniyle Halk TV’ye de verdi.
Arslan hakkında söz konusu ifadeleri nedeniyle AKP ve iktidar ortakları MHP ve BBP temsilcileri tarafından ayrı ayrı suç duyurusunda bulunulmuştu. RTÜK ayrıca televizyon kanallarını artan gıda fiyatları konusunda “spekülatif yayın” yapmamaları ve Sezen Aksu’nun hükümet yetkililerinin kınama ve tehditlerine maruz kalan “Şahane Bir Şey Yaşamak” adlı şarkısını çalmamaları için de uyardı.
Rapora konu üç aylık dönemde RTÜK, eleştirel yayın içerikleri nedeniyle Tele 1 TV, FOX TV, Halk TV ve KRT’ye toplam 2 milyon 776 bin 480 TL para cezası verdi.
Raporun tam metnine buradan ulaşılabilir.
(HA)