Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 1455 gündür tutuklu olan iş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması için çağrı yapan 10 büyükelçiyi "istenmeyen kişi" ilan edilmesi talimatıyla başlayan diplomasi krizinde tansiyon karşılıklı açıklamalar sonrası düşmüş görünüyor.
Erdoğan, Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, "Bizim amacımız kriz çıkarmak değil, Türkiye'nin onurunu, gururunu haysiyetini korumaktır. Bugün büyükelçiliklerden yapılan açıklamayla yanlışlıklarından geri dönülmüştür" dedi.
Erdoğan, büyükelçiliklerin "Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi'nin 41. Maddesine riayet etmeyi teyit ettiklerini" paylaşmasıyla ilgili "Büyükelçilerin artık Türkiye'nin egemenlik hakları konusundaki beyanlarında daha dikkatli olacaklarına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
10 Büyükelçi kim ve hangi ülkenin? | |
18 Ekim'de Türkiye'ye Osman Kavala'yı derhal serbest bırakması için ortak çağrı yapan ve "istenmeyen kişi" ilan edilmeleri istenen büyükelçiler ve ülkeleri şöyle: |
TIKLAYIN - Keyman: Osman Kavala itirazları sürecektir
"Türk yargısı kimseden talimat almaz"
Talimatını geri çektiği anlaşılan Erdoğan, büyükelçileri hedef alan eleştirileri ve tehditlerini ise sürdürdü:
- Türkiye'nin nezaketini, zaaf olarak görerek eski alışkanlıklarına yönelenler, yaptıkları yanlışları kabullenmedikleri sürece cevaplarını alacaklardır. Son dönemde bazı ülkelerin büyükelçiliklerinden yapılan açıklamayı da aynı şekilde kabul ediyoruz.
- Bu tavır ülkemizdeki yargı teşkilatını, savcılarımızı, avukatlarımız tüm yargı mensuplarına karşı yapılmış bir hakarettir. Türk yargısı kimseden talimat almaz, kimsenin emrine girmez.
- Ülkemizin bağımsızlığına saygı duymayan hiç kimsenin sıfatı ne olursa olsun, bu ülkede barınamayacağını da ayrıca ifade etmek istiyorum.
CHP'li Çeviköz: Diplomasinin başarısı
CHP İstanbul Milletvekili ve daha önce büyükelçilik görevlerinde bulunan eski diplomat Ünal Çeviköz, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "istenmeyen kişi" ilanından dönülmesinin diplomasinin başarısı olduğunu ifade etti:
"On Büyükelçinin 'persona non grata' ilan edilmesi gibi bir hatanın önüne geçilmesine yönelik çabaların sonuç verdiği anlaşılıyor. Diplomasinin başarısı bir kez daha görüldü. Bu çözüme emek veren ve sonuca yardımcı olan Dışişleri Bakanlığımızın mensubu olmakla gurur duyuyorum."
Yargıtay ve HSK'den açıklama
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, "Bahsi geçen sayın büyükelçilerin sıradan bir şekilde değil de adeta örgütlü şekilde bir araya gelerek, toplu şekilde bildiri yayımlamış olmaları Türkiye'de bağımsız yargıyı, bağımsız yargı mensuplarını, tüm hakim ve Cumhuriyet savcılarını, yüksek yargı mensuplarını derinden yaralamış ve üzmüştür. İnfiale neden olmuştur" dedi.
Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) da yaptığı yazılı açıklamada, "Tüm resmi ve özel kurum ve kuruluşlar ile birey ve toplulukların yargı bağımsızlığına saygı göstererek, yargılama süreçlerine müdahale niteliği taşıyacak her türlü eylem ve söylemden kaçınması önem arz etmektedir" ifadelerini kullandı.
"Son dönemde bazı basın yayın organlarında, Türk Yargı Sistemine yönelik eleştiri sınırlarını aşan birtakım açıklamalara yer verildiği ve bu kapsamda girişimlerde bulunulduğu gözlemlenmektedir. Türk Yargısının itibarına halel getirebilecek bu durum nedeniyle, Kurulumuzca basın açıklaması yapılması zarureti hâsıl olmuştur" diyen HSK, Anayasa'nın ilgili maddesini hatırlattı:
"Anayasamızın 138'inci maddesinde, hâkimlerin görevlerinde bağımsız oldukları; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verdikleri; hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunamayacağı öngörülmüştür."
