Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
“Soruşturmanın en başından bu yana, katliamı gerçekleştirenlerin sadece mahkemede yargılananlardan ibaret olmadığını, katillerin katliam faillerine yardım eden, yol veren ve görmezlikten gelen kamu görevlileri sayesinde bu kadar rahat bir şekilde katliamlar gerçekleştirdiklerini söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Bugüne kadar hiçbir kamu görevlisi bu katliamdan dolayı yargılanmadı.”
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, 103 kişinin öldürüldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı Ankara katliamında sorumluluğu bulunan tüm kamu görevlilerinin yargılanması için suç duyurusu yaptı.
Suç duyurusunda, 2015 yılında Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bulunan ve bu konuda görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen tüm sorumlular hakkında TCK 83. maddesinde düzenlenen “kasten ihmali davranışla öldürme”, TCK 281. Maddesinde yer alan “suç delillerini yok etme” ve TCK 257. Maddesinde yer alan “görevi kötüye kullanma” suçlarından gerekli soruşturmanın yapılması talep edildi.
10 Ekim mitingini düzenleyen kurumlar KESK, DİSK, TMMOB ve TTB ile katliamda yakınlarını yitiren bazı aileler ve yaralılar avukatları aracılığıyla savcılığa suç duyurusu dilekçesi verdi.
10 Ekim 2015’te Ankara Garı meydanında gerçekleşen katliamdan sonra açılan davada, 2018 yılında tutuklu sanıklar hakkında çeşitli mahkumiyet kararları verildi, firari sanıklarla ilgili yargılama devam ediyor.
Deliller 4 yıl sonra adliyeye “bırakıldı”
Ardından açıklama yapan Avukat Komisyonu, konuya dair basın açıklamasında, “firari sanıklarla ilgili yargılama devam ederken adeta hukuk skandalı niteliğinde gelişmeler yaşandı ve katliamdan tam 4 yıl sonra soruşturmaya ilişkin 9 klasör evrak, kimliği belirsiz kişilerce Ankara Adliyesi’nin savcılık katına bırakıldı” dedi.
Açıklamada, Mahkeme’ye ulaşan söz konusu “kayıp” 9 klasörde, katliamın nasıl organize edildiğine ve kamu görevlilerince katliam faillerine nasıl yol verildiğine dair çok önemli deliller ve bilgiler bulunduğu ifade edildi:
“Klasörlerin içeriğinin soruşturma savcılarının yaptıkları yazışmalardan ve soruşturmayla ilgili çok önemli delilerden oluşması ve ancak yargılama başladıktan yıllar sonra ortaya çıkması, bunların soruşturma savcıları tarafından bilinçli bir şekilde gizlenerek davaya özellikle dahil edilmediğini gösteriyor. Soruşturma savcılarının delilleri gizledikleri ve kararttıklarının anlaşılması üzerine haklarında bir süre önce HSK’ya şikayetler yapıldı.
“Bu klasörler içindeki en önemli deliller, katliamın önemli sanıklarından olan ve intihar bombacılarının Antep’ten Ankara’ya gelişinde escortluk yapan Yakub Şahin’in katliamdan 10 gün önce bomba malzemesi olan amonyum nitrat satın almaya çalıştığını gösteren Nizip Cumhuriyet Savcılığı’nın yaptığı soruşturmaya dair evraktı.”
Emniyet Müdürlüğü hiçbir işlem yapmadı
“Nizip Cumhuriyet Savcılığı, o dönemde Nizip’te gübre bayiliği yapan ve kendisinden gübre almak isteyenlerden şüphelenen bir kişinin, 30 Eylül 2015’te yaptığı ihbarı ciddiye alarak soruşturma başlatmış ve Yakub Şahin ile onunla birlikte hareket eden Hüseyin Tunç’u ve olayda kullandıkları araçları tespit etmişti.
TIKLAYIN - Ankara Katliamından 10 Gün Önce Emniyete İhbar Telefonu
“Bunun üzerine Nizip Emniyet Müdürlüğü, 2 Ekim 2015 tarihinde (katliamdan 8 gün önce) kimliğini tespit ettikleri Yakub Şahin’i, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüklerine bildirerek hakkında gerekli araştırmanın yapılmasını istedi.
“Ancak dosyaya gelen bilgi ve belgelerden anlaşıldığı kadarıyla Gaziantep Emniyet Müdürlüğü bu ihbarla ve Yakub Şahin’le ilgili hiçbir işlem yapmadı.
“IŞİD’in arka arkaya bombalı saldırı düzenlediği bir dönemde, bu eylemlerin Antep’ten organize edildiği biliniyorken böyle bir ihbarın ciddiye alınmaması, katliam faillerine özellikle dokunulmadığını düşündürüyor.
“Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nün hakkında ihbar bulunan, kimliğini ve faaliyetlerini bildiği ve izlediği Yakub Şahin hakkında hiçbir işlem yapmaması açıkça suç teşkil ediyor. Bu ihbar dikkate alınarak Yakub Şahin yakalansaydı 10 Ekim Ankara katliamı belki de hiç yaşanmayacaktı.”
Dilekçede bu sebeplerle kamu görevlilerinin soruşturulması ve cezalandırılması talep edildi.
TIKLAYIN - Kim Planladı, Kim Yol Verdi, Kim Görmezden Geldi?
(AS)