Haberin İngilizcesi için tıklayın
Avrupa Birliği’nin finanse ettiği Medya Çoğulculuğu ve Medya Özgürlüğü Merkezi (CMPF) yayınladığı 2021 raporunda, Türkiye’de ifade özgürlüğünün yüksek risk altında olduğu açıklandı.
Avrupa Birliği’ne üye devletlerinin yanı sıra aday ülkeler Arnavutluk, Karadağ, Kuzey Makedonya, Sırbistan ve Türkiye’yi kapsayan çalışmada kurum, ‘temel koruma’, ‘piyasa çoğulluğu’, ‘siyasi bağımsızlık’ ve ‘sosyal kapsayıcılık’ başlıkları üzerinden bir değerlendirme yaptı.
Sonuçlar yüzde 0 ile yüzde 100 arasında ölçeklendirildi. 0-33 arası düşük risk, 34-66 arası orta risk, 67-100 arası da yüksek risk olarak belirlendi. Türkiye, belirlenen dört alanın hepsinde yüksek risk kategorisinde yer aldı.
Analiz edilen ülkelerden hiçbirinin medya çoğulculuğuna yönelik risklerden arınmış olmadığını bilgisi raporda yer aldı.
Türkiye’de durum
Raporun Türkiye kısmına Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yasemin İnceoğlu ve Ceren Sözeri’yle beraber Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Tirşe Erbaysal katkı yaptı. İnceoğlu, Sözeri ve Erbaysal seçilmiş 4 bulgu üzerinde incelemede bulundu.
Temel koruma bulgusu altında açıklanan verilere göre Türkiye’de ifade özgürlüğü yüzde 95 yüksek risk altında çıktı. Raporda Türkiye’nin Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 154. sırada yer aldığı hatırlatıldı.
Raporda “Çoğunluğu yerel gazeteciler, COVID-19 pandemisini haber yaptıkları gerekçesiyle tutuklandı” ifadesi kullanıldı. 18 gazetecinin fiziksel saldırıya uğradığı, 7 gazetecinin ise tehdit edildiği belirtildi.
"Mezunlarının sadece yüzde 5’i iş bulabiliyor"
Yine raporda Türkiye’de 2020’de işsiz gazeteci sayısının 11 bin 157’ye yükseldiği bilgisine yer verildi.
Türkiye’de 70 iletişim fakültesinin olduğu vurgulanırken bu okullarda 14 binden fazla kontenjan olduğu ifade edilerek “Her yıl medya sektöründe iletişim fakültelerinden mezun olan öğrencilerin sadece yüzde 5’i iş bulabiliyor” denildi.
Ayrıca 2020’nin ilk yarısında sadece televizyon kanallarının reklam gelirlerinin arttığı aktarılarak gazete gelirlerinin yüzde 37,3, radyo gelirlerinin ise yüzde 17,1 azaldığı raporda yer aldı.
"Medya iktidarın elinde"
Piyasa çoğulluğu altında yayınlanan verilere göre de, medya sahipliğinin şeffaflığı yüksek risk taşıyor. Raporda medya gruplarının pazar paylarının halka açık olmadığı belirtilirken dijital medyada herhangi bir düzenlemenin olmadığı vurgulandı.
Siyasi bağımsızlık bulgusuna göre Türkiye’de medya yüzde 92 oranında yüksek risk taşıyor. Raporda en çok izlenen 10 TV kanalının iktidar elinde olduğu belirtilirken, editoryal bağımsızlık en yüksek risk grubunda yer aldı.
"Azınlığın ve kadınların medyaya erişimi tehlikede"
Raporda kadın yönetim kadrolarında bulunmadığı, kadınların toplantılara ve politik programlara davet edilmediği ifade edildi. Kadın medyada görünürlüğünün tehlike altında olduğu belirtilirken, azınlıkların yayın hizmetlerinde erişiminin kısıtlandığı ve azınlık yayınlarının devlet kontrolü altında olduğu da açıklandı. (NÇ/HA)