Fotoğraf: AA
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkan Vekili ve Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, HDP Ağrı İl Örgütü'nün 2'nci Olağan Kongresi'nde konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Gare'ye gitti" iddiasında bulunduğu Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir ile ilgili kara propaganda yürütüldüğünü belirtti.
Danış-Beştaş özetle şöyle konuştu:
"Dilan vekilimiz ile ilgili kara propaganda var. Bu ülkenin İçişleri Bakanı pespaye bir kanalda A Haber'de 'Gare'ye gitti' diye yalan atıyor, iftira atıyor. Sen Gare'de gördün mü, savcı mısın? Sen iftiralarla HDP'yi karalamaya çalışıyorsun. Biz bunun peşini bırakmayacağız.
TIKLAYIN - Savcılık, HDP Milletvekili Taşdemir hakkında soruşturma başlattı
"Bu saldırılarla amaç HDP'yi siyaset dışına itmek. Hemen ertesi gün Pazar günü savcı soruşturma başlatmış. Neyin soruşturması bu?
Hepimiz hakkında yüzlerce fezleke var. Biz öksürüyoruz, susuyoruz fezleke, ziyaret ediyoruz fezleke oluyor. Bunlardan korksaydık... Ne söylüyorsak herkesin önünde söylüyoruz. Gizli salı bir şey yapmaya ihtiyacımız yok.
"Biz İçişleri Bakanına, Erdoğan'a, AKP'ye söz vermedik ki. Biz halka söz verdik. Dilan arkadaşımız kadın özgürlük mücadelesinin önemli temsilcilerindendir, biz onunla guru duyuyoruz.
"Her gün HDP konuşuyorlar"
HDP Türkiye'nin temel gündemi. Her gün bizi konuşuyorlar. Sanki bu ülkede insanlar açlıktan intihar etmiyor, pademide insanlar açıkta yatmak zorunda kalmıyor, günde üç kadın öldürülmüyor, sanki cezaevleri dolup taşmıyor... Hiçbir problem yok sanki bu ülkede, sadece HDP'yi konuşuyorlar.
"En büyük korkusu iktidarını kaybetmek öyle bir korkuyorlar ki! İnsan hayretle izliyor. MHP'yi, küçük ortağı söylemiyorum bile. Bizim üzerimizden seçmeninden oy almaya çalışıyor. Çıkış bulamıyor büyük ortak da. Gittikleri kongrelerde Erdoğan diyor ki 'Siz eskiden coşkuluydunuz, haydi bir alkışlayın' diyor. Artık alkış dileniyor.
"HDP'nin genel seçimlerde kimseyle ittifak yapacağım diye bir talebi yok. Bizim talebimiz demokrasi, özgürlüklerden, haktan yana olan herkesin bir demokrasi ittifakı kurmasıdır.
"Şu anda AKP olmazdı"
"Biz kendimize güveniyoruz. Biz yüzde on barajlarını geçmiş, 4 Kasım darbesini atlatmış, biz binlerce üyesi cezaevinde olduğu halde bugün gümbür gümbür yürüyen bir partiyiz. Bunlar bu ülkede ne kadar fazla kalırsa, bu halk daha fazla açlık çekecek, mutsuz olacak.
"Bize yapılanın binde biri AKP'ye yapılsaydı şu anda AKP diye bir parti olmayacaktı. Biz gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz. Onları birleştiren para ve yalandır. Ama gerçek galip gelecek. Ülkede 83 milyon yurttaş gerçekleri görüyor. Kendileri çalıyor, kendileri oynuyor. Sağlık Bakanı her gün 'dikkat edin' diyor ama gidiyor hınca hınç salonlarda görüntü veriyor. Bu çelişkileri halk gayet iyi biliyor. Milyonlar aç olsun onların umurunda değil. Bir avuç yandaşı tok olsun, zengin olsun onların derdi b,u halkla bağları koptu."
Anadilinde eğitim
"Savaş politikası diğer mesele. Bu iktidar savaş politikasıyla ayakta duruyor. HDP'nin Türkiye'yi bölmek gibi bir derdi yok ki. Biz Türkiye'de 83 milyon insanın, herkesin sorunlarını eşit bir şekilde savunulmasını isteyen bir partiyiz.
"Kürt meselesi dediğimiz mesele nedir? Ağrı'da yürüdüğümüz yollar, yoksuluk, işsizliktir. Ağrı'daki hileli seçimlerle belediyeyi ele geçirmektir. Ben Ağrı diyorum siz bütün Kürdistan coğrafyası anlayın.
Hala dilimiz okullarda okutulmuyor. Neden? 25 milyon Kürt var bu ülkede. Bizim çocuklarımız neden ana dilinde eğitim görmesin. Neden biz Meclis'te kendi dilimizi konuşurken x diye geçsin. Bu ayrımcılıktır, eşitsizliktir."
Çözüm süreci
"Gare'nin sorumluluğunu HDP'ye atıyorlar. Niye? Biz hep şunu söyledik, gidelim o alıkonulan askerleri görüşmeler yoluyla alalım. Bunu söyledik. Aracı olduk. Şimdi Gare üzerinden bize saldırıyorlar, muhalefete saldırıyorlar. Buna hakkınız yok. Savaş siyaseti yürüten sizsiniz. Siz sınır ötesi operasyonlara teskere çıkarmasaydınız bugün o canlar toprağa düşmeyecekti, insanlar ölmeyecekti. Bizim çözüm modelimiz çok nettir. Çözüm sürecini suçmuş gibi göstermeye çalışıyorlar. Kanun çıkardık, kanunlara yazıldı bunlar. Devlet ve iktidar bu işte taraflardan biriydi. Biz dün de çözüm sürecinin doğru olduğunu söylüyorduk. Bugün de dialog taraftarıyız. İki yüzlü değiliz."
(AÖ)