Fotoğraf: AA
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, partinin önceki dönem Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un tutulduğu Kandıra F Tipi Cezaevi'nde hafıza kaybı yaşadığını belirterek, "Aysel Tuğluk'a yaşatılanlar neyin intikamı" diye sordu.
Tuğluk'un isteği üzerine, hastalığının kamuoyuna yansımaması için çaba sarf ettiklerini belirten Kadın Meclisi, durumunun giderek kötüleşmesi ve yaşam riskinin bulunmasıyla birlikte açıklama yapma gereği duyduklarını aktardı.
Tuğluk'un ağır sağlık sorunları yaşadığının aylardır kamuoyuna yansımasına rağmen iktidar yetkililerinin kayıtsız kaldığı belirtilen açıklamada HDP Kadın Meclisi şöyle dedi:
İHD açıklama yapmıştı
"Şunun altını çizmek isteriz ki uzman raporlarına göre bu hastalık Tuğluk'un cezaevinde kalmasına engeldir. Tuğluk'un sağlık sorunlarına ilişkin geçtiğimiz aylarda İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu yaptığı açıklamada, '12 Temmuz 2021 tarihli Kocaeli Üniversite Adli Tıp raporunda, Aysel Tuğluk'un hafızasını vuran hastalığının olduğu, hayatını sürdürmek için ikinci kişilerin yardımına ihtiyaç duyduğu açık biçimde ifade edilmiştir. Hastalığı hızla ilerleyen Tuğluk'un yaşamı riske atılıyor' ifadelerini kullandı.
TIKLAYIN - "Aysel Tuğluk'un yaşamı riske atılıyor"
Annesinin cenazesine saldırıldı
"Tuğluk'un hafıza kaybı yaşamasına sebep olan devletin inkar, imha, asimilasyon ile Kürt düşmanlığı politikalarıdır. Neden mi bunu söylüyoruz? Çünkü, Tuğluk cezaevinde birinci yılı dolmadan annesi Hatun Tuğluk'un ölüm haberini aldı. Ve izinli olarak cenazeye katılmak üzere çıkarıldı. Cenazeye katılanlar, mezarlığa girdikleri andan itibaren ırkçı, sözlü saldırılara ve tacize maruz kaldı, akabinde de hepsine yönelik taşlı saldırılar başladı. Bu durum defin esnasında ve sonrasında da daha korkunç bir hal alarak devam etti. Havaya ateş açıldı. Aysel Tuğluk bütün bunları, gördü, duydu, yaşadı ve tanıklık etti. Naaşın gömüldüğü yerden çıkarılmasına da tanıklık etti. Avukatı günbegün Tuğluk'un bu etkiden kurtulamadığını, üzerinde kalıcı etkiler bıraktığını, cezaevi idaresi ve personeli ile eş zamanlı gözlemlediğini dile getirdi.
TIKLAYIN - Aysel Tuğluk'un Annesinin Cenazesine Saldırı
ATK'nin 5 dakikalık raporu
"Tuğluk'un hastalığının ilerlemesiyle birlikte, İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK) Başkanlığı, 5 dakikalık görüşme sonrası hazırladığı raporda; "Hayatını yalnız idame ettirebileceği" ifadelerine yer verdi. Önceki süreçlerde de gördüğümüz gibi ATK'nin bu tutumu siyasidir ve hasta tutsaklar ya cezaevlerinde ya da serbest bırakıldıktan birkaç gün sonra yaşamlarını yitirmektedir.
"Tuğluk'un hastalığının birincil sorumlusu tekçilik rejimiyle saltanatını sürdüren iktidardır. Savaş ve ölüm siyaseti yürüterek, cinsiyetçi, kutuplaştırıcı, ayrımcı, militarist politikalarıyla ayakta durmaya çalışan İktidar; hapsederek, rehin tutarak mücadele etmelerini engelleyemediği kadınlara "yaşatmamayı", "hafızasızlaşmayı" dayatmaktadır. Soruyoruz bu neyin intikamı? İşte düşman hukuku tam da Aysel Tuğluk üzerinden yürütülen politikadır.
Kadın özgürlük mücadelesi
"Aysel Tuğluk ömrünü, kadın özgürlük mücadelesi başta olmak üzere Kürt ve Alevi kimliğine yönelik saldırılara karşı demokratik mücadeleye adamıştır. Aysel Tuğluk, avukatlık yaptığı dönemde nerede bir hak ihlali varsa, oraya koşmuştur. Tuğluk, Türkiye'de kadın kimliğiyle ilk eş başkanlık deneyimini yaşayan bir isimdir. Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) eş başkanlığını yürüttüğü dönemde, Türkiye'nin farklı kimlik ve yapılarındaki kadınların mücadelesine de ilham olmuştur. Bugün, 'Aysel Tuğluk için adalet' demek kadın özgürlük mücadelesini savunmaktır, 'Aysel Tuğluk için adalet' demek, demokratik siyaseti savunmaktır, 'Aysel Tuğluk için adalet' demek, iktidarın ölüm siyasetini reddetmek, yaşam siyasetini savunmaktır.
Siyasi mahpus kadınlar için kampanya
"Adalet Bakanlığına sesleniyoruz: Aysel Tuğluk derhal serbest bırakılmalı, aksi halde yaşanacak herhangi olumsuz bir durumda sorumlusu sizsiniz.
"Buradan duyuruyoruz; 'Kadınlar için adalet' kampanyamızı önümüzdeki dönem, cezaevinde hasta tutsaklar başta olmak üzere siyasi rehine olarak tutulan kadınlar için bir kampanyaya evrilteceğiz. Kadınlara çağrımızdır; gelin hep birlikte Aysel Tuğluk şahsında tutsak edilen kadınlara dayatılan ölüm siyasetine karşı yaşam siyasetini savunalım."
(AÖ)