Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), belediye yönetiminin değişmesinin ardından ulusal yarışma, belgesel ve kısa film yarışmalarının Antalya Film Festivali programına geri geleceği duyurulsa da, 2014'te yaşanan sansür vakasıyla yüzleşilmediği sürece "yeni bir sayfanın açılamayacağı"nı belirtti.
2014 yılında gerçekleşen 51. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde belgesel dalında seçim yapan ön jüri, Gezi Direnişi'yle ilgili "Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek" adlı filmi yarışmaya değer bulmalarına rağmen festival yönetiminin filmi listeden çıkardığını duyurmuştu ve 11 jüri üyesi istifa etmişti.
SİYAD yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"2014 yılında Altın Portakal'da yarışmaya seçilen belgesel Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek'e uygulanan sansürün ardından, birçok filmin üreticisi filmini dayanışma adına yarışmadan çekmiş, çok sayıda jüri üyesi görevlerinden istifa etmiş, sansüre uğrayan, sansüre karşı çıkan kişi ve kurumlar, festival yönetimi ve destekçileri tarafından çok yönlü baskılara, son derece çirkin yıpratma ve karalama faaliyetlerine, hakaretlere maruz bırakılmıştı.
"Belediyeler taahhütler verdi"
"Bu sansür, ulusal, belgesel ve kısa film yarışmalarının festivalden kaldırılmasına kadar gidecek olan sürecin başlangıcı oldu. Böylelikle, sansür mekanizmasına meşru bir zemin sağlanmış oldu ve sansür vakaları ivmelenerek arttı. Bu yılki yerel seçimlerin ardından ise belediye yönetiminin değişmesiyle Antalya'ya ulusal yarışma, belgesel ve kısa film yarışmalarının geri geleceği açıklandı. Birçok belediye de kültür sanat politikalarını gözden geçireceklerine dair taahhütler verdi. Memnuniyetle karşıladığımız bu gelişmelere karşın hem festivallerin hem de el değiştiren belediyelerin geçmişin hatalarıyla hakiki bir biçimde yüzleşmediklerini gözlemliyoruz."
Dernek, festivallere ve belediyelere çağrı yaparak taleplerini şöyle sıraladı:
"Cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmalar yapılmalı"
- Dijital mecraların bile sansürlenmeye teşebbüs edildiği bir dönemeçte, Altın Portakal'ın 2014'te yaşanan sansür vakasıyla yüzleşmeden, geçmişin üzerini örterek yeni bir sayfa açması mümkün değildir. 2014 yılında festival yönetiminde yer alıp sansür vakasında doğrudan sorumlu olan veya o dönemde festival danışmanlık vb kadrolarında yer alıp sansüre uğrayan belgeselle dayanışma göstermemiş kişilerin kamu önünde özeleştiri vermeden festivallerde görev almaları kabul edilemez.
- Bu yılki Altın Portakal Film Festivali'nde, sansürlenmiş "Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek"in ve 2014 yılında dayanışma adına festivalden çekilmiş tüm filmlerin gösterimi yapılmalıdır.
- Festivaller birincil misyonunu hatırlamalı, ticari gösterim ağları ya da sansür nedeniyle gösterilemeyen filmlerin izleyicilerle buluşabilmesinde ısrarcı olmalıdır.
- Yönetmenlerin yargılandığı, filmlerin sansürlendiği, her mecranın büyük bir baskı altına alındığı bir dönemde festivaller sansür meselesinin tartışılabileceği alanlar açmalıdır.
- Son yirmi yıldır süregiden, kültür sanat alanlarını çoraklaştıran politikalar, alternatif basın kuruluşlarının kapatılmasına, kültür sanat alanında çalışan birçok arkadaşımızın işsiz kalmasına neden olmuşken, festival ekipleri ve belediyelerin kültür sanat daireleri ezberci reflekslerle oluşturulmamalı, baskıcı politikalar nedeniyle işinden olmuş liyakatli meslektaşlarımızın istihdamına önem verilmelidir.
- Adana Altın Koza Film Festivali ve !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, sinema sektöründe cinsiyet eşitliğini hedefleyen uluslararası #5050×2020 (2020 yılına kadar %50 eşitlik) taahhüdünü kabul ettiler. Türkiye'de Filmmor Kadın Kooperatifi'nin öncülüğünü üstlendiği kampanyaya diğer festivaller ve belediyeler de katılmalı, ekiplerinde ve programlarındaki filmlerde cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmalar yapmalıdır. (AÖ)
TIKLAYIN - Adana Altın Koza Film Festivali Cinsiyet Eşitliği Çağrısına Olumlu Yanıt Verdi