* Fotoğraf: Pexels
“Sosyal haklarımızın korunması; temel gıda, su, ısınma, barınma, temizlik ihtiyaçlarınızın karşılanması salgınla mücadelede iktidarın görevidir. Temiz hava, güneş ve fiziksel hareketliliğinizi sağlayacak alanlar ve düzenlemeler organize etmek yine iktidarın sorumluluğundadır. Ekonomik çıkarlar için sağlığımızı hiçe atarak çalıştırıldığımız işyeri ortamlarına gitmemeyi talep etmek en doğal sağlık hakkı talebimizdir. Uyarılarımıza rağmen yanlış sağlık politikalarında ısrar edilmesi, sosyal cinayettir.”
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, pandemiye dair alınması gereken acil önlemleri sıraladığı, “İktidara Uyarımız, Topluma Çağrımızdır: Yanlış Sağlık Politikalarında Israr, Sosyal Cinayettir!” başlıklı basın toplantısı düzenledi.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı basın toplantısını Paul B. Preciado’nun Michel Foucault’dan esinlenerek sarf ettiği “Yaşadığın toplumun nasıl bir siyasi hükümranlık biçimi kurduğunu söyle, karşılaşacağın salgınların alacağı biçimi ve onlarla nasıl mücadele edileceğini söyleyeyim” cümlesiyle başlattı.
“50 metrelik belge yok sayıldı”
TTB’nin bir yıldır hem topluma hem de Sağlık Bakanlığı’na yaptığı çağrı ve açıklamalardan oluşan 50 metre uzunluğundaki belgeleri paylaşan Korur Fincancı, “İktidar bu uyarılarımızı asla hayata geçirmedi. Bunlar toplumu yok saymanın belgesidir” diye ekledi.
“11 haftada yüzde 10 bile aşılanamadı”
Basın açıklamasını TTB II. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ve TTB Merkez Konseyi üyesi Doç. Dr. Deniz Erdoğdu okudu:
“14 Ocak 2021 tarihinden bu yana 11 hafta geçmiştir ve iki doz aşı olanlar toplumun yüzde 10’una dahi ulaşmamıştır.
“İki doz aşı olanların 8 milyona ulaşmayan sayısı ile bilimsel olarak Türkiye’de bağışıklama sağlanabilmesi için 6 ayda 120 milyon doz aşı gerekliliğinin yanından bile geçilememektedir ve halen bir aşı programı açıklanamamıştır.
“TTB olarak iktidarı bir kere daha uyarıyoruz: Geç kaldınız, önlenebilir ölümleri önlemediniz! Her gün yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz son durumda acil adımlar atılmalıdır.”
Yerel pandemi kurulları
Açıklamada acilen yapılması gerekenler şöyle sıralandı:
* Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu artık kabul edilmeli; sağlığa bütüncül bakan toplum ve sağlık örgütlerinin katılımıyla dayanışma içerisinde yeni bir sağlık sistemi kurulmalı.
* Pandemi ile mücadele, derhal geniş katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek ve meslek örgütleri ve toplum dahil edilmelidir.
Bilimsel kriterlere uygun filyasyon
* Bilimsel kriterlere uygun filyasyon çalışmalarına hızla başlanıp salgının ilk kaynağına ulaşılmalı, bireyler hastalanmadan veya hastaneye gelmeden gerekli adımlar atılmalıdır.
Kapalı ve kalabalık alanlarda kapatma
* Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğratılmadan; AVM, fabrika, lokanta, atölye, şantiye gibi kalabalık ve kapalı alanlar derhal kapatılmalıdır.
* En az 14 gün tercihen 28 gün zorunlu üretim alanları dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır.
* Zorunlu üretim alanlarında çalışanlar için işyerine ulaşmada ve iş yerlerinde fiziksel önlemler alınmalı, dönüşümlü çalışma modelleri ile çalışma ortamlarında bulunan sayısı azaltılmalıdır.
14 gün karantina
* Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli ve yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı, yurtdışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalıdır.
Etkili bir aşı programı
* Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili bir aşılama programı uygulanmalıdır. Aşı temini ile ilgili süreç şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı, toplumun önüne net bir aşı takvimi konulmalıdır. Mevcut durumda hızlı aşılama salgınla mücadelenin en önemli parçasıdır.
Sağlık çalışanları
* Sağlık çalışanlarının mevcut pandeminin yükü yetmezmiş gibi iktidarın vurdumduymazlığıyla daha da tükendiği görülmelidir. COVID-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi gibi basit bir adımın bile atılmaması halen bir ayıp olarak ortada durmaktadır.
* Halen atanmayı bekleyen ve KHK ile gerekçe gösterilmeden ihraç edilmiş tüm sağlık çalışanları hızla salgınla mücadelede yerlerini almalıdır. Sağlık çalışanları artık dinlenebilmelidir.
Aşıda patent ve uluslararası koordinasyon
* Kapatılmış olan Hıfzıssıhha Enstitüsü gibi yapılarımızın ne kadar gerekli olduğu şimdi bir kez daha anlaşılmıştır. Artık sağlıkta birilerini zengin edecek değil toplumun ihtiyaçlarına yönelik adımlar atılmalı; aşıda patenti ortadan kaldıracak uluslararası adımlar atılmalıdır.
* Küresel sorunda çözümün de küresel olduğu kabul edilmelidir. Kimseyi geride ve yalnız bırakmayan uluslararası koordinasyon acilen kurulmalıdır. (AS)