Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP'li isimlerin ve muhafazakar çevrelerin İstanbul Sözleşmesi'ni hedef almasının ardından kadınlar, Sözleşme'ye sahip çıkmaya devam ediyor.
AKP'nin 5 Ağustos'taki MYK topantısı sonrasında İstanbul Sözleşmesi'ne dair kararın açıklanacağı tahmin edilirken, kadınlar hem sosyal medyadan hem de sokaktan seslerini duyurmaya çalışıyor.
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
Uçan Süpürge'den kadınlar sosyal medya hesaplarından yayınladıkları çağrı ile arama motoru Google'a seslendi.
Kadınlar, Türkiye'de Sözleşme'nin yürürlüğe girdiği 1 Ağustos'ta Google'ın İstanbul Sözleşmesi Doodle'ı yayınlamasını istedi.
1 Ağustosta İstanbul Sözleşmesi Doodle olsun! #HeyGoogle @Google#İstanbulSözleşmesiYaşatır pic.twitter.com/Wwe6ZUoyJx
— Uçan Süpürge Vakfı-Flying Broom (@ucansupurgeukff) July 30, 2020
Google, Duygu Asena, Adile Naşit, Safiye Ayla gibi isimler ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, Öğretmenler günü, pek çok özel gün için Doodle hazırlamıştı.
İstanbul Sözleşmesi ne diyor?
"Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı", Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda 2011'de kabul edilerek yasalaştı.
İstanbul'da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak da anılan Sözleşme'yi ilk imzalayan ülke Türkiye oldu.
Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.
(EMK)