Fotoğraf: Emin Sansar / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği 2019 Yılı Medya Oscar Ödülleri Töreni'nde konuştu.
Erdoğan konuşmasında sosyal medya şirketlerine yüklenirken, bu şirketlere boyun eğmeyeceklerini söyledi. Son dönemde tartışmalara neden olan Whatsapp’ın gizlilik politikasındaki güncellemeye de isim vermeden değinen Erdoğan, “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı” dedi.
Darbe dönemlerinde Türkiye medyasının kötü bir görüntüye sürüklendiğini söyleyen Erdoğan “Ayrıcalıklarını kaybedenler rahatsız olsalar da bugün daha renkli, daha demokratik, daha çoğulcu bir medya yapısına sahibiz” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı’nın (AA) aktardığına göre, bir önceki kuşağın hayal dahi edemediği pek çok imkana bugün teknoloji sayesinde saniyeler içerisinde ulaşabildiklerini ifade eden Erdoğan, "Ben buna adeta bir 'teknolojik faşizm' diyorum, böyle bir yapıyla karşı karşıyayız" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hiç olmadığı kadar fazla dezenformasyon”
"Koronavirüs salgınıyla beraber dijitalleşmede yeni bir safhaya geçtik. Eve kapanma zorunluluğu teknolojinin günlük hayatımızdaki yerini hiç olmadığı kadar artırdı. İş dünyasından eğitime, ticaretten sağlığa hayatın rutin düzeninin kısmen devam ettirebilmesinde teknolojinin katkısını elbette inkar edemeyiz.
"Ancak dijitalleşme ve yeni medya araçları sağladıkları kolaylıkların yanında ciddi riskler de getirmektedir. Bir yanda demokratik mecraları çeşitlendiren dijital ağlar, diğer yanda siber zorbalık, siber terör ve yalan haber gibi kavramları da gündemimize taşımıştır.
“Hayatımızın hiçbir döneminde olmadığı kadar çok dezenformasyona maruz kalıyoruz. Bilhassa sosyal medyada yayılan haberlerin kahir ekseriyetini düzmece haberler oluşturuyor. Son günlerde yaşanan dramatik hadiselerin bu bakımdan önemli olduğuna inanıyorum.
"İnsanların iletişim kanallarının kapatılması kabul edilemez"
"Amerikan seçim sonuçları ekseninde süren tartışmalar bizim de bir süredir dile getirdiğimiz, bir taraftan teknolojik dedim diğer taraftan da dijital faşizmin nerelere kadar uzanacağını gözler önüne sermiştir.
“Bakınız burada sadece sosyal medyanın denetimsizliğinin yol açabileceği toplumsal kargaşalardan bahsetmiyorum asıl tehlikeli olan sosyal medya teröristlerinin siyasete ve özgürlüklere yönelik keyfi ve aleni müdahale cesaretlerinin artmasıdır.
“Demokrasiyi, demokratik kurumları hedef alan şiddet eylemlerini elbette mazur göremeyiz ancak hiçbir hukuki dayanağı olmadan insanların iletişim kanallarının kapatılmasını da kabul edemeyiz.
“Özgürlüklere müdahale yaygarası”
Söz konusu sosyal medya şirketlerinin, devletlerin vatandaşlarını koruma amacıyla attığı adımlara verdikleri tepkileri de gayet iyi biliyoruz. Türk mahkemelerinin terörü ve şiddeti öven hesaplarla ilgili kararlarının hemen hiçbirini uygulamadılar. Bölücü terör örgütü mensuplarına sergiledikleri müsamahayı, bu katillerin canını yaktığı insanlara göstermediler.
“Sosyal medya lincine uğrayan insanların mağduriyetini giderecek hiçbir çabanın içine girmediler. Daha da vahimi; içeriği, gayesi, çerçevesi ne olursa olsun tüm hukuki düzenlemeleri özgürlüklere müdahale yaygarasıyla sabote ettiler.
“Gezi’den başlayarak…”
“Türkiye olarak, Gezi olaylarından başlayarak bugüne kadar sosyal medya şirketlerinin birçok keyfiliğine maruz kaldık. Bu yapılara karşı vatandaşımızı ve demokrasimizi savunduğumuz için başta muhalefet partileri olmak üzere acımasızca eleştirildik.
“Ancak geldiğimiz noktada dijital diktatörlüğe ve siber zorbalığa karşı verdiğimiz hukuk mücadelesinin önemini daha iyi anlıyoruz. 'İyi ki bu meseleyi çok erkenden gündemimize almışız' diyoruz.
“Sosyal medya şirketlerine boyun eğmeyeceğiz”
"Biz, genci yaşlısıyla 83 milyonun tamamına karşı sorumluyuz. Nasıl ülkemiz sınırları içinde teröre izin vermiyorsak sanal dünyada da terör propagandasına, terörün zemin kazanmasına müsaade edemeyiz. İnsanların tacize uğradığı, dolandırıldığı, onurlarının kırıldığı, linç edildiği, her türlü haklarının çiğnendiği bir sanal dünyaya asla teslim olmayacağız.
“Özgürlük kılıfı altında Türkiye'yi yalan haberin, iftiranın, hakaretin, tehdidin, provokasyonların kol gezdiği bir iklime terk etmeyeceğiz. İnsanımızın hak ve hukukunu gözetmede kendilerini hukukun üstünde gören sosyal medya şirketlerinin baskılarına boyun eğmeyeceğiz.
