Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen TÜBİTAK Ödül Töreni'nde konuştu.
Sudan, Çad ve Tunus ziyaretini yeni tamamlayan Erdoğan, Türkiye'nin Sevakin adasını yeniden inşa etme talebiyle ilgili ayrıntı vererek "Bize burayı uzun yıllara sarih tahsis ederseniz, bu adanın tamamını biz restore edelim ve ülkemden buraya ciddi manada bir turist akını olacağını göreceksiniz dedim. Sağolsun kabul ettiler. First lady'leri devreye sokunca işi sağlama aldık" dedi.
TIKLAYIN - Sudan'daki Ada: Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan Üçgeninin Tam Ortasında
"Duygular telefonun esiri halde"
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı'nın konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:
"4 bilim ödülü ve 11 teşvik ödülü verildi. Yapılan titiz değerlendirmeler sonucunda bu yıl bilim kategorsinde ödüle layık görülen temel bilimlerden İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Reşat Apak ile Bilkent Üniversitesi'nden Doç dr. Fatih Ömer İldayı, mühendislik bilimlerinde Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ömer Civelek'i, sosyal bilimlerde ise Koç Üniversitesi'nden Sumru Altuğ'u gönülden tebrik ediyorum.
"Son iki asırda yaşadığımız geri kalmışlığı yalnızca maddiyatla, bütçeyle veya insan kaynağıyla açıklamak bana göre hatalı bir yaklaşım olacaktır. Ben burada temel sıkıntının zihniyet meselesi olduğunu düşünüyorum. Evet, biz mücadeleyi önce zihinlerimizde ve gönüllerimizde kaybettik. Bu süreçte en büyük hatayı, özgüvenimizi, kendimize olan itimadımızı, başarabileceğimize dair inancımızı törpüleyerek yaptık.
"İnternet zehri evlerin içine girmiş vaziyette"
"İnternet kafeler vardı, şimdi iş ne yazık ki evlerde kurulur hale geldi. Artık internetler eve yerleşti. Yani zehir evin içerisine girmiş vaziyette.
"Şimdi bu tehlikeye karşı hocalarımız, anne babaları uyarmak durumunda. Bu tehlikeden kurtulmamız lazım. Bu çok ciddi bir uyuşturucu müptelasıdır. Uyuşturucu müptelası olmaktan gençliğimizi kurtarmamız lazım. Teknolojinin, uyuşturucu müptelası olmaya gençliğimizi sevk etmesi, şu anda en büyük tehlikemiz.
Bu noktada çok ciddi adımlar atmamız gerekiyor. 2 yaşında çocuk bakıyorsunuz, elindeki telefonla nasıl oynuyor. Duygular elimizdeki telefonun esiri haline gelmişse bu bizim için ciddi bir tehdittir. Buna karşı tavrımızı almamız lazım.
"Tankın altına yatan genci yurt dışına gönderdim"
"15 Temmuz gecesi göğsünü namlulara siper eden hele hele kendini tankın altına atacak kadar inançlı bu gençlerin yapamayacağı hiç bir şey yok. ben bu gençlere inanıyorum. Bu genci yurt dışına gönderdim. Dil öğrenecek gelecek, yazılımcı, olarak da hizmet verecek." (PT)
* Fotoğraf: Anadolu Ajansı/Ankara