bu hatayı asla yapma ihtimalim yok. ama ben de iyi bir aile çocuğuyum. ağaç kavuğundan çıkmadım.
evlerin pencereleri kendini ele verir, o pencerelere asılan perdeler çok şey anlatır. birisi demişti, "perdelere bakıp onun ardında yaşayanın kim olduğunu söyleyebilirim" diye. gün ışığını çekmeye başladığında bir el hemen perdelere asılıyor ve sıkı sıkı kapatıyorsa gizleyecek çok şeyi var demektir.
bu evin, kutsallığın ve mahremiyetinin gizlenmesinden çok insafsız davranışların, uygulanan şiddetin boyutlarını, acımasızlığını ve yaygınlığını örtme çabasıdır.
perde ister kumaş, ister dantel, ister stor olsun değişmeyen şey; gerçek hayatta bu "kutsal" evin mahremiyeti içinde kadınlara karşı adının koyulmadığı, ötelenmenin ve ayrımcılığın hissettirilmeden yapıldığı bir savaş yürütüldüğüdür.
erkekler bu savaşa devam ettiği sürece insanlık için barış söz konusu olamaz.
ilk meşru ağ
erkek egemen sistem ilk meşru ağını "aile kurumu" ile örmüş erkekliği en yücelttiği makam ve mekan olarak militarizmle taçlandırmıştır. "erkek sistem" "evini" iktidarı için ezip yok ederken ülkeleri de iktidarının devamı için işgal edecek, yakacak yıkacak tecavüz edecektir.
toplumun en temel ve biricik değeridir "aile", elbette öyledir. çünkü beslenecek başka bir kaynak yoktur. kadında aile sevgisi ne kadar geliştirilirse o kadar iyi olur. iyi olur çünkü o vakit kadın toplumsal dayanışma duygusu geliştiremez. ev içinde ne ücret ne sendika ne grev vardır. ev iş demektir, iş ise ev.
yaşamın tek sigortası olarak sistem kadına evliliği dayatır. evlen iyi bir yaşam sigortan olsun! evlilik biricik kurtuluştur! heteroseksüel, romantik ve tek eşli aşk hepimize zorla kabul ettirilmeye çalışılan bir yasadır. öylesine bir dayatılmıştır ki doğanın bir ürünü gibi
beynimize ruhumuza kazınır. nice akıllı olanlarımız bile kanıyorsa "aşk" da bir tuzak demektir...
oysa Brecht "aşk için dostlarınıza bakın" demişti. Kıvılcım söner dostluk ise baki kalandır!
"normal" ve özgürce bir seçim yaptığımızı sanıyoruz. oysa "aileler" insanların başına gelir" bu başımıza gelen şey iki kişiyi değil tüm toplumu ilgilendiren bir şey olur.
toplumsal barış için
kadınlar gerçekten toplumsal barış mı istiyor?
tamam öyleyse, kolay bize dayatılan ve yüceltilen ne kadar kavram varsa iyi eş iyi anne gelin vazgeçin. size savaş açan erkeğin savaş ganimeti ve esiri olmayın. doğurduğunuz güle oynaya büyüttüğünüz oğulları askere salmayın, ağlayan bulursalar erkeklerin anası olsun!
gelin "kutsal" olan tüm ikiyüzlülükleri terk eyleyelim.
barış mı? işte hemen elinizin altında, yanı başınızda...
sonra mı? kimbilir belki o zaman eşitlikçi aşk da kapımızı çalar, yüzlerimiz ve gözlerimiz güler... (HT/FK)