“Burada bir ofis kurma ama buradan reklamlarla her şeyiyle paraları al, topla ve Türkiye'yi adeta bir soygun cennetine çevir, yok böyle şey. Bak şimdi cezalar kesilmeye başlayınca onlar da kuzu olmaya başladılar. Ödeyeceksin, Batı'da nasıl ödüyorsan burada da ödeyeceksin.
“Türkiye'nin verisi Türkiye'de kalmalı”
“Bu amaçla bir taraftan kendi milli ve yerli alternatiflerimizi geliştirirken diğer taraftan da hukuki düzenlemeleri kararlılıkla hayata geçirdik.
“Vatandaşların can ve mal emniyetine gösterdiğimiz hassasiyetin aynısını verilerin korunmasına da gösteriyoruz. ‘Türkiye'nin verisi Türkiye'de kalmalı’ diyerek başlattığımız çalışmalarda önemli mesafe aldık.
“Geçen hafta yaşanan hadiselerden sonra bu çalışmaları daha da hızlandıracağız. Son dönemde bazı uluslararası şirketlerin de içinde yer aldığı skandallar bu konuda ne kadar dikkatli ve hassas olmamız gerektiğini göstermiştir.
“Veri mahremiyetine dair farkındalık yükseldikçe milli teknolojilere yönelim de artıyor. Yabancı uygulamaların kişisel veriler konusundaki çifte standartlarıyla 'Bip' gibi milli anlık mesajlaşma uygulamalarının kullanımı yaygınlaşıyor. İnşallah önümüzdeki dönemde bu alanda yerli ve milli altyapımızın gücünü arzu ettiğimiz seviyeye çıkartacağımıza inanıyorum. İnşallah yerlisini, millisini biz de kuracağız, zaman yakın.
“Daha renkli, demokratik, çoğulcu medya”
“Medyanın toplum adına kamuoyu oluşturan bir kuvvetten ziyade kendisini siyasetin, yargının, yasamanın yerine koyan bir anlayışa sürüklenmesinin en büyük zararı yine medyaya olacaktır.
"Darbe dönemlerinde Türk medyasının nasıl kötü bir görüntüye sürüklendiğini hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. Ayrıcalıklarını kaybedenler rahatsız olsalar da bugün daha renkli, daha demokratik, daha çoğulcu bir medya yapısına sahibiz.
“Halen eksikliklerimiz yok mu? Elbette var, bu eksiklikleri de gidermenin yollarını arıyoruz. Kaleminin ve mesleğinin hakkını verenlerin sayısı arttıkça inşallah Türk medyasındaki kötü hatıraların izleri de silinecektir."
“500 gündür üç maymunu oynuyorlar”
HDP Diyarbakır İl Örgütü önünde bekleyen Diyarbakır'daki annelere de değinen Erdoğan, bu konuda da özetle şunları dedi:
“Bu toprakların geleceğinde teröre ve şiddete yer yoktur, olmayacaktır. Şüphesiz bu süreçte hepimize özellikle de siz değerli basın mensuplarına, sanatçılarımıza büyük sorumluluklar düşüyor.
“Türkiye'de terörün 40 yıldır bitirilememesinde bir dönem yapılan yanlışlar kadar kimi basın yayın organlarının terörü meşrulaştıran, masumlaştıran dilinin de payı bulunuyor. Kandil'deki teröristlerin reklam ajansına dönüşen kimi medya kuruluşları bırakın Diyarbakır annelerine destek vermeyi yaptıkları haberlerle bu masum eylemi itibarsız hale getirmeye çalıştılar.
“Aynı şekilde bölücü örgüte gönüllü avukatlık hizmeti sunan sözde insan hakları dernekleri bu annelerin feryatlarını kör ve sağır kesildiler. Lafa gelince demokrasiyi, çocuk ve kadın haklarını, özgürlükleri kimseye bırakmayanlar, evlatları dağa kaçırılmış annelere sahip çıkmadılar.
"Yine bu dönemde ne batılı medyadan ne de batılı insan hakları kuruluşlarından hiçbir dayanışma mesajı duymadık. 6-8 Ekim olaylarında onlarca masum insanın kanının dökülmesine sebep olan bir şahsı adaletten kaçırmaya çalışanlar, çocukları ellerinden alınan anneler için tek bir cümle dahi kurmadı.
“Ülkemizdeki muhalefet partilerinden sözde insan hakları örgütlerine, medyadan yazarlara kadar birçok kesim tam 500 gündür bu meselede üç maymunu oynadı. Diyarbakır Anneleri, haklı mücadeleleriyle sadece terör örgütünün karanlık yüzünü değil işte bu riyakarlığı da ifşa ettiler.
“Bu tablo karşısında Radyo Televizyon Gazetecileri Derneğimizin Diyarbakır Anneleri ile ilgili aldığı inisiyatifin daha da anlamlı hale geldiğine inanıyorum.”
Ödül alanlarTartışma Programı Ekonomi Programı Yılın Kuşak Haber Programı Yılın Spor Programı Yılın TV Dizisi Yılın Kadın Oyuncusu Yılın Erkek Oyuncusu Yılın Güncel Programı Yılın Ekonomi Kuşağı Yılın Yarışma Programı Yılın Gezi - Kültür Programı Yılın Kısa Belgesel Programı Yılın Radyosu Yılın Radyo Yapımcısı Yılın Yerel Kanalı Yılın Aktüel Siyasi Programı Cengiz Polatkan Özel Ödülü Nursal Tekin Özel Ödülü Mustafa Cambaz Özel Ödülü |
(EKN)