* Fotoğraf: Cem Öksüz – Ankara / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, A Haber-ATV’de dün akşamki ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çoğunlukla 31 Mart yerel seçimiyle ilgili konuşan Erdoğan, anket sonuçlarını, mitingleri ve halkın tepkisini değerlendirdi.
Ayrıca kayyumlarla ilgili bir soruyu da “Şimdi söylüyorum; yani seçim akşamı iş bitti, neticeler belli oldu, bunların içerisinde teröre yardım yataklıktan tutunuz da başka terörle ilgili, iltisaklı suç işlemiş olanlar varsa, biz artık öyle 5 sene, 6 sene, 7 sene bekleyemeyiz. Hemen anında gereğini yasal olarak savcılıklar inanıyorum ki yapacaktır” diye yanıtladı.
“Bu sene çay dağıtıyoruz, hoşlarına gidiyor”
Erdoğan özetle şunları söyledi:
“Meydanların diline baktığımızda öyle zannediyorum ki bu seçimde çok ciddi bir yanılmayı anket şirketleri yaşayacak. Çünkü anketlerden gelen bilgilere baktığımız zaman aralarında korkunç farklılıklar var. Birbirine yakın bile diyemeyeceğim kadar farklılıklar var.
“Ama meydana baktığınız zaman ben diyorum ki meydanlar yalan söylemez. Mecbur mu yani bu insanlar meydanlara gelsin.
“Bu sene biz biliyorsunuz çay dağıtıyoruz. Erkeklere dağıtmıyoruz, tabii bayanlara dağıtıyoruz. Hoşlarına gidiyor, iyi de oluyor.
“Bu anket şirketlerinin bu defa ben çok farklı bir yanılgı içinde olduklarını, gerçek anketin yapılacağı pazar gününün akşamı göreceğiz. Asıl anket pazar günü.”
“Seçeceğin yöneticinin öyle bir yetkisi var mı, yok”
“Bu seçim bir genel seçim değil. Yerel seçimde de Türkiye'de Cumhurbaşkanı, kabine değişmeyecek ki. Bununla bunlar milleti aldatmaya çalışıyorlar.
“Ben de milletime sesleniyorum; 4,5 yıl uzun bir süreç. Tüm bu terör örgütlerini biz yerle bir edecekken ama benim sevgili milletim, verdiğin bu oyla lokal, mevzii anlamda oralarda bir yönetici seçeceksin.
“Peki bu seçeceğin yönetici senin oradaki bütün ekonomik durumunu mu düzeltecek? Öyle bir yetkisi var mı? Yok.”
“İstanbul’da işin belediyeciliği aşan bir boyutu var”
“Buradan Kürt vatandaşlarıma sesleniyorum; Sizin iradenize ipotek koyanlara, gelin demokratik bir şekilde sandıkta gereken cevabı verin ve iradenizi sandığa yansıtırken, bu işi en iyi bilen kim, ona bakın. Çünkü bu insan İstanbul'u yönetecek.
“İstanbul'u yönetecek kişinin sadece belediyecilik değil, devlet yönetimi nedir bunu bilmesi lazım. İşin belediyeciliği aşan bir boyutu da var.
“Cumhur ittifakı ile baş edemeyeceklerini anlayınca HDP'ye oy veren Kürt kardeşlerimi terörist ilan ettiğimi iddia ederek, büyük bir yalana sarıldılar. Bu alçaklıktır, alçalmaktır.
“Cumhur ittifakı olduğu sürece bu topraklar üzerinde 'Kürdistan' diye bir bölge inşa etmeleri söz konusu ve mümkün değildir. Nasıl şu anda Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Kandil'de bunların inlerine girdik aynı şeyi o zaman da hesabını bunlara çok ağır ödetiriz.”
“Tabii ben de hemen bunlarla ilgili davayı açtım”
“Ama burada bir gerçek var. Mesela adam kalkıyor, diyelim ki benimle alakalı, şahsımla alakalı. Hepsi de bir tanesi hariç şu ifadeyi kullanıyor. Filanca partiye oy verenlere terörist demişim.
