* Fotoğraf: AA
Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP), Doğu Karadeniz’i etkisi altına alan ve son olarak Giresun’da 7 kişinin ölümüne yol açan sel ve heyelanlara ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, Karadeniz Sahil Yolu’nun yaşananlarda büyük etkisi olduğu vurgulanırken, “doğal afet değil, siyasi felaket” tanımlaması yapıldı.
TIKLAYIN - Giresun'daki selde hayatını kaybedenlerin sayısı 7 oldu
Doğa ve çevre için mücadele edenlerin “çapulcu” ve “bir avuç çevreci” olarak yaftalandığına değinildi. Yargı kararları ve bilimsel verilere rağmen gerekli önlemlerin alınmadığının da belirtildiği açıklamada “Siyasiler, daha fazla rant uğruna dinlemiyor, felaketlere kapı açıyor” denildi.
“Gelişigüzel yollar yapıldı”
Açıklamada Doğu Karadeniz’deki sel ve heyelanların önünü, bölgenin coğrafi özellikleri dikkate alınmadan gerçekleştiren projelerin açtığı kaydedilerek şu ifadelere yer verildi:
“Doğu Karadeniz bölgesi, özellikle Karadeniz Sahil Yolu denilen ve Samsun'dan Hopa'ya kadar uzanan duble yolla adeta katliama açıldı. On yıllarca devam eden çalışmalarla yüzlerce taşocakları kuruldu bölgede. Gelişigüzel yollar yapıldı.
TIKLAYIN - Karadeniz'de insan yapımı felaketler
“Bölgenin topografik yapısını, dik ve sert kayaç yapısını, yamaçlarını hiç hesap etmediler. Bitki örtüsünü yok ettiler. Deniz kenarlarını doldurdular. Derelerin, nehirlerin önünü kestiler. Dere yataklarını, havzalarını daralttılar, doldurdular. Sonra HES (Hidroelektrik Santral) projeleri gündeme geldi.
“Ardına maden aramalarını, adına 'Yeşil Yol' dedikleri yaylaları, meraları yok eden çalışmalarını eklediler. Doğal yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar verdiler, katlettiler. Doğanın katili olanlar, işte böylece insanların da yaşamın da katili oluyor.
“HES’ler, taş ocakları, beton…”
“Her geçen gün daha çok saldırı, daha çok rant hırsı ile salgın sürecinin dahi durduramadığı çalışmalar devam ediyor.
“Doğal alanları katleden HES'leri, taş ocakları, dere ıslahları, yayla yolları ve dahi betonlaştırılan dere yatakları... Hani bu çalışmalar önleyecekti bu tür felaketleri?
“Bunları başlatıp izin veren ve savunanlar da, bizim gibi geçmiş olsun dilekleri yayınlıyor, bölgelere gidip timsah gözyaşları döküyor! Emperyalizm, gölgesini satamadığı ağacı kesiyor, uyanan yok hala!”
“Doğal değil”
“Öncelikle durum tespiti yapılmalı ve neden sorusuna yanıt bulunmalı. Sel, heyelan ve su taşkınları... Doğal mı? Değil! Çünkü seller gibi heyelanlar ile su taşkınlarının nedeni de doğaya ve doğal alanlara insan müdahalesidir! Dikkat edilirse dere ve nehirlerin doğal alışkanlığı olan ana yatak bölgelerinde değil, plansız ve çarpık kentsel yapılaşmanın olduğu ana arterlerde meydana geliyor bu tür afetler!
“Yani, afetlerin oluştuğu tüm alanlarda mutlaka insan elinin değdiği, geri dönüşümsüz zararlar oluşturulmuş! Yani HES yapılmış, taşocağı açılmış, dere ıslahları yapılmış, yol açılmış; Suyun, havanın, toprağın yapısıyla oynanmış. Mesela HES’lerde, suyun iletim tünellerine alındığı kilometreler boyunca, aslı unsuru olduğu ekosistemle bağlantısı kesiliyor ve su döngüsü olarak bildiğimiz doğal dönüşümü engelleniyor. Klimatik etkisi yok edildiği gibi yaşamsal varlığı da ortadan kaldırılıyor.
