*Fotoğraf: Selahattin Demirtaş'ın Twitter hesabı
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yüksek Dairesi ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına karşın yaklaşık beş yıldır Edirne Cezaevi'nde tutulan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, Kısa Dalga'dan Beril Eski'nin sorularını yanıtladı.
Demirtaş, "Hükümetin PKK ve HDP'yi eşitleyen yaklaşımını nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna "HDP, Kürt sorununu ve PKK'yi en gerçekçi şekilde ve çözüme de katkı sunacak bir perspektifle tanımlarken, devletin resmi tanımıyla ters düştüğü için HDP'yi PKK ile eşitliyorlar. Ve kesinlikle yanlış yapıyorlar. PKK bile HDP'yi hiçbir şekilde kendi sözcüsü veya temsilcisi olarak kabul etmezken birileri ısrarla HDP'yi PKK'nin sözcüsü veya siyasi kanadı gibi göstermeye çalışıyor" yanıtını verdi.
"Erdoğan çözüm sürecini bitirdiğine pişman"
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "kafasında yeni bir çözüm sürecinin olduğunu düşünmediğini" söyleyen Demirtaş, "Zaten açıkça, 'Kürt sorunu yoktur' deyip duruyor. Kendince zaten olmayan bir sorun için ne diye bir çözüm süreci başlatsın ki?" dedi ve ekledi:
Bununla birlikte, çözüm sürecini bitirdiği için Erdoğan'ın bin pişman olduğundan da eminim. Çünkü o günden beri bir daha toparlayamadı. Kaybettiği meşruiyetini otoriterleşerek telafi etmeye çalıştı. Zaten bünyesi demokrasiye karşı alerjik. Son beş altı yılda iyice savruldu ve geri dönülemez şekilde kaybetti. Artık adı tarihe otoriter bir lider olarak yazılmış ve bitmiştir.
Çözüm sürecinin şeffaf yürütülmediğini belirten ve iktidar için "Yeni bir Suriye savaşı ile seçimde oy artırma hesabı yapıyorlar" diyen Demirtaş, şöyle devam etti:
Oysa biz o dönemde barışı sağlayabilseydik bu ölümleri durdurabilseydik emeği geçenlerin, mecazi anlamda söylüyorum, heykelleri dikilirdi. Ben, 'Öcalan'ın heykelini dikeceğiz' dediğimde tam da bunu kast etmiştim. Çünkü o konuşmayı yaptığım gün, Öcalan'ın iki mektubu Erdoğan'ın elindeydi. Bu mektuplarda Öcalan silahları bıraktırmaya hazır olduğunu söylüyordu. Ve ben bunu o dönemin Adalet Bakanı'nın ağzından bizzat duymuştum.
"Şimdi utanmadan sıkılmadan, o konuşmayı aleyhime kullanıyorlar, bundan dolayı yargılanıyorum, Erdoğan mitinglerinde bu konuşmanın videosunu izletiyor. Oysa neyi kast ettiğimi hem Erdoğan hem bütün devlet yetkilileri çok iyi biliyor. Öcalan silahları bıraktıracak ve elbette ki mecazi anlamda 'heykeli dikilecek' demiştim. İşte çözüm sürecinin şeffaf olmamasının manipülatif sonuçlarıdır bunlar."
Erken seçim ihtimali: "Muhalefet hazır olmalı"
Demirtaş, "Erken seçim olacağını düşünüyor musunuz?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Seçimlerin Haziran 2023'ten önce kesinlikle yapılacağını düşünüyorum. Herkes, her an seçime hazır olmalıdır. Çünkü sürdürülebilir bir yönetim yok. Her an büyük bir ekonomik çöküş yaşanabilir. Para piyasaları dahil, her şey çökebilir.
"Muhalefetin her ihtimale hazırlıklı olması lazım. Özellikle sandık güvenliği, görevlilerin eğitimi ve benzeri çalışmalar, şimdiye kadar çoktan tamamlanmış olmalıydı.
Hatta bütün muhalefet partileri, ortak ve merkezi bir sandık takip sistemi kurmalılar ve şimdiden birkaç tatbikat yapmalılar. Sistemin, Şemdinli'den Keşan'a kadar her yerde işleyip işlemediğini birkaç defa denemeliler. Bunu yapmadıkları için 2017'deki referandum ve 2018 seçimleri kaybedildi.
"Direnişi motive edecek bir dil"
"Ayrıca, ittifaklar ve adaylık konuları da hiç değilse prensipler düzeyinde ön görüşmeleri tamamlanmış konular olmalılar. Seçim kararı verildiğinde hızla hayata geçirilebilecek, düşünülmüş, planlanmış bir stratejileri olmalı.
"Siyasi cinayetler', 'Kaybetse de gitmez', 'Seçimde hile yapar, bir şekilde kazanır' gibi seçmenleri kaygılandıracak başlıklar yerine cesaret ve umut dolu, direnişi motive edecek bir dil kullanmakta fayda var.
"Olası bir Suriye savaşı gibi konular için de toplumu şimdiden bilgilendirmek ve ne yaparlarsa yapsınlar bunu vatan için değil, seçim için yaptıklarını ve yapacaklarını halka iyi anlatmak gerekir."
(DŞ)