“Baktık ya kadın da bu işlere bulaştı. Herhalde zemin kapmak istiyor. İşte Denizli, Aydın mitinglerinde Meral Hanım kalkıyor, Denizli'deki benim vatandaşlarıma benim 'terörist' dediğimi söylüyor, ki ben bir hafta önce oradayım.
“Bütün bunların benim konuşma metni içerisinde hepsi böyle bir ifade bir yerde var mı? Yok. Ben böyle bir ifade kullanırsam bu makamda durmam. Ben enayi miyim ya? Ben Cumhurun başkanı olacağım ve halkıma 'terörist' diyeceğim. Onu onlar yapabilir ama ben yapmam.
“Aynı şeyi Aydın'da da yaptı. Tabii ben de hemen bunlarla ilgili davayı açtım. Bir defa vatandaşlarıma ben 'terörist' diyecek kadar vicdansız değilim. Utanmadan sıkılmadan benim HDP'ye oy verenlere 'terörist' dediğimi iddia ediyorlar. Milletin gözlerinin içine baka baka yalan söylüyorlar.”
“Teröre hizmet eden bu soytarının mesleği gazetecilik”
“Tabii meslektaş olarak gazeteciliği bu teröre hizmet eden bu soytarı. Pensilvanya'daki ahlaksızın yanında bir başka ahlaksız var. Sizin meslektaşınız.
“Biliyorsunuz buradan kaçıp giden. 'Milletin başından düş' diyor. Sen mi getirdin bizi buraya? Terbiyesiz. Bizi buradan ancak milletim sandıkta memnun değilse sandıkta bize der ki, 'ya yeter.' Bunun kararını o verir, sen değil. Sende zerre kadar mertlik olsa ülkeni terk etmezsin. Ülkenden kaçıp giden şu anda bir soysuzsun.
“Biz, bunları tabii geçmişte böyle tanımadık. Böyle bilmiyorduk ama maalesef bunlar meğerse bunların zihin arkasında farklı şeyler varmış. Şu anda da kaçıp gittiler gerçek patronlarına orada hizmet ediyorlar.”
“Merkezi yönetim destek vermezse halimiz nice olur?”
“Ben şunu söyledim; 'bu trenden inen, bir daha bu trene binemeyecek.' Çünkü yürütemeyecekler. Niye yürütemeyecekler? Bunlar oradaki personelin maaşını dahi ödeyemeyecekler.
“Hepsinin şu anda künyeleri, bütün belediyelerin şu anda borçları, hepsi elimizde mevcut. Yürütemeyecekler. Burada merkezi yönetimle uyum içerisinde olmayanlar, kesinlikle yarın orada iflaslarını ilan ederler.
“Pazar günü oyunu veren vatandaşımın burada düşünmesi lazım, akıl etmesi lazım. ‘Ya burada eğer merkezi yönetim bize gerekli olan desteği vermezse bizim halimiz nice olur?’”
“Hiç şüpheniz olmasın, görevden alacağız”
Erdoğan, kayyumlarla ilgili bir soru üzerine de şunları söyledi:
“Milletiyle omuz omuza olması gereken belediye başkanları terör örgütleriyle omuz omuza oluyorsa bunun elbet bir karşılığı, bir bedeli vardır, olacaktır da. Ben bunu peşinen söyleyeyim istedim.
“Yani millet teröristten talimat alan, sorguya çekilen bodrum katlarında malum tokat yiyen değil, kendisine hizmet eden belediyecilik istiyor. Şimdi seçimden önce bunun haberini verelim, gerçekçi olalım. Nedir? Zaten birçoğunun künyesinde ne var, ne yok, GBT'sinde neler var, neler yok. Bunu geçen gün söyledim.