Türkiye'de yargının bağımsız olduğunu savunan Yargıtay ve HSK, açıklamalarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kavala için verdiği ihlal ve tahliye kararına ise yer vermediler.
Prof. Dr. Tarhanlı: Geri adım atılmadı
Uluslararası Hukuk Profesörü Turgut Tarhanlı ise, büyükelçilerin bugün yaptıları açıklamanın geri adım olmadığı görüşünde.
Tarhanlı'nın konuya ilişkin Twitter'da yaptığı paylaşım şöyle:
- İlk açıklamada imzası olan bazı diplomatik misyonların aşağıdaki yeni mesajları, önceki açıklamanın 1961 Viyana Sözleşmesi bağlamında iç işlere müdahale niteliği taşımadığı; bu konudaki sorulara cevaben, Sözleşme'nin madde 41. hükmüne riayeti koruma ve sürdürme hususunu kaydettikleriyle ilgilidir.
- İlgili devletlerin geçen haftaki ve bugünkü mesajları, dile getirilen insan hakları ve hukukun üstünlüğü kaygısını vurgulamaktan geri adım atılmadığı, sadece geçen haftaki metnin içeriğinin ve amacının diplomatik bakımdan bu defa adını koyarak sarahate kavuşturulmasından ibarettir.
- Diplomatik ilişkiler bakımından İngilizce metin esas alınır. Sonuçta, o Türkçe çeviri Türkiye resmi makamları tarafından yapılmış bir metin değildir.
Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesi ne diyor? Söz konusu madde, diplomatik misyonların, bulundukları ülkelerin içişlerine karışmayacağına yönelik ifadeleri içeriyor: 1. Ayrıcalıklarına ve bağışıklıklarına hâlel gelmeksizin, bu gibi ayrıcalıklardan ve bağışıklıklardan yararlanan bütün şahıslar kabul eden Devletin kanunlarına ve nizamlarına riayet etmekle yükümlüdür. Anılan Devletin iç işlerine karışmamakla da bu şahıslar keza yükümlüdür. 2. Gönderen Devlet tarafından kabul eden Devlet nezdinde yapılması misyonun uhdesine tevdi olunan bütün resmi işler, kabul eden Devletin Dışişleri Bakanlığı veya mutabık kalınacak diğer bir Bakanlık ile veya aracılığıyla yürütülür. 3. Misyonun binaları, misyonun bu Sözleşmede belirtilen görevleri veya diğer genel uluslararası hukuk kuralları veya gönderen ve kabul eden Devlet arasında yürürlükte olan özel anlaşmalar ile bağdaşmayacak bir tarzda kullanılmaz. |
TIKLAYIN - 10 Büyükelçilik: Kavala derhal serbest bırakılmalı
TIKLAYIN - Emekli Büyükelçi Eralp: Aşırı bir tepki
Ne olmuştu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dört yıldır cezaevinde tutulan Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısında bulunan 10 ülkenin büyükelçisine sert tepki göstermiş ve Dışişleri Bakanlığına büyükelçilerin "istenmeyen kişi" ilan edilmeleri için talimat verdiğini açıklamıştı.
Erdoğan, "Burası öyle zannettiğiniz gibi bir kabile devleti değil, burası Türkiye, anlı şanlı Türkiye. Burada kalkıp da Dışişleri Bakanlığına gelip talimat verme gibi bir yola giremezsiniz. Gerekli talimatı ben Dışişleri Bakanımıza verdim. Ne yapması gerektiğini söyledim. 'Bu on tane büyükelçinin bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz' dedim. Zira bunlar Türkiye'yi tanıyacaklar, anlayacaklar, bilecekler, Türkiye'yi bilmedikleri, anlamadıkları gün terk edecekler" demişti.
Diplomasi kuralları uyarınca büyükelçilerin "persona non grata" (istenmeyen kişi) ilan edilmeleri halinde Türkiye'yi terk etmeleri gerekiyor.
TIKLAYIN - Büyükelçi geriliminde önemli Pazartesi
(KÖ)