“Yok edişe bir de iklim değişikliği ekleniyor”
“Dolayısıyla bu yok edişin etkisiyle baş gösteren iklim değişikliği, küresel ısınma vs. diye adlandırılan olgular, bitki örtüsünden, ekolojik dengeden hava basınçlarına kadar olumsuz etkilere neden oluyor.
“Bu neden oluşlar özellikle de son yıllardaki lokal şiddetli yağışlara neden oluyor? Ki bu dar lokal alanlarda metrekareye neredeyse çok kısa sürelerde 235-280 kilo şiddetli yağışın düşmesine neden oluyor.
“Zaten neredeyse 50 yıla yakındır çay ve fındıkta kullanılan kimyasal azotlu gübrelerin etkisiyle; yer yer 10-20 cm'ye kadar incelme gösteren toprağın yapısı değişerek adeta kumlaşmış ve akışkan hale gelmiş olduğundan, bu toprak yağmur sularının etkisiyle sert kayaç yapının üzerinden kayıp gitmektedir.
“Dinamitle patlatmalar suya engel”
“HES tünellerindeki ve taşocaklarındaki dinamitle patlatmalarda 2-5 km derinliğinde ve 3-10 km eninde sarsıntı ve dolayısıyla kırılmalar görülmektedir. Dolayısıyla bu kırılmalar, yüzyıllardır yeraltında oluşan derecikler, ark ve kanalların, olukların önünü keserek, suya doygunlaşmasına ve akışkan hale gelmesine neden olur.
“Bütün bunlara bağlı sel, heyelan veya taşkınların, bu nedenle doğal afet olarak değerlendirilmemesi gerekir.”
“Risk devam ediyor”
DEKAP’ın açıklamasında Karadeniz’deki sel felaketlerinn önüne geçebilmek için alınması gereken önlemler de sıralandı:
“Kentsel planlamalar, bu lokal yağışlar göz önüne alınarak değerlendirilmeli, özellikle bölgedeki yağış periyotları olan Mayıs-Haziran ve Eylül-Ekim dönemlerinde, idarece ve yerel yönetimlerce alınan önlemler devreye sokulmalı.
“Bunlardan en önemlisi mevcut dere yatakları ve vadilerin akışkanlık alanları kentsel planlara göre değil aksine kentsel yapılaşma planları bu dere yatakları ve vadilerin gerçekliğine göre düzenlenmelidir.
“Kısa ve uzun vadeli önlemler kapsamında ise bütün alanlardaki HES, Taşocağı, maden aramaları, dere ıslahları, yol vs. gibi çalışmalar tamamen durdurulup, iptal edilmelidir.
“Benzer felaketler devam edecek”
“Karadeniz Bölgesi hala çok büyük bir risk altındadır, maalesef, benzer felaketler artarak devam edecektir.
“Yargı kararı ile durdurulmasına karşın bütçe ayrılıp devam ettirilmesi istenen HES projeleri ve Yeşil Yol da dahil birçok projede ÇED süreçleri formaliteyi geçmedi. Çünkü doğru uygulansa idi bu projeler olmayacaktı.
“Önce siyasilere, idarecilere bakılacak. Sulak alanları imara kim açtı? Bina yapılmasına kim izin verdi? HES yapılması sürecinde dere yataklarını kim daralttı? Dere yataklarına hafriyat kim attı?
“İklim değişikliğine karşı hazırlık”
“Dünyada yaşanan küresel iklim değişikliğiyle birlikte, Birleşmiş Milletler raporlarında da belirtildiği gibi Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yoğun bir yağış rejimi değişikliği olacağı vurgulanıyor.
“Sıcaklığın sadece 2 derece artmasıyla, 2050-60 yıllarına doğru deniz seviyesi yükselerek Karadeniz kıyılarının yaklaşık 70 metre içerilere taşınacağı ifade ediliyor. Ülkemizin bir an önce bu küresel iklim değişikliğine karşı da acilen hazırlanması gerekiyor. (TP)