* Fotoğraf: Pexels
İnsan Hakları Derneği, Yurttaşlık Derneği ve EuroMed Rights yaptıkları ortak açıklamayla, davaların izlenmesi, yargı yoluyla taciz ve yıldırma vakalarının belgelenerek kayıt altına alınmasını hedefleyen bir çalışmaya başladıklarını duyurdu.
Üç örgütün imzasını taşıyan “Adil Yargılanma Hakkı için Dayanışma” başlıklı yazılı açıklamada, 2,5 yıllık çalışma kapsamında ağırlıklı olarak ifade, örgütlenme ve barışçıl toplantı özgürlüğüne ilişkin yargılama süreçlerine odaklanacakları ifade edildi.
Çalışmayı, hak savunucularıyla dayanışma içinde yürütmeyi planlıyorlar: “Farklı alan ve disiplinlerde tecrübe ve uzmanlık sahibi hak savunucularıyla temas ve istişare içerisinde, tecrübe ve birikimlerimizi güvenli bir ortamda paylaşabileceğimiz, işbirliğine dayalı bir yol haritasında ilerlemeyi öngörüyoruz.”
“Yargı gücünün suiistimaliyle mağdurlar çoğalıyor”
Hak örgütleri, kendilerini bu çalışmayı yapmaya sevk eden ortamla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye’nin hak ve özgürlükler karnesi son yıllarda günden güne daha kötüye gidiyor. Hak ve özgürlüklerin kıskaca alınmasına, hukuk normlarının aşındırılmasına ve toplumsal sahanın kontrolüne alet edilen yargılamaların sayıca artışıyla birlikte, hukukun temeli olan oranlılık ilkesinin hiçe sayılmasına, hukuki süreçlerin hakkaniyetsiz şekilde uzatılmasına ve her türden usul ihlâllerine de gitgide daha çok tanık oluyoruz.
“Yargı gücünün suiistimaliyle sindirme ve bezdirmenin her kesimden mağdurları çoğalırken, herkesin hak ve özgürlüklerini korumak ve genişletmek için çalışan hak savunucuları ve sivil toplum örgütü üyelerinin de bilhassa hedef alındığı malum.
“Temmuz 2018’de sona erdiği ilan edilmekle birlikte, farklı mahallerinde birbirine eklemlenen “geçici” süreli uygulamalarla yaygın ve sürgit hale getirilmiş olan OHAL düzeni, çeşitli unsurlarıyla sisteme entegre edilmiş durumda. En son 31 Temmuz 2018 tarihinde yürürlüğe giren 7145 sayılı “Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile, hak ve özgürlüklerin idare tarafından keyfi şekilde kısıtlanmasına ve ihlâline imkan veren OHAL çapası sağlamlaştırılmış bulunuyor.
“Anayasaya ve örgütlenme özgürlüğüne açık bir biçimde aykırı olan 7262 sayılı “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun” 27 Aralık 2020’de kabul edilmişti.
“Terörle Mücadele Kanunu ile Türk Ceza Kanunu’nun da tahkim ettiği bu hamlelerin, hak ve özgürlükleri tırpanlamanın yanında korku iklimini ve yılgınlığı arttırmaya, hak savunucularının ve sivil toplum örgütlerinin nefesini kesmeye ve çalışmalarını zorlaştırmaya da hizmet ettiği açık.
“Bu tam saha baskı ve kuşatmanın geriletilebilmesi, mümkün olan en geniş şekilde ve kapsamda bir dayanışma ve elbirliği ile etkili ve uzun soluklu bir mücadeleyi gerektiriyor. Bu hattaki kıymetli dayanışma ve çabaların hacminin ve etkisinin artmasına omuz vermek amacıyla, davaların izlenmesi ve yargı yoluyla taciz ve yıldırma vakalarının belgelenerek kayıt altına alınmasını hedefleyen bir çalışma için biz de kolları sıvadık.
“Hak ve özgürlüklerin korunması ve genişletilmesi uğrunda, çeşitli alanlarda çaba sarfeden ve emek verenleri savunmak, yargı eliyle uğratıldıkları zorlukların üstesinden gelmelerine katkıda bulunmak üzere, 2018 yılından itibaren farklı örgütlerden ve kesimlerden hak savunucularına açılmış 14 davayı izlemiştik. Bu süreç zarfında edindiğimiz derslerin ve bu alanda yürütülen diğer çalışmaların da ışığında, dava izleme çalışmalarımızın yeni bir safhasını başlattık.”
“Adalete erişim, adil yargılanma hakkı”
Dava/duruşma izleme hattındaki çalışmalar dört eksende yoğunlaşacak:
- sivil toplum örgüt ve girişimlerinin, yargı eliyle tacize karşı çalışmaları arasında koordinasyonun ve birbirini tamamlayıcı nitelikte işbirliklerinin gelişmesini desteklemek,
- hukukun üstünlüğünün aşındırılması ve yargı eliyle taciz konularında faal sivil toplum örgütlülüğünün genişleyip çeşitlenmesine, izleme, kayda geçirme ve raporlama kapasitesinin yaygınlaşmasına ve etkinlik kalibresinin yükselmesine destek olmak;
- adalete erişim, adil yargılanma hakkı başta olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin hakkıyla kullanılabilmesini zorlaştıran etkenlerin görünürlüğünün somutlaşmasını sağlamak,
- toplumsal cinsiyet ayrımcılığına dayalı ve/veya azınlıkları hedef alan hak ihlalleriyle ilgili farkındalığın güçlenmesine ve bu ihlâllerin bertaraf edilmesi için harekete geçilmesine katkıda bulunmak.
(AS)