Haberin İngilizcesi için tıklayın
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye ile yaşanan Osman Kavala gerilimini değerlendiren Price, 18 Ekim'deki Kavala çağrılarının Viyana Sözleşmesi'nin 41. Maddesiyle tutarlı olduğunu söyledi.
Anlaşmazlıkları gidermek üzere herhangi bir NATO müttefikiyle olduğu gibi Türkiye ile de diyalog kurmaya devam edeceklerini belirten Price, ABD'nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield'ın Türkiye'de görevinin başında olduğunu aktardı.
TIKLAYIN - 8 büyükelçilik: Viyana Sözleşmesi'ni teyit ediyoruz
“Küresel ölçekte insan haklarına saygı için…”
BBC News Türkçe'nin akyardığına göre, basın toplantısında Price'a, Türkiye basınında, "ABD ve diğer ülkeler geri adım attı" şeklinde ifadelerinin yer aldığı hatırlatılarak, "Kavala'nın derhal serbest bırakılmasına yönelik açıklamanın arkasında mısınız?" diye soruldu.
Price bu soruya, "18 Ekim'de yaptığımız açıklamanın Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesiyle tutarlı olduğunun altını çizen bir açıklama yaptık. Küresel ölçekte insan haklarına saygı için hukukun üstünlüğünü yaygınlaştırmaya olan bağlılığımızı teyit ediyoruz" cevabını verdi.
Söz konusu tavırlarının sarsılmaz olduğunu vurgulayan Price, "41. maddeye uygun olarak Türkiye ile ilişki kurmaya devam edeceğiz" dedi.
Dün akşam (25 Ekim) Kabine Toplantısı sonrası konuşan Erdoğan, amaçlarının kriz çıkarmak olmadığını ifade etmiş ve "Amacımız Türkiye'nin onurunu, gururunu haysiyetini korumaktır. Bugün büyükelçiliklerden yapılan açıklamayla yanlışlıklarından geri dönülmüştür. Bu elçilerin artık daha dikkatli olacağına inanıyoruz" görüşünü dile getirmişti.
Erdoğan'ın son açıklamalarının "aydınlatıcı" olduğunu ifade eden Price, "Türk Hükümeti'nden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamasını istemeye devam edecek misiniz?" yönündeki soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye bağlamında da insan hakları taleplerimize bağlıyız."
G20’de görüşülecek mi?
30-31 Ekim tarihlerinde İtalya'nın başkenti Roma'da düzenlenecek G-20 Zirvesi'nde ABD Başkanı Joe Biden'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşüp görüşmeyeceği yönündeki soruyu ise Price, "Bu sorunun yanıtını Beyaz Saray'daki meslektaşlarıma bırakmalıyım" diyerek cevapladı.
Ne olmuştu?
ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda'nın Türkiye büyükelçileri, iş insanı Osman Kavala'nın tutukluluğunun dördüncü yılı olan 18 Ekim'de yayımladıkları ortak bildiriyle, Kavala'nın serbest bırakılması için Türkiye'ye çağrıda bulunmuştu.
Bunun ardından ise AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu büyükelçilerin "istenmeyen kişi" ilan edilmeleri için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na talimat verdiğini açıklamıştı.
Erdoğan'ın sözleriyle birlikte artan gerilim ABD, Kanada ve Hollanda'nın Viyana Sözleşmesi'nin 41. Maddesi'ne bağlı olduklarına dair yaptıkları açıklama sonrası azalmıştı. Almanya, Fransa, Norveç, İsveç, Danimarka ve Finlandiya ise ABD Büyükelçiliği'nin açıklamasını retweet etmişti.
Anadolu Ajansı (AA) dahil birçok medya kuruluşu Viyana Sözleşmesi’ne ilişkin paylaşımları “geri adım” olarak duyurmuş, Erdoğan da büyükelçilerin “yanlıştan geri döndüğünü” söylemişti.
Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesi:
Söz konusu madde, diplomatik misyonların, bulundukları ülkelerin içişlerine karışmayacağına yönelik ifadeleri içeriyor:
1. Ayrıcalıklarına ve bağışıklıklarına hâlel gelmeksizin, bu gibi ayrıcalıklardan ve bağışıklıklardan yararlanan bütün şahıslar kabul eden Devletin kanunlarına ve nizamlarına riayet etmekle yükümlüdür. Anılan Devletin iç işlerine karışmamakla da bu şahıslar keza yükümlüdür.
2. Gönderen Devlet tarafından kabul eden Devlet nezdinde yapılması misyonun uhdesine tevdi olunan bütün resmi işler, kabul eden Devletin Dışişleri Bakanlığı veya mutabık kalınacak diğer bir Bakanlık ile veya aracılığıyla yürütülür.
3. Misyonun binaları, misyonun bu Sözleşmede belirtilen görevleri veya diğer genel uluslararası hukuk kuralları veya gönderen ve kabul eden Devlet arasında yürürlükte olan özel anlaşmalar ile bağdaşmayacak bir tarzda kullanılmaz.
(TP)