“Yüksek Seçim Kurulu, bu GBT olaylarını tam manasıyla dört dörtlük çıkarmıyor. Aslında bunun çıkması lazım ve bunların aday da olamaması lazım. Herhalde sayı çok fazla olduğu için belki bunlarla baş edemiyor.
“Şimdi söylüyorum; yani seçim akşamı iş bitti, neticeler belli oldu, bunların içerisinde teröre yardım yataklıktan tutunuz da başka terörle ilgili, iltisaklı suç işlemiş olanlar varsa, biz artık öyle 5 sene, 6 sene, 7 sene bekleyemeyiz.
“Hemen anında gereğini yasal olarak savcılıklar inanıyorum ki yapacaktır ve burada bu milletin parasını çarçur edecek olanlara da buralar teslim edilmeyecektir.
“Hiç şüpheniz olmasın. Yerel yönetimlerde teröre ucundan, kenarından, köşesinden bulaşanı görevden alacağız.”
CHP’nin Adalar ve Beyoğlu adayları, 8 Mart yürüyüşü
“Birçok terör olaylarına bulaşmış birisi. Bu şahıs biliyorsunuz şu anda yurt dışında olan Can Dündar ile beraberdi. İçeri de girdi. Fakat ne yazık ki yargı buna beraat verdi. Buradan bu yırttı işi.
“Şimdi orada Bay Kemal'in ve CHP'nin üst düzey yöneticileriyle beraber dururken İstiklal Marşı'nın okunuşuna dahi tahammülü yok.
“İstiklal Marşı bu ülkenin bağımsızlığının ve istiklalinin simgesidir, şehitlerimizin kanıdır, bu ülkenin namusudur. Buna karşı böyle duyarsız bir tavır içinde olan bu kişi şu anda CHP'nin Adalar'da belediye başkan adayı. Çok var, Beyoğlu'nu söyledim, o da öyle.
“Dünya Kadınlar Günü'nde malum Taksim Meydanı'na çıkış. Ama bu Taksim Meydanı'na çıkış örgütlü bir çıkış. İstiklal Caddesi'nin değişik ara sokaklarından girmek suretiyle meydana yürüyüş.
“Kimler var burada? CHP var. Başka kim var? Terör örgütlerinin mensupları var. HDP vesaire. Öyle bir ana bunu denk getiriyorlar ki ezanın okunma anı ve ezanın okunduğu anda da hemen düdükler öttürülmeye başlanıyor. CHP'nin sözcüsü ne diyor biliyor musunuz? 'O düdükler ezan için çalınmadı, polis için çalındı' diyor. Kimi aldatıyorsunuz?”
“Cindoruk bunun bedelini ödeyecek”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın hücrelerden söz ettiği, eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un “intikam seçimi” tabirini kullandığı hatırlatan gazeteciler, “Ortaklaşa bir tehdit dili mi yürüyor?” sorusunu sordu. Erdoğan şöyle yanıtladı:
“Ortaklaşa bir tehdit dili. Burada ben Cindoruk'un bu yaklaşım tarzını... Tabii bunun bedelini ödeyecek. Öyle 'intikam' dendiği anda bunun her ne kadar kendisi hukukçu olduğunu söylüyorsa da bunun bedelini ödeyecek. Çünkü ben bunları karşılıksız bırakamam. Yasalar içinde neyse karşılığı bunu bunların vermesi, ödemesi lazım. Üzerlerine de gideceğim.
“Öbürü, ismini anmayayım, onu da hemen büyük ihtimalle avukatlarım bugün onunla ilgili de davayı açmış olabilirler. Ona da hesabını soracağız. Çünkü eğer biz yargıyı iyi çalıştırmazsak, bunlar nerede meydanı boş bulurlarsa bu tür saldırılarını sürdürecekler.
“Diyorum ki hemen yargıda bunlarla ilgili dava sürecini başlatalım. Oradan bunlara hesabı soralım. Tabii şimdi bunların bir kısmını da ister istemez seçimden sonraya bırakıyorum.” (AS)