Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu ÖFG TV 98. bölümde HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ile emniyet müdürlükleri ve cezaevlerinde çıplak arama gündemine dair konuştu. Program devam ederken, sosyal medyada "#ÇıplakAramayaSessizKalma" kampanyası yapıldı, binlerce tweet atıldı.
“Bu işkenceleri 12 Eylül’den biliyoruz”
Filiz Kerestecioğlu programda şunları söyledi:
“ Kadın bedeni maalesef bir savaş alanı gibi görülüyor. Yani bu savaşlarda da gerçekleşen bir durum cinsel saldırı, tecavüz suçları gerçekten sanki bir ülkeyi fethetmek gibi kadınlar üzerine işlenen suçlar olduğu gibi cezaevlerinde de bir tür baskı aracı olarak, ikincil bir baskı aracı olarak aslında kullanılıyor.
“Yani size gelen çok sayıda şikâyetten siz de biliyorsunuz, ben de onları izliyorum ve dayanılmaz şeyler gerçekten yaşatılıyor kadınlara.
“ Bunu biz 12 Eylül’de ben o dönemleri de yaşamış, görmüş bir insan olarak yani hem bir genç olarak hem de daha sonrasında bir hukukçu olarak izlediğim de bugün de aslında onlardan farklı olmayan muamelelere tanık oluyoruz ve kadınlara gözaltında işkence belki bunu bugün hükümet hani açık diyelim ki elektrik verme, darp etme gibi daha kaba işkenceleri yapmadığını iddia edebilir.
"Biraz o aslında bugün artık tamamen bir hayal olan “İşkence’ye 0 tolerans” laflarıyla, o gün olan o fiziksel işkencelerin, tecavüzün ve aynı zamanda eşleri ile birlikte olan kadınlara uygulanan yani eşlerini de konuşmaları için işkence de teşvik etmek amacıyla kadınların üstünden kullanılan işkencelerin ya da mesela “Çirkinsin” aslında “Solcu kadınlar hep çirkin olur.”
“Gibi başka türlü tacizlerin ve biraz aşağılamaların bugün farklı cezaevlerini görüyoruz. Yani hakikaten “Otur-kalk” şeklinde, pedlerine bakmaya varacak kadar kadınların adet günlerinde, gebe kadınların emzirmelerini kameralar önünde yaptıracak kadar ağır işkence ve eziyete maruz kalıyor kadınlar.
‘Vicdansızlık’
“Bunların yanı sıra bizim arkadaşlarımızın da olduğu cezaevlerinde örneğin Çağlar Demirel 5 günlük bir açlık grevine başladığını ifade etti. Neden yaptı bunu Çağlar Demirel Kandıra Cezaevi’nde? Burada özellikle Gülten Kışanak, Figen Yüksekdağ, Sabahat Tuncel ve birçok siyasetçinin hücrelerine baskın düzenlendi ve onların kalem, kitaplarına, notlarına, savunmalarına, şiir ve edebiyat çalışmalarına el konuldu ve gerçekten haklarındaki dosyaların sayfalarını karıştırmışlar ve bu insanların savunma yapmalarını engelliyorlar yani bu nasıl bir vicdansızlıktır savunma yapmalarını dahi engellemek?
"Kitapların kenarlarına notlar almışlar, o kitapların sayfalarını bile yırtıp almışlar ve bunları kendilerine iade etmiyorlar. Aynı şekilde Kandıra’da yaşananlara benzer mesela benim vakıf olduğum şeyler: Gebze Kadın Hapishanesi’nde yine mahpusların özel eşyalarına el konuluyor; kağıt, kitap, kalemler verilmiyor. Van T Tipi’nde kalan kadınların Kürtçe tuttuğu defterler toplatılıyor ve sonrasında da “Kürtçe tercüman yok.” Gerekçesiyle defterler mahpuslara iade edilmiyorlar.
“Sessiz çığlıklarımıza ses oldunuz”
Ömer Faruk Gergerlioğlu da şöyle dedi:
“ Şu anda da sosyal medyada bir hashtag kampanyası ile kadınlara yönelik tacizler, gözaltı merkezleri, cezaevlerindeki tacizler gündem ediliyor ve daha da yer alacak çünkü bizim birkaç gündür gündeme getirdiğimiz kadınlara yönelik tacizler, Meclis’te de gündeme getirdiğimiz bu meselelerden dolayı bana bilhassa Filiz Hanım çok kadın döndü ve yıllardır söylemedikleri, yakınlarına bile söylemedikleri, terapistlerine bile söyleyemedikleri çok vahim ihlalleri ilettiler.
“Gerçekten çok şoke edici, çok sarsıcı, işkenceye dönüşmüş cinsel tacizler bunlar. Bir kısmını yayınlayabildim, bir kısmını daha yayınlayamadım ama utanç içinde kalıyoruz ama bunu yapanlar utanmamışlar, çok üzücü. Çıplak arama meselesi var. Hani biz İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’ndayız ve çok vahim erkeklerden de bu çıplak arama ile ilgili çok vahim iletiler alıyorum ben şahsen, 12-13 aydır insanlık onuruna aykırı çıplak arama, ince arama dedikleri onur kırıcı arama tarzına razı olmadığı için hastaneye gidemeyen mahpuslar var Türkiye’de ve maalesef de şu anda bu devam ediyor.
“Aynı zamanda kadınlar için gözaltı merkezlerinde, tacize, tecavüze varan cezaevine girişte yine aynı şekilde, hastanelere gidişte, gelişte aynı şekilde olaylar var. Ben bununla ilgili bir örnekte sunarak size bırakacağım bana gelen iletilerden birisi mesela, bir paylaşımı dinleyenlerden aktarayım.
"“Cezaevinde kadınlara yönelik onur kırıcı hareketlerin çoğunu duyduk, çıplak arama, oturma ve öksürme. Balıkesir Kepsut Cezaevi’nde ve sevk olduğum Denizli T Tipi Cezaevi’nde ki o daracık odalarda yapılan o aramalar. 40-60 yaş arasındakilerin ahir ömrümüzde bunu da mı görücektik dediği, biz 20’li yaşlardakilerin ise hayata böyle mi başlayacaktık? dediği anlar. Ben saçımın telini göstermekten dahi utanırken inanın anlatılması bile çok zor artık yaşanması ne kadar zor sizler düşünün. Sessiz çığlıklarımıza ses olduğunuz için teşekkür ederim.” demiş bir kadın. “
Sosyal medya tepkileri
Evet. Tacize karşı çıkanlar #çıplakaramayasessizkalma https://t.co/1LbylpWJKJ
— saadet özen (@zen_saadet) December 15, 2020
#ÇıplakAramayaSessizKalma Ömer Faruk Bey’e destek olmalıyız.
— ümit kıvanç (@umit_k) December 15, 2020
Çıplak arama tacizdir!#cıplakaramayasessizkalma https://t.co/uhognJStk2
— Nuray Önoğlu (@NurayOnoglu) December 15, 2020
(